Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Makedonya'da Arnavut "asiler"in başkent Üsküp'teki havaalanı, petrol rafinerisi ve polis merkezi gibi stratejik hedefleri bombalayacağına dair tehditlerini yerine getirip getirmeyecekleri belli değil; ama ülkenin artık bir iç savaşa sürüklenmekte olduğu kesin.
Giderek tırmanan çatışmalar, şimdi sadece hükümetle Ulusal Kurtuluş Ordusu UÇK'yı değil, Arnavut ile Slav (ve bir bakıma Müslümanla Ortodoks) kökenli vatandaşları da karşı karşıya getirmiş bulunuyor.
Son saldırılar zinciri bu bakımdan çok tehlikeli.
Arnavut militanların 5 Makedon askerini öldürmelerine misilleme olarak, Bitola (Manastır)'da Slav milliyetçilerinin Arnavutlara (ve bu arada Türklere) ait evlere, dükkanlara, camilere saldırması, kontrol dışına çıkan çatışmaların artık "toplumlararası" bir nitelik aldığını ortaya koyuyor.
Ateşkesin sağlanması için haftalardır harcanan çabalar şimdi boşa çıkmış görünüyor. UÇK savaşçıları Üsküp'ün varoşlarına kadar sokulup başkenti tehdit edecek duruma geldiler. Makedon ordusu Arnavut köylerini bombalayarak karşılık veriyor. Binlerce kişi evlerini terk edip Kosova'ya kaçıyor...
* * *
ARNAVUT militanları ile Makedon makamları arasında başlayan ve halen Arnavut - Slav sürtüşmesi olarak gelişen bu kavga, Makedonya'da yaşayan 77 bin Türk'ün can ve mal güvenliğini de tehdit ediyor.
Son olaylarda fanatik Makedon (Slav) milliyetçilerinin Manastır'da Arnavut - Türk farkı gözetmeden "kendilerinden olmayanlar"ı hedef alması, çok kaygı verici bir olay. Ankara da bu konuda hassas. Bir yetkilinin deyişi ile Manastır'daki saldırıdan sonra, "Türkiye, bu aşamada ne yapılması gerekiyorsa ve ne yapılabilirse yaptı... Makedon hükümeti Türk hedeflerine karşı girişilen saldırıları kınadı ve bunun tekrarlanmaması için gereken önlemlerin alınacağı sözünü verdi."
Ama doğrusu şu sırada Makedonya'da her iki tarafta da esen aşırılık rüzgarları, Makedon Cumhurbaşkanı'nın veya Başbakanı'nın verdiği söze güvenmeyi zorlaştırıyor.
Bir diplomatın belirttiği gibi iş giderek kontrol dışına çıkıyor. Liderlik aşırı milliyetçi ve fanatik gruplara hakim olamıyor. Ayrıca Üsküp'te görevliler ve resmi makamlar arasında, milliyetçilere destek verenler veya yaptıklarına göz yumanlar var.
Eğer bu tür saldırılar tekrarlanırsa bu, huzuru kaçan ve geleceklerinden kaygı duyan pek çok Türk kökenli Makedon'u göçe zorlayabilir. Herhalde Türkiye'nin böyle bir olasılığı önlemesi için daha da ciddi önlemler alması gerekecektir.
* * *
GEÇEN ay bir ara Makedonya'da hükümetle ılımlı Arnavut siyasal grupları arasında bir uzlaşmaya varılması umudu doğmuştu. Ne yazık ki UÇK'nın saldırılarını artırması, hükümetin de aşırı misillemede bulunması, bu şansı yok etti.
Makedonya'daki durum, giderek Bosna'da ve Kosova'da daha önce görülen senaryolara benzemeye başladı. Umarız bu benzerlik, akıbetinde de tekrarlanmaz...