Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Tony Blair'ın deyişiyle, IRA'nın silahları bırakma kararı, "Savaşın yerini barışın, terörün yerini politikanın aldığı" bir dönüm noktası olarak tarihe geçecek.IRA'nın 36 yıl devam eden silahlı mücadelesine son vermeye ve davasını siyasi yoldan yürütmeye karar vermesi, gerçekten halen İngiltere'yi de hedef alan El Kaide başta olmak üzere, teröre başvuran tüm örgütler için ibret verici bir davranış.Bunca yıllık kanlı eylemlerden sonra İrlandalı ayrılıkçılar, şiddetle bir yere varamayacaklarını anladılar. Son zamanlarda kendi saflarından çıkan ve siyasi yöntemleri tercih eden Sinn Fein liderlerinin (Gerry Adams, Martin McGuinness gibi) uyarıları, halkın olumsuz tepkileri, nihayet militanlara terörün kendi davalarına hizmet etmediğini, aksine ters teptiğini öğretti.Bundan El Kaide'den PKK'ya kadar çeşitli terör örgütlerinin çıkarması gereken dersler var. Gerçi IRA'nın durumunun başkalarından farklı olduğu söylenebilir. Ancak hepsinin ortak yanının şiddet olması, nedenleri ve amaçları ne olursa olsun, bu yöntemin sonuca götürmediğini ortaya koymaya yetiyor.* * *IRA'nın silaha sarılması aslında Kuzey İrlanda'daki 80 küsur yıllık bir mücadelenin sonucudur. Geçen yüzyılın başlarında, İngiltere'ye bağlı olan Kuzey İrlanda'da azınlık durumundaki Katoliklerin, Londra destekli Protestanlar tarafından kötü muamele görmesi, hatta ikinci sınıf vatandaş durumuna düşmesi, bir sürtüşme ortamı yaratmıştı. Katoliklerin baskılara ve ayrımcılığa karşı tepkisi, kısa zamanda bir "ayrılıkçı harekete" dönüştü. Özellikle adanın güneyinde -Katolik çoğunluklu- İrlanda Cumhuriyeti'nin bağımsız bir devlet olarak kurulmasından sonra, Kuzey İrlanda'daki Katolikler İngiltere'den tamamen kopup Güney'le birleşmek istediler. İşte IRA bu ortamda, ayrılıkçı terörist bir örgüt olarak ortaya çıktı.IRA'nın kanlı eylemlerinin bilançosu şöyle: 3673 ölü, 45 bin yaralı, 100 milyar sterlin zarar, 30 bin mahkûmiyet... Ve tabii bunun gerisinde, her iki tarafta derin izler bırakan acılar, gerginlikler ve güvensizlik...* * *YILLAR önce IRA'nın terörle bir sonuç alamayacağını anlayan Adams, McGuiness gibilerinin kurduğu Sinn Feinn, Kuzey İrlanda'da geniş bir otonomi veya öz yönetim yönünde bir anlaşmanın sağlanmasında önemli rol oynadı. Nitekim 1998'de Londra ve Dublin ve yerel Proteston ve Katolik temsilciler tarafından imzalanan anlaşma, referandumun da gösterdiği gibi, halkın çoğunluğunun desteğini gördü.Tabii hâlâ Katolikler arasında Londra'dan tamamen ayrılmak ve Dublin'e "ilhak etmek" isteyenler var. Öte yandan İan Paisley'in başında bulunduğu Protestan Birlikçiler de IRA'ya ve hatta Sinn Fein'e karşı düşmanlıklarını sürdürüyorlar.Ancak şimdi IRA'nın silahı bırakma kararından sonra, Belfast'ta kapalı bulunan parlamentonun yeniden faaliyete geçmesi ve anlaşmazlığın şiddet yerine tartışma platformuna taşınması mümkün görünüyor.Bu sonucun alınmasında kuşkusuz İngiliz hükümetinin yıllar boyunca bir yandan terörle savaşırken, bir yandan da Sinn Fein ve ılımlı unsurlarla diyalog kurup bir uzlaşma sağlamak için büyük çaba harcamasının büyük rolü var. Bu sayede Kuzey İrlanda'nın İngiltere'den kopması önlenmiştir. Şimdi terörün işe yaramadığını anlayan IRA'nın kararı ile de, bölgede siyasal uzlaşma ve barışın yolu açılıyor.NOT: Yıllık iznimin bir bölümünü kullanacağımdan, önümüzdeki hafta yazılarıma ara vereceğim. skohen@milliyet.com.tr İNGİLTERE'de terörün yeni bir cephesinin açıldığı bir dönemde, eski bir cephenin kapanması, anlamlı bir gelişme.