Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Kosova'daki insanlık faciasına yardım elini uzatan ilk ülkelerden biri olarak, Türkiye şimdi binlerce Arnavut mültecisine ev sahipliği yapıyor.
Sırpların etnik temizlik kampanyası sonucunda, Arnavutların komşu ülkelere büyük göçü başlar başlamaz, Türkiye NATO içinde, ABD ile birlikte, ortak bir insancıl yardım programı için girişimlerde bulundu. Türkiye bir yandan Arnavutluk ve Makedonya'ya sığınan Arnavutlara yardım malzemesi gönderirken, bir yandan da müttefiklere "olanakları oranında" bir kısım mülteciyi kendi topraklarında barındırmaları çağrısında bulundu. Ve bunda bizzat ilk adımı atarak 20 bin mülteciye Kırklareli'deki Göçmenevi'nin kapılarını açtı.
Türkiye zulüm gören, ülkelerinden atılan veya soykırıma tabi tutulan insanları kurtarma ve kucaklama konusundaki geleneksel tavrını, böylece bir kez daha sergilemiş oldu...
* * *
TÜRKİYE, Göçmenevi'nde barındıracağı 20 bin mültecinin dışında, Makedonya ve Arnavutluk'ta kurulmakta olan kamplarda 20 bin kişinin daha tüm ihtiyaçlarını karşılama çabasında. Bu bağlamda, yardım malzemesinin sevkiyatı başlamış bulunuyor.
Buna Kosova'dan kaçan ve ülkemizde yakınları bulunan 6 bin kişi de eklenince, Türkiye'nin yardım elini uzattığı mültecilerin sayısı 46.000'i buluyor.
Dışişleri Bakanı İsmail Cem, "bu, NATO içinde bir rekordur" diyor. Evet, Batılı veya Doğulu, tüm dünyaya örnek olacak bir rekor...
ABD başta olmak üzere, bir kısım Batılı ülkeler birkaç bin mülteciye kapılarını açmaya hazırlanıyor. Bir kısmı, mültecilerin sadece, bulundukları yerlerde, maddi ihtiyaçlarını karşılamayı üstleniyor. Batılıların dışında ne yazık ki yardım elini uzatan az. Örneğin varlıklı Arap ve İslam ülkeleri ne yapıyor? Yugoslavya'nın eski partnerleri olan "bağlantısızlar" bu insanlık dramına neden en azından "insancıl" bir ilgi göstermiyorlar?..
* * *
BAZI ülkeler (Fransa ve İngiltere gibi), mültecilere sadece "yerinde" - yani Arnavutluk'ta ve Makedonya'da - gereken yardımın yapılmasını istiyor ve bunların başka ülkelere nakline karşı çıkıyor. Çünkü diyorlar, bu takdirde halen sayısı 1.1 milyonu bulan Kosovalı Arnavutlar dağılmış olur. Arnavutlar Kosova'ya dönmezse, Miloşeviç'in istediği de gerçekleşmiş olur...
Bu "strateji", açıkçası bazı ülkelerin mültecilere ev sahipliği yapmamak için öne sürdükleri bir bahane. Bu ülkeler isterlerse mültecileri "geçici" olarak kabul edebilir ve şartlar normalleşince onları Kosova'ya gönderebilir.
Dışişleri Bakanı Cem'e Türkiye'nin bu konudaki tutumunu sorduğumda yanıtı şöyle oldu: "Durum o kadar acil ve kritik ki, öncelikle bu insanları yaşatmak gerek. Türkiye bu nedenle kapılarını açıyor. Elbet buradaki statüleri, geçici mülteci olacak. İstedikleri zaman veya şartlar müsait olacağı zaman, Kosova'ya dönecekler."
Kosova trajedisi karşısında Türkiye'nin insancıl tavrı bu. Varsın başkaları, çeşitli gerekçelerle siyasal "strateji" tartışmalarını sürdüredursun...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr