Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bayrağı dışişleri bakanlarından devralan AB liderleri, bu zorlu yarışı tahmin edildiği biçimde noktalıyorlar.Bir son dakika sürprizi olmazsa "zirvedekiler" iki hafta önce Komisyon'un sunduğu, daha sonra daimi temsilcilerin ve dışişleri bakanlarının rötuşladığı "tavsiyeler" çerçevesinde "nihai kararı" verecekler.Her zaman olduğu gibi bu kez de, bütün taraflar, bu kararda kendileri lehinde ve aleyhinde noktalar bulacaklar.Genel olarak, AB'nin "limanlar sorunu"nu öne çıkarıp Türkiye'yi -sekiz müzakere başlığını askıya almakla- "cezalandırması" en ciddi olumsuzluk. Buna karşılık, müzakere sürecinin devam etmesi ve geriye kalan dosyaların açılabilmesi umut verici. KKTC ile direkt ticaret konusunda yeni bir söz verilmesi de öyle... NİHAYET "finiş" çizgisine gelindi... Uzun maraton önümüzdeki 48 saat içinde sona eriyor. Önemli olan, sürecin bir şekilde devam etmesi ve görüşmelerin kesintiye uğramaması olduğuna göre, Türkiye'nin şimdiden neler yapması gerektiğini planlaması gerek. Her şeyden önce Türkiye bu süreci canlı tutmak konusundaki kararlılığını korumalı, 2007'nin seçim yılı olması nedeniyle "AB gündemini" bir kenara itmemeli... Her ne kadar 8 dosya açılmayacaksa da diğer fasıllar masaya getirilebilecek. İlk sırada dört fasıl var. Bunlar üzerinde hızlı ve yoğun bir çalışma başlatmak lazım. Bu arada Türkiye, çeşitli alanlardaki reformları hayata geçirmeye çalışmalı (bu arada unutulan 301. madde konusunu da yeniden ele almalı)... Türk diplomasisi KKTC üzerindeki izolasyonun kaldırılması yönünde şimdi yeni bir söz veren AB üzerindeki baskılarını yoğunlaştırmalı... Ayrıca Kıbrıs meselesinin de BM tarafından tekrar ele alınması için yeni girişimlerde bulunmalı... Hükümet ve devlet kurumları (Çankaya, Genelkurmay) son yaşanan sürtüşmeden ders alarak, daha eşgüdümlü ve uyumlu bir işbirliği içinde olmaya özen göstermeli. Bu süreçte ileri adımların atılmasında sivil topluma da görev düşüyor. Bu alanda faal olan kuruluşlar, hem AB ile ilgili etkinliklerini dışarıda yoğunlaştırmalı hem de içeride özellikle reformlar konusunda kendilerinden beklenen katkıları yapmalıdır. (301. madde konusunda ne yazık ki arzulanan performansı gösteremediler)... Türkiye ne yapmalı? Türkiye'nin AB yolunda ilerleyişi, Birliğin de bundan sonra ne yapacağına bağlı. AB'den beklenen, bir an önce 4 faslı müzakereye açması, sürecin gerçekten devam etmekte olduğunu hissettirmesidir. Birlik Kıbrıs Rumlarının müzakereleri engellemesine bizzat engel olmalıdır... AB, ocak ayında yapılacak dışişleri bakanları toplantısında izolasyonu kaldırma yönünde ciddi bir adım atmalı... Bu arada bazı üye ülkeler, vaat ettikleri gibi, KKTC'de temsilcilik açmalı ve Ercan'ı kullanmaya başlamalı... AB, Kıbrıs sorununun BM'de ele alınması için bir rol oynamalı, bu meselenin Birlik ile Türkiye'nin arasına bir "kara kedi" olarak girmesine izin vermemelidir... Sonuç: "Tren kazası" önlendi. Şimdi sıra mevcut raylar üzerinde treni hareket ettirmek ve hatta hızlandırmaktır... skohen@milliyet.com.tr AB'den beklenen...