Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Ama Türkiye ile yakından ilgilenen diplomatik çevreler gelişmeleri başından beri dikkatle izliyorlar.AKP hükümetinin türbanla ilgili düşüncesinin ve bu yöndeki girişimlerinin İslam dünyasında sempati gördüğü kuşkusuz. Bir İranlı diplomatın deyişiyle, "Bu karar hem Türkiye'de bireysel özgürlüklere saygı gösterildiğini gösterecek, hem de kadınların yükseköğrenime serbestçe devam etmelerine ve mezun olduklarında ülkeye yararlı olmalarına imkân verecek"...Batılı analistler, genelde üniversitelerde öğrencilere kılık kıyafet konusunda sınırlama getirilmemesi prensibinden yana. Ancak Türkiye'de şu sırada türban yasağının kaldırılmasının olası sonuçları konusunda karışık duygular içerisindeler. Avrupalı diplomatlar ve özellikle AB'li yetkililer, şimdilik "bekle-gör" tutumunu benimsemeyi tercih ediyorlar... TÜRKİYE'deki üniversitelerde türban yasağının kaldırılmasına ilişkin çalışmalar konusunda henüz dışarıda fazla bir ilgi veya tepki yok. Sanıyoruz dünya medyası, önümüzdeki günlerde anayasa değişikliği yapıldığı zaman, bu konuya eğilmeye başlayacak. Avrupa Birliği çevreleri bu olayı -en azından resmi beyanlarında- bir "yasal düzenleme" olarak değerlendiriyorlar.Avrupa Parlamentosu Başkanı Hans-Gert Pöttering'e göre, türban meselesi, Büyük Millet Meclisi'nin halletmesi gereken bir konudur. "Bunun dini ve ülkenin kültürüyle ilgili bir konu olduğunu biliyorum" diyen Pöttering şöyle devam ediyor: "Benim için insanlar hoşgörülü oldukları sürece, nasıl giyindikleri hiç de önemli değil"...Aslında bu, AB çevrelerinde yaygın bir görüş. Bir Avrupalı diplomat dünkü özel konuşmamızda şöyle dedi: "Biz Türkiye'de türban konusundaki duyarlılıklarını anlıyoruz. Ama açıkçası bizim açımızdan bu konu o kadar dramatik değil. Bu olayı Türkiye'deki gerçeklere göre bir ayarlama olarak görmek mümkün."AB açısından, bir başka diplomat, türban meselesinin direkt olarak Birliği ilgilendirmediğini söylüyor. Ona göre, AB'nin Türkiye ile ilgili istek ve beklentileri çok başka. Örneğin demokratikleşme yönündeki anayasal değişiklikler, 301. madde, insan hakları alanındaki uygulamalar gibi...Batılı çevreler, bu kararın Türkiye'de laikliğin zedelenmesine ve giderek İslami bir düzenin kurulmasına yol açıp açmayacağı konusundaki tartışmalar karşısında farklı görüşler ifade ediyorlar. Kimine göre, böyle bir olasılık çok zayıf. Türkiye demokrasiyle kendi kültür ve geleneklerini birlikte yürütebilecek örnek bir ülke... Kimine göre ise, her şey AKP iktidarının dengeleri iyi korumasına, hoşgörü ve uzlaşıyı sürdürmesine bağlı... "Bizi ilgilendirmez" Aktardığımız bu görüşler, daha çok Türkiye'yi yakından bilen, ayrıca Türkiye'nin Avrupa'da yer almasını isteyen çevrelerin tutumunu yansıtıyor.Tabii bir de çeşitli nedenlerle Türkiye'yi Avrupa'nın dışında sayanlar var ki, onların gözünde türban konusundaki karar, Türkiye'nin "imaj" olarak da AB'den ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. "Karşıtlar" bu olayı da herhalde istismar etmeye çalışacaklar.Zaten o çevreler her gün karşı argümanlarına bir yenisini ekliyorlar. İşte 10 Fransız milletvekilinin AB'nin Türkiye'yi almaması için yayımladıkları ortak açıklamalarında son "tespitleri": Türkiye, Suriye, Irak, Azerbaycan gibi ülkelerle komşu... Bu, onlara göre, "AB düşüncesine aykırı" bir durum!..Bu kadar bağnaz bir düşünceye ne denir ki? skohen@milliyet.com.tr İmaj meselesi