Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


NATO'nun Yugoslavya'yı bombalaması, Türkiye için ne ifade eder? Türkiye bu savaşa ne ölçüde katılacak? Çatışmanın büyümesi ve bir Türk - Yunan sürtüşmesine yol açması olasılığı var mı?..
Bu soruların yanıtı, her şeyden önce bu harekatın ne kadar süreceğine ve ne ölçüde sınırlı kalacağına bağlı.
Eğer Miloşeviç hava akınlarından sonra pes ederse (zayıf bir ihtimal) ve operasyon kısa zamanda sona ererse (bu da belli değil) bunalımın Balkanlar'a yayılması ve Türkiye'yi de bunun içine çekmesi tehlikesi de uzaklaşmış olur...
Yok, eğer savaş uzar ve Yugoslavya'nın etrafına da sıçrarsa, bu Türkiye için de bazı riskler yaratabilir...
* * *
TÜRKİYE, Kosova meselesinde başından beri tutarlı bir tutum ortaya koymuştur.
Ankara bu sorunun çözümünün şu iki ana unsura dayanması gerektiğini savunmuştur: Birincisi, Yugoslavya'nın toprak bütünlüğü. Türkiye, Yugoslavya'nın bölünüp dağılmasına karşı çıkmış ve böylece (kendi açısından da önem taşıyan) hassas bir ilkeye bağlılığını teyid etmiştir... İkinci unsur, nüfusun ezici çoğunluğu Arnavut olan Kosova'nın özerkliği ile ilgili. Daha önce Kosova böyle bir statüye sahipti. Miloşeviç 1989'da Arnavutların bu hakkını ortadan kaldırınca, sürtüşme kızıştı. Türkiye, diğer müttefikleri gibi, Kosova'nın geniş özerkliğine dayalı bir çözüm şeklini savundu.
Görüşmeler yolu ile sonuç alınmaması üzerine, askeri müdahaleyi destekleyenlerin başında Türkiye de yer aldı. Ankara NATO çerçevesinde buna her türlü katkıda bulunmayı taahhüt etti.
Türkiye'nin 11 uçağı ve 1 firkateyni NATO emrinde. Ama yetkililer, şimdilik Türk uçaklarının hava harekatına "aktif" katılımına gerek olmadığını, bu görevin özellikle ABD uçakları tarafından gerçekleştirileceğini söylüyorlar.
Bu politika Türkiye'yi hem NATO içindeki yeri, hem Balkanlar'daki rolü bakımından, önemli bir konuma getiriyor. Türk diplomasisi, Yunanistan dışında, diğer Balkan ülkeleri (Arnavutluk, Makedonya, Hırvatistan, Bosna - Hersek, Romanya ve Bulgaristan) ile aynı çizgide bulunuyor... NATO'nun askeri müdahalesine karşı çıkan (fakat NATO içinde sesini fazla yükseltemeyen) Yunanistan ise, bu konuda bölgede yalnız kalıyor...
* * *
EĞER NATO harekatı kısa sürer ve beklenen sonucu verirse, Türkiye bu politikasından kazançlı çıkacak. Peki, tersi gerçekleşirse ne olur?
Bu konuda bazı senaryolar öne sürülüyor. Bir örnek: Savaştan kaçanlar Arnavutluk ve Makedonya'ya akın eder, Arnavutluk müdahale eder, Makedonya'da Arnavutlar başkaldırır, Yunanlılar Sırplara destek olur, Tiran ve Üsküp Türkiye'den yardım ister, sonuçta bir Türk - Yunan çatışması patlak verir!..
Başkan Clinton dahi önceki günkü konuşmasında, Kosova krizinin iki NATO üyesi olan Türkiye ile Yunanistan'ı karşı karşıya getirmesinden korktuğunu öne sürdü.
Ankara'da yetkililer işin bu noktaya geleceğine inanmıyorlar. Gerçi Kosova krizinin Türk - Yunan ilişkilerinin - bu kez Öcalan olayı yüzünden - gerginleştiği bir zamana rastlaması kötü. Ama Kosova'daki farklı görüşlerin ve tavırların iki ülkeyi bir savaşa sürükleyeceğine inanmak da çok zor.
Ne var ki deneyimli bir diplomatın deyişiyle, "burası Balkanlar. Geçmişte neler olduğu malum. İlerde ne olacağı ise belli değil"...

Not: Kosova'daki sıcak gelişmeler nedeni ile, dün ilan ettiğimiz "Avrupalılar ne diyor" başlıklı yazımızı önümüzdeki günlerde yayımlayacağız.



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr