Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DÜN Ankara’da imzalanan Nabucco ile ilgili Hükümetlerarası Anlaşma, Türkiye’ye yeni bir “stratejik kart” kazandırıyor.
Nabucco projesi aslında AB üyesi Avrupa ülkelerinin yıllar önce, artan enerji ihtiyaçlarını karşılamak ve bu alanda adeta bir tekel kuran Rusya’dan bağımlılıklarını azaltmak için ortaya attıkları bir fikir.
Bu proje üzerinde çalışan Güneydoğu ve Orta Avrupa ülkeleri -ve onlara destek veren AB Komisyonu- bu alternatif enerji hattının Türkiye’siz gerçekleşemeyeceğini daha baştan anladılar. Dolayısıyla, iddialı proje üzerindeki ilk çalışmalar, Türkiye’nin aktif katılımıyla yapıldı.
Dün Ankara’da Türkiye’nin dört AB üyesiyle imzaladığı belge ile, Nabucco projesinin hukuki temeli atılmış oldu. Bu aynı zamanda, “tüketici” ülkeler kadar, “kaynak” ülkelerin bu projeyi hayata geçirme konusundaki siyasi iradelerini ve kararlılıklarını da sergiliyor.
Projenin ağırlık noktası kuşkusuz ekonomik niteliği. Yani amaç, doğalgaz kaynaklarını ve erişim yollarını çeşitlendirmek, enerji akımını önümüzdeki yıllar için garanti alına almaktır.
Bu da tabii, projeye siyasal ve stratejik bir boyut katıyor.  

AB ile yakınlaşma

TÜRKİYE açısından bu stratejik boyut, belki de diğer “taraf ülkeler”den çok daha fazla önem taşıyor.
Dün Ankara’daki törende de belirtildiği gibi, Türkiye bu projeyle, bir kez daha Doğu ile Batı arasında bir köprü işlevi gördüğünü gözlerin önüne seriyor. Avrupa, Hazar bölgesindeki ve Orta Doğu’daki kaynaklardan enerjiyi daha güvenli şekilde sağlamanın yolunun Türkiye’den geçtiğinin farkında.
Bu, uluslararası ilişkilerde ve özellikle Avrupa karşısında Türkiye’nin elini güçlendiriyor.
Bu, pratikte AB’nin Ankara’ya yakınlaşmasını, hatta Türkiye’nin üyeliğine daha sıcak bakmasını sağlayabilir mi?
Ankara’daki törende kulağa hoş gelen sözler söylendi. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, “Bu anlaşma AB ile Türkiye arasında yeni bir ilişki dönemine kapı açacaktır, hatta bunun ötesine geçecektir” diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Nabucco projesinin Türkiye’nin AB üyeliğinin ne kadar önemli olduğunu göstermeye yettiğini belirtti ve bunun üyelik yolunda yeni bir işbirliği boyutu kazandıracağını söyledi.
Gerçekten Nabucco projesi son zamanlarda AB Komisyonu’nun da oynadığı aktif rolle, Ankara ile Brüksel ve diğer Avrupa merkezleri arasında daha yakın işbirliğine “vesile” oldu. Bundan sonra projenin çeşitli yönleri üzerinde ortak çalışmalar yoğunlaşacak.
Bu, AB’nin Türkiye’ye üyelik kapısını açmasını sağlayabilir mi?

İmaj düzelebilir

TÜRKİYE’nin elinde şimdi eskisinden daha güçlü bir “stratejik kart” var. Ama sadece bu kartın, Türkiye’nin üyeliğine karşı olan ülkelerin -ve Sarkozy ve Merkel gibi liderlerin- fikirlerini değiştirmesini sağlayacağını sanmıyoruz. Bununla beraber bu “kart” sayesinde, zaman içinde Avrupa’daki havanın Türkiye’nin lehine değişmesi olasılığı var.
Bu konuda görüşünü aldığımız bir AB temsilcisinin şu sözleri anlamlıdır: “Türkiye’nin Avrupa’da bir imaj zaafı var. Birçok ülkede kamuoyu Türkiye’nin AB üyeliğine karşı. Popülist politikacılar da bunu istismar ediyor. Ama Nabucco, Türkiye’nin lehinde bu imajı düzeltebilir. İnsanlar, kışın soğuktan donmamalarında Türkiye’nin rolünü görünce, bu ülkenin değerini anlayacaktır.”
Nabucco anlaşmasının imzalanması münasebetiyle söylenenler ve yazılanlar, enerji alanının giderek Türkiye’nin stratejik pozisyonuna güç kattığını gösteriyor.