Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Binali Yıldırım’ın önceki gün Ankara’da Ak Partili eski bakanlarla yaptığı toplantıda dile getirilen görüşler arasında “üslup meselesi”nin de gündeme getirilmesi dikkati çekti.

Basına yansıyan bilgilere göre, bazı eski bakanlar, son zamanlarda iç ve dış konularla ilgili konuşmalarda kullanılan sert üsluba değindiler. Bu arada eski bakanlardan Ali Coşkun, bu tür üslubun olası olumsuz etkilerinden söz etti ve örneğin Almanya’nın Türkiye’ye en çok turist gönderen, Hollanda’nın da en çok yatırım yapan ülkeler arasında yer aldıklarını anımsattı.

Haberin Devamı

Deneyimli eski bakanların katıldığı böyle bir toplantıda bu konunun görüşülmesi herhalde gereken sonuçların çıkarılmasına yarayacaktır. Aslında son zamanlarda referandum vesilesiyle mitinglerde yapılan konuşmalarda, dış politika meselelerinde zaman zaman kullanılan çok sert ve agresif üslubun, gerginlikleri fazlasıyla tırmandırdığı görülmektedir.

Neye yarar?

Evet, son Hollanda ve Almanya örneklerinde görüldüğü gibi, Türkiye’ye karşı yapılan yanlış, hatta düşmanca hareketler vardır.

Türkiye bunlardan rahatsızdır; çoğu zaman öfkelidir de... Ancak amaç onları bu davranışlarından veya görüşlerinden vazgeçirmek olduğuna göre, bunun yolu onları yerden yere vuran, aşağılayan ağır ifadelerle ve tehditlerle karşılık vermek değildir. Nitekim bu tür söylemin, karşı tarafın daha ziyade ters tepki göstermesine ve sonuçta gerilimin artmasına yol açtığı görülüyor.

Hollanda ve Almanya ile son uyuşmazlıklarda Türkiye’nin rahatlıkla savunabileceği ve dünya kamuoyunu etkileyebileceği güçlü argümanlar vardır. Bunları kamu diplomasisi ve diyalogla duyurmak, krizi yatıştırmanın en mantıklı yoludur.

Nasıl düzelir?

Sert söylem kampanyası, iç politikada kolayca alkış toplayabilir, ama dış politikada, ilişkilerde hasar yaratabilir.

Gerginliğin uzaması halinde, Ali Coşkun’un Ankara’daki toplantıda verdiği örneklerde olduğu gibi, ekonomik çıkarların büyük zarar görmesi tehlikesi vardır. Bu üslubun kamuoyunda yarattığı algı ve bıraktığı izler ileride ilişkilerin düzeltilmesini de zorlaştırabilir.

Haberin Devamı

Sert üslubun yol açtığı gerginliklerin Almanya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesindeki Türk toplulukları üzerindeki olumsuz etkilerini de hesaba katmak gerekir. Bu durum hele şu sırada aşırı milliyetçi ve ırkçı hareketlerin yayıldığı Avrupa’da, entegrasyon sorunuyla karşılaşan Türklerin hayatını zorlaştırabilir. Nitekim halen bunun işaretleri görülüyor.

Özetlersek; öncelikle bazı Avrupa ülkeleriyle ortaya çıkan anlaşmazlıklarda Türkiye’nin haklılığını gösterebilecek durumda olduğu açık. Bu uyuşmazlığın krize ve gerilime dönüşmemesi için,
bir “üslup ayarı” yapmak gerek...