Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Dünya, Çeçenistan'daki dramın dehşet verici görüntüleri ile bir daha sarsıldı.
       Olayın "teröristlere karşı savaş"ın ötesinde, bir katliam boyutunu aldığı açıkça görüldü.
       Bu kez vahşet, inkarı imkansız kanıtlarla gözlerin önüne serildi. Hem de bağımsız Rus medyası tarafından...
       Bir Alman TV kanalının Çeçenistan'da bir toplu mezarlıktaki durumu tespit eden video bandının Rus NTV kanalı tarafından yayımlanması, sadece dünya değil, Rus kamuoyunu dahi ayağa kaldırdı.
       Rus subay ve askerlerinin işlediği "savaş suçu", aynı zamanda ciddi bir "insanlık suçu"... Bu tüyler ürpertici görüntülerin yayımlanmasından sonra, Rus toplumunun çeşitli kesimlerinden, bu "pis savaş"a karşı yükselen seslere, Putin yönetimi daha ne kadar kulaklarını tıkayabilir? Bu dram karşısında uluslararası camia gözlerini daha ne kadar kapayabilir ve hareketsiz kalabilir?..
       * * *
       BU gerçeklerin ortaya çıkmasının ardından, çeşitli devletler ve uluslararası kuruluşlar Moskova'ya karşı dehşet ifade eden, bu politikayı kınayan ve bu duruma son vermeye çağıran mesajlar yağdırdılar.
       Yaptırım gücü taşımayan bu tür tepkiler, Putin yönetimini ve Rus generallerini bu savaşı "ne şekilde olursa olsun bitirmek" niyetinden vazgeçirmiyor.
       Son günlerde işlenen "insanlık suçu"na gelince, Moskova gelen baskılar karşısında, en azından bazı yabancı gözlemcilerin "bağımsız bir inceleme" yapmasına izin vermiş bulunuyor. Ama sonunda Ruslar gerçekleri ve sorumluluklarını kabul edecekler mi? Savaş devam ettiğine göre, bu tür vahşetin tekrarını önleyecekler mi? Suçluları cezalandıracaklar mı?
       Ya bu büyük dramın kurbanları olan on binlerce mültecinin hali ne olacak?
       * * *
       ŞU anda 400 bin Çeçen mültecisi Rusya Federasyonu içinde yer alan İnguşetya'da bulunuyor. Bunlar BM yetkililerinin deyişi ile "vahim şartlarda" yaşıyorlar. Bunlara az miktarda insani yardım ulaşabiliyor. Rus makamları buraya organize bir dış yardım kampanyasına ve bölgede uluslararası kuruluşların varlığına izin vermiyor.
       Mültecilerin sığındığı diğer ülke olan Gürcistan'ın durumu daha hassas. Halen Gürcistan'da 6 bine yakın mülteci var. Bunlara dış yardım sağlanıyor. BM Mülteciler Yardım Komiserliği'nin yanı sıra Türk Kızılayı ve benzeri yabancı örgütler, ellerinden geleni yapıyor. Tiflis'teki BM Mülteciler Ofisi'nin başında da bir Türk var: Ekber Menemencioğlu...
       Gürcistan kitle halinde göçten korktuğu için sınırlarını kapalı tutuyor. Ama gene de karla kaplı dağları aşan bazı Çeçenler, Gürcistan'a perişan durumda ulaşabiliyorlar. Nitekim geçen hafta 104 mülteci, Türk sınırına kadar geldi. Bunlar Türkiye'ye giriş yapamayınca, Gürcistan makamlarınca iç taraftaki bir kampa nakledildiler.
       Başbakan Ecevit geçen perşembe Bakanlar Kurulu'nda meselenin görüşülmesinden sonra bu mültecilerin Gürcistan'da kalması gerektiğini söylemiş, ancak Ankara'nın gerekli yardımları yapacağını da bildirmişti. Nitekim bu yardım şimdi hızla ulaştırılıyor.
       * * *
       TÜRKİYE bu mültecileri geçici olarak kendi topraklarında barındıramaz mıydı?
       Ankara'da bir yetkili bunun neden mümkün olmadığını anlatırken, iki nedene değindi: Birincisi, bu gruba izin verilmesi halinde daha yoğun bir mülteci akını ile karşılaşma endişesidir. İkincisi ise, bunun Rusya ile ilişkileri olumsuz etkileyebileceği kaygısıdır.
      
Olayın Türkiye'yi de zor duruma düşürdüğünü belirten bir Türk diplomatı "Çeçenistan'da savaş ne kadar çabuk biterse, bizim için de o kadar iyi olacak" dedi.
       Ne var ki, savaşın - ve dramın - çabuk biteceğine dair bir işaret yok...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr