Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Tunus’ta 20 küsur yıllık Bin Ali rejiminin devrilmesiyle sonuçlanan “Yasemin Devrimi”nin üzerinden tam bir ay geçti.
Mısır’da Hüsnü Mübarek’i 30 yıllık koltuğundan eden benzer bir halk hareketine ilham kaynağı olan bu devrimin rüzgârları şimdi Cezayir’den Yemen’e ve Bahreyn’e kadar geniş Arap coğrafyasını kaplıyor.
Bu bakımdan “Yasemin Devrimi” sadece Tunus için değil, bütün Arap dünyası için yeni bir çığır açıyor.
Peki, devrimden bir ay sonra, Tunus’ta durum nasıl?
Tunus halkı sokaklara döküldüğü zaman, sloganları ve pankartlarıyla, iki hedefi işaret ediyordu: Birincisi, Zeynelabidin Bin Ali’nin dikta yönetimine son verilmesi ve demokratik bir rejimin kurulması... İkinci hedef ise, ülkedeki işsizliğin ve yoksulluğun ortadan kaldırılması... Diğer bir deyişle, çoğunluğu gençlerin oluşturduğu göstericilerin istediği şey, “özgürlük ve ekmek”ti...
Devrim -veya ayaklanma- ilk hedefine ulaştı: Eski rejim çöktü, millet şimdiye kadar görmediği ölçüde özgürlüğe kavuştu.
Yıllarca yurt dışında kalmaya zorlanan İslami hareket lideri Reşit Gannuşi gibi “yasaklı” politikacılar ve aydınlar, Tunus’a dönmeye başladı. Basın her türlü kısıtlama ve baskıdan kurtuldu. Herkes düşündüğünü serbestçe ifade etmek hakkına erişti...

Geçiş süreci
Bu arada devrilen otoriter rejimin yerine, demokrasiye geçişi sağlayacak geçici bir hükümet kuruldu. Bu geçici yönetimin özelliği, sivillerden oluşması, yani bu geçiş sürecinde ordunun yönetimden uzak durmasıdır. Oysa Mısır’da durum bunun aksi: Orada halen ordu iktidarda ve ülkeyi demokrasiye götürmek işini askeri liderler üstlenmiş vaziyette...
Ancak Tunus’ta bir siyasi boşluk hissediliyor. Örneğin valilerin ve üst düzey yetkililerin bir kısmı görevlerinden ayrılmak zorunda kaldı, ama yerlerine henüz yenileri getirilmedi.
Geçici hükümet, yeni bir anayasa hazırlamayı ve seçimleri 6 ay içinde düzenlemeyi vaat etti. Mısır’daki askeri yönetim de böyle bir söz verdi. Ama her iki durumda da bu vaatlerin yerine getirilemeyeceği konusunda kuşkular var...

Aş-iş beklentisi
Tunus’taki halk hareketinin siyasi amacının yanı sıra ikinci hedefi de, ekonomiktir. Halkın isteği ve beklentisi yeni dönemde işsizliğe, yoksulluğa çare bulunması, insanların daha rahat bir hayata kavuşmasıdır.
Devrim heyecanı içinde halk bunun çok kısa bir zamanda gerçekleşeceği umuduna kapılıyor. Nitekim son günlerde işsizler aş ve iş için sokaklara dökülüp gösteriler yapıyorlar, işçiler ve memurlar da ücretlerine veya maaşlarına zam yapılması talebiyle grevler düzenliyorlar. Bu da zaman zaman göstericilerle polis arasında çatışmalara yol açıyor.
Son günlerde Tunus’tan İtalya’ya bir göç akını başladı. Çoğu işsiz olan Tunuslu gençlerin İtalya’yı seçmelerinin nedeni, yakındaki bir İtalyan adasına balıkçı tekneleriyle ulaşabilmeleridir. Birkaç gün içinde 5 bin Tunuslunun akınına uğrayan bu küçük ada halkı şaşkın, Roma’da hükümet ise kaygılı. İtalya böyle bir kaçak göçmen istilası karşısında Avrupa Birliği’nden destek bile istemek zorunda kaldı...
Bin Ali döneminde Tunusluların dış ülkelere göç etmesi yasaktı. Şimdi, pek çok genç, özgürlük havasından yararlanıp iş bulmak ve daha rahat yaşamak için maceralı yolculuklara çıkmayı göze alıyorlar...
Kısacası, “Yasemin Devrimi”nden bir ay sonra, Tunus sancılı bir geçiş döneminden geçiyor. Mısır da benzer bir sürecin başında... Halk hareketlerinin “özgürlük” ile birlikte “aş ve iş” beklentilerini hemen karşılamak, zor iş...