Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     ABD’nin yanlış hesabı Bağdat’tan veya daha doğrusu - henüz Bağdat’a girmeden - Basra’dan döndü!
     Şimdi Amerikalılar (ve İngilizler) savaşın planlandığı gibi gitmediğini itiraf ediyorlar.
     Sandıkları gibi, kimse "koalisyon" kuvvetlerini "kurtarıcı" olarak çiçeklerle karşılamadı... Kimse (hatta güneydeki Şiiler bile) ayaklanmadı... Aksine Irak askerleri - ve hatta bir kısım siviller - beklenmedik bir direniş gösterdiler, güçlü "Abrams" tanklarını, "Apache" helikopterlerini tahrip ettiler, Amerikan ve İngiliz askerlerini de esir aldılar...
     Pentagon’un hesabı, savaşın daha ilk haftasında zaferin sağlanacağı ve Bağdat’ın kuşatılacağı idi. Amerikalı generaller bu işin 2 - 3 hafta içinde halledileceğini söylüyorlardı. Şimdi Bush bile bunun uzun süreceğini kabul ediyor.
     ***
     ABD’nin savaşın daha ilk günlerinde başarısızlığa uğramasına yol açan hatalarının nerede olduğu giderek ortaya çıkıyor.
     Askeri alanda, şimdi saldırıyı planlayanlar dahi, bazı ciddi strateji hataları yapıldığını itiraf ediyorlar. Yönetimdeki "şahinler" Irak’ı, askeri ve siyasi yönleri ile, yanlış değerlendirdiler, Irak ordusunu ve halkını küçük gördüler. Bunun "asimetrik bir savaş" olacağını, Irak ordusunun da farklı taktiklerle savaşacağını, cesaretle direneceğini düşünmediler.
     Peki, ABD’nin güçlü istihbarat servisleri, analistleri bunu bilemedi mi? CIA "biz bilgileri aktardık, uyardık, ama Pentagon’dakiler ve yönetimdekiler, bunu dikkate almadılar" diyor! Şimdi Washington’daki askeri uzmanlar özellikle Bağdat muharebesinde kötü sürprizlerle karşılaşabileceklerini kabul ediyorlar ve Saddam’a bağlı düzenli kuvvetlerin ve fedailerin kanlı bir gerilla savaşına girişeceğinden korkuyorlar...
     ***
     SİYASİ alanda da Washington büyük hatalar yaptı. Bush istediği kadar Saddam rejiminin kötülüklerinden söz etsin, savaşın amacının Irak halkına özgürlük ve demokrasi getirmek olduğunu iddia etsin, uluslararası camia bu argümanlara başından beri pek itibar etmedi. Bush’un politikası ABD’yi yalnızlığa itti. Bu kez "koalisyon" sözcüğü bile 1991 Körfez Savaşı gibi gerçek bir anlam kazanamadı. Washington Irak içinde Saddam’a karşı olanların dahi aktif desteğini tam sağlayamadı.
     Washington’da bu savaşı mutlaka isteyenlerin esas yanlışı ABD’nin Irak’ta karşılaşabileceği siyasi riskleri hesaba katmamış ve büyük bir özgüven ile askeri zaferin yanı sıra, kamuoyu desteğinin de hemen gerçekleşeceğini sanmış olmasıdır...
     ***
     BÜTÜN bunlara rağmen, genel kanı sonunda ABD’nin bu savaşı kazanacağıdır. (Bunu savaşa karşı olan Fransızlar da söylüyorlar)...
     Ne var ki bu savaş haftalar, hatta aylarca sürecek, çok kan ve gözyaşı dökülecek. Daha önemlisi, "koalisyon"un üstün askeri ve teknolojik gücü, Saddam’ın farklı yöntemlerle sürdürmeye çalışacağı direnişi kırdıktan sonra da, her şey hızla sütliman olmayacak. Belki de barışı (ve halkların gönlünü) kazanmak, savaşı kazanmaktan daha da zor olacak, daha çok zaman isteyecektir...