Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başkonsolosluğun çeşitli bölümlerinin ve personelinin tam "nakli mekan"ı daha birkaç hafta alacak; ama 8 bin metrekarelik bir alan üzerinde inşası 30 ayda tamamlanan yeni dev binanın resmi açılışı dün parlak bir törenle yapıldı.Toplam 83 milyon dolara mal olduğu söylenen (ki bunun 30 milyon doları Türk inşaat malzemesine ve işçiliğine harcandı) bu şato görünümündeki bina, gerçekten modern mimarinin çizgilerini yansıtıyor. Geniş çalışma mekanında her şey en ufak ayrıntısına kadar düşünülmüş. ABD "yurtdışı inşaat operasyonları" direktörü Charles Williams'ın verdiği bilgiye göre, güvenliğe öncelik verilmiş, 2 bin ton çelikle takviye edilen binada biyolojik ve kimyasal bir saldırıya karşı filtre sistemi dahi kurulmuş...***AÇILIŞ töreninde ABD'nin Büyükelçisi Robert Pearson, Dışişleri Bakanı Colin Powell'ın özel mesajını okudu. Mesajın ilk bölümü, geleneksel Türk - ABD dostluğunu vurguluyor. Ancak Powell'ın ilişkilerin geleceği konusunda iki husus üzerinde durması anlamlı.Bunlardan biri, Türkiye - Avrupa ilişkileri. "Türkiye'nin Avrupa'daki geleceğini teşvik edecek ve destekleyeceğiz" diyen Powell, Avrupa'yı da Türkiye'yi bir öz parçası olarak kabul etmeye çağırıyor...İkinci husus, terör tehdidi ile ilgili. Yeni binanın "terörizme karşı bir cevap" oluşturduğunu belirten Bakan, Türklerle Amerikalıların hala terör tehdidi ile karşılaştığını anımsatıyor...Mesaj son dönemde ilişkileri gölgeleyen ve yakında Washington'daki görüşmelerde ele alınması beklenen sorunlara hiç değinmiyor. Genel ifadelerle iki ülkenin de "demokratik ideallerden esinlendiğini ve bunun da dostluğu pekiştirdiğini" belirtmekle yetiniyor...***ÖNÜMÜZDEKİ hafta Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal'ın Washington'da Amerikan yetkilileri ile yapacağı müzakerelerin seyri, Türk - ABD ilişkilerinin bundan sonra nasıl şekilleneceğinin işaretini verecek.İki taraf da son günlerde çeşitli vesilelerle "geçmişi bırakıp geleceğe bakmak gereği"nden söz etti. Gerçekten yeni bir başlangıca ihtiyaç var. Ne var ki Bush yönetimi topu Türkiye'ye atmış bulunuyor. Yani kendi belirlediği gündeme ve beklentilere göre, Ankara'nın desteğini istiyor.Başlıca beklentilerin ne olduğu belli: Türkiye'nin Kuzey Irak'taki yeni gerçeklere göre eski kırmızı hatları yeniden gözden geçirmesi ve yeni yapılanma sürecinde ABD ile işbirliği yapması... İran ve Suriye konusunda Bush yönetiminin tutumu ile uyumlu hareket etmesi ve ona ters düşen davranışlarda bulunmaması... İsrail - Filistin anlaşmazlığının halli için başlatılan yeni sürece destek vermesi... Kıbrıs sorununa çözüm için daha kararlı adımlar atması...***TÜRKİYE bu konularda ABD'ye ne kadar yaklaşabilir? Özellikle ilk iki konuda Bush yönetiminin beklentilerini ne ölçüde karşılayabilir?Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün dün CNN - Türk'e demecinde vurguladığı gibi, önce ABD politikasının ne olduğunu, Türkiye'den tam olarak ne talep ettiğini iyice anlamak gerek.Washington görüşmelerinde bu, herhalde ortaya çıkacak. Sonra? Gül, "bakarız, talep ne ise değerlendiririz" diyor. Esas zorluk da o zaman başlayacak... skohen@milliyet.com.tr İSTANBUL'daki en eski yabancı diplomatik misyonlardan biri dün mekan değiştirdi. ABD Başkonsolosluğu, Beyoğlu'ndaki 173 yıllık tarihi binasını, İstinye tepelerine taşıdı...