Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Sami Kohen

NATO, genişleme ve iç bünyesi ile ilgili sorunları tartışırken, Türk ve Yunan yetkilileri, bir araya geldikleri pazartesi gününden beri, Ankara ile Atina arasında yeni bir anlaşma sağlamak için yoğun çabalar harcıyorlar.
Her şey yolunda giderse - yani önümüzdeki saatlerde bir aksilik olmazsa - bu akşam Madrid'de bu anlaşma imzalanabilir. Hem de belki en üst düzeyde, Cumhurbaşkanı Demirel ve Başbakan Simitis'in huzurunda...
Türk ve Yunan heyetleri NATO zirvesi için Madrid'e gelirken, üzerinde kelime kelime durulacak ve son şekli verilecek bir taslağı da beraberinde getirdiler. Bu taslağın ana hatları, ABD tarafından hazırlanmış ve Ankara ile Atina'ya bildirilmişti. Yeni hükümetin - ve bu arada yeni Dışişleri Bakanı'nın - işe başlar başlamaz, dış politikada ilk işi de, bu taslak üzerinde çalışmak, yani bir nevi "ev ödevini" yapmak olmuştu.
Heyetler burada, ABD'nin sağladığı "dolaylı temaslar"ı sürdürdü. Gariptir, ama Demirel'in başkanlığındaki Türk heyeti ile Simitis'in başkanlığındaki Yunan delegasyonu, aynı otelde - Ritz'de - "komşu" olarak kaldıkları halde, direkt hiçbir temasta bulunmadı. Metin taslakları ve notlar, ABD heyetindeki bölge uzmanlarının aracılığı ile gidip geldi. Bu çalışmalar gece yarılarına kadar devam etti...
Bu satırlar yazılırken, çalışmalar epey "olgunlaşmış" ve anlaşmanın bugün NATO zirvesi biterken, gerçekleşmesi olasılığı bir hayli yüksek görünüyor...
* * *
TABİİ ihtiyatı elden bırakmamak gerek. Türkiye ile Yunanistan arasında son zamanlarda, güven ortamı yaratmaya ve ciddi bir görüşme sürecini başlatmaya yönelik birçok girişimler yapılmış, hatta mutabakat da sağlanmıştır. Örneğin Malta'da geçen nisanda Onur Öymen ve Yorgo Papandreu arasında (ve "akil adamlar heyetinin" kurulmasını öngören) varılan mutabakat gibi... Ne yazık ki bunları hayata geçirmek - özellikle Yunanistan'ın son dakikada yeni engeller çıkarması nedeniyle - mümkün olmamıştır.
Bu kez üzerinde çalışılan anlaşma, iki tarafın, örneğin Ege karasuları konusunda "oldu - bitti"ler yaratmak, ya da askeri güce başvurmak gibi hassas konularda, açık ifadeler taşıyor. Bu anlaşma gerçekleşirse, Türk - Yunan ilişkileri hakikaten, gerginlikleri geride bırakacak ve bir yakınlaşma süreci başlatabilecek.
Bu anlaşmanın sağlanmasında ABD'nin çok faal rol oynadığı bir gerçek. Washington, NATO'nun güneydoğu kanadını istikrara kavuşturmaya kararlı. Bunun Kıbrıs görüşme sürecini de olumlu etkileyeceğini düşünüyor. Türkiye'deki hükümet değişikliği, ABD'ye bu diplomatik girişimine - geçen hafta - hız vermesi olanağını verdi...
Türkiye, ötedenberi Atina ile ilişkilerini normalleştirecek girişimlere açıktı ve hazırdı. Ne ilginçtir ki bu konuda da inisiyatifi ele alan ve sonuca vardırmak için bastıran (AB değil) ABD oldu...
* * *
TÜRKİYE ve Yunanistan arasında - büyük olasılıkla "anlayış birliği" adı altında - varılacak mutabakat bu kez hayata geçirilebilecek mi? Yoksa bu da, önceki anlaşmaların akıbetine mi uğrayacak?
Bu kez daha umutlu olmaya sevkeden şu faktörler var: 1) Bir mutabakat metni imzalanacak ve resmen açıklanacak. 2) Bu anlaşma en üst düzey yetkililerin (Dışişleri bakanlarının) imzasını taşıyacak, devlet ve hükümet başkanlarının onayına da mazhar olacak. 3) Bu işte, inisiyatifini kullanan ABD dolaylı müdahil konumunda olacak...
Kısacası, gerçekleştiği takdirde bu mutabakat daha bağlayıcı bir nitelik taşıyacak. Bundan önceki anlaşmalardan en önemli farkı da bu...
Evet, NATO zirvesinde, hangi ülkelerin şimdi ittifaka alınması (veya alınmaması) konusu tartışıladursun, Türkler ve Yunanlılar, iki ülkenin gelecekteki ilişkileri açısından büyük önem taşıyan mutabakat taslağına son şeklini vermeye çalışıyor.
Gerçekleşirse, belki Madrid'den çıkacak "en hayırlı haber" de bu olacaktır...



Yazara Email MADRİD