Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yorum Dış politikada Bunun başlıca nedeni, geçen yılın -hatta bazı konularda geçmiş yılların- birtakım sorunları 2008'e miras bırakmış olmasıdır.Kıbrıs ve Ege gibi "müzminleşmiş" meselelerden tutun, Kuzey Irak'taki PKK varlığı ve Ortadoğu'daki denge değişiklikleri gibi nispeten yeni durumlara varıncaya kadar birçok sorun, bu yıl Türk diplomasisini yakından meşgul edecek.Bu problemler zaman zaman sıkıntılar yaratacak, Ankara'yı zorlayacak. Zaman zaman da Türkiye'nin yeni açılımlar yapması için fırsatlar yaratacak.Bu belli başlı konulara bir göz atalım: BÜTÜN işaretler yeni girdiğimiz 2008 yılının da geride bıraktığımız 2007 gibi, Türkiye'nin dış politikası açısından epey hareketli ve yoğun geçeceğini gösteriyor. Geride kalan yılın son haftalarında Türkiye'nin giriştiği sınır ötesi operasyonların PKK'nın beli kırıldığı ana kadar devam edeceği açık. Şimdiye kadar uluslararası camia buna açık veya üstü kapalı onayını vermiştir. 2008'de bu desteğin devamı, operasyonların kapsamına ve amacına (yani sınırlı kalmasına) bağlı olacaktır.PKK'nın o bölgede etkisizleşmesi halinde, "askeri sonuç" elde edilmiş olacaktır. Bu sonuç hızlı alınırsa, yabancı ülkelerden tepkiler ve dolayısıyla sıkıntılar önlenmiş olacaktır. O takdirde Ankara'nın terörizmin esas nedenleriyle meşgul olması ve yeni açılımlarla çözüm getirmesi fırsatı ortaya çıkmış olacaktır.PKK'nın dışında Türkiye'nin bu yıl Irak'ın ve özellikle Kuzey Irak'ın temel sorunlarıyla yakından ilgilenmesi gerekecektir. Barzani yönetimiyle ilişkiler, Kerkük meselesi, Irak merkezi hükümetinin durumu, Türk diplomasisini zaman zaman sıkıntıya sokacak, ama bazen de yeni açılımlar için fırsatlar yaratacaktır... K. IRAK'TA PKK VARLIĞI: 2007'nin ilk bölümünde kötüleşen, son haftalarda ise iyileşmeye yüz tutan bu ilişkilerin ve özellikle PKK ile mücadele bağlamındaki "stratejik işbirliği"nin devam etmesi muhtemel. Bush yönetiminin Türkiye'ye bu yeni yaklaşımı, kasım ayındaki seçimlerden sonra (Demokrat bir başkan seçilse dahi) herhalde değişmeyecektir.Ancak Türk-ABD ilişkilerinde gene bazı sıkıntılar ortaya çıkabilir. Bahar aylarında Ermeni tasarısının tekrar Temsilciler Meclisi gündemine getirilmesi, gene geçen yılki gerginlikleri yaşatabilir. Bunun önlenmesi herhalde yeni bazı stratejilerin ve girişimlerin hayata geçirilmesine bağlıdır... ABD İLE İLİŞKİLER Bu süreç devam ediyor. Yani en azından müzakereler askıya alınmıyor, ama çok yavaş ve yetersiz biçimde sürdürülüyor. 2008'in ikinci yarısında Fransa'nın başkanlık koltuğuna oturması, bu süreci daha da aksatabilir.Sarkozy'nin tavır değiştirmesi ve sürecin rayına oturması ihtimali var mı? Zayıf bir olasılık, ama Fransa üzerinde çalışmak lazım... AB İLE MÜZAKERELER Güney Kıbrıs'ta şubatta yapılacak seçimlerden sonra bir hareketlenme olabilir. Hele AKEL lideri Dimitris Hristofyas, Tasos Papadopulos'u yenip başkanlığa gelirse... En azından Türk tarafının değerlendirebileceği bazı yeni fırsatlar çıkabilir. KIBRIS MESELESİ 2008'in başlarında Yunanistan Başbakanı Karamanlis'in Türkiye'yi ziyareti, iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir dönüm noktası olabilir. Ne var ki son zamanlarda iyiye giden ilişkileri gölgeleyebilecek pürüzler de kendini belli ediyor. Son günlerde ortaya çıkan Kardak ve çipura "krizleri" gibi... Karamanlis'in ziyareti ilişkilere yeni bir ivme kazandırırsa bu pürüzleri etkisiz duruma getirmek kolaylaşabilir. ATİNA İLE PÜRÜZLER Geçen yıl güvenlikten enerjiye kadar bazı alanlarda kurulmasına çalışılan işbirliğinin devamı için karşılıklı istek var. Ancak, İran'ın nükleer programı nedeniyle Batı'yla bozuşmasının (ve hele kapsamlı bir ambargonun uygulanmasının) Türk-İran ilişkilerini de olumsuz etkilemesi ihtimali vardır. İRAN İLE İŞBİRLİĞİ Son birkaç yıl içinde Rusya, Türkiye'nin siyasal ve ekonomik alanlarda en yakın dostu ve partneri oldu. Bu trend devam edecek. Ne var ki, özellikle enerji alanında iki ülke arasında ciddi bir rekabet ve sürtüşme başladı. Türkiye "enerji koridoru" olmak için hayata geçirmeye çalıştığı projelerde, Rusya'yı karşısında buluyor. Ama başka birçok projelerde ortak çıkarlar ve yeni fırsatlar da var...Kısacası, sıraladığımız bütün bu meselelerde, amaç pürüzlere kendini kaptırmadan, mevcut fırsatları iyi kullanarak sorunların üstesinden gelmek olmalıdır. 2008 yılının başarılı olması bu yönde gösterilecek gayrete bağlı. skohen@milliyet.com.tr RUSYA İLE YAKINLAŞMA