Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları

Merkez ’in dünkü toplantı sonrasında faiz oranlarına dokunmaması verilmiş olan kararın kolay bir karar olduğu anlamına gelmiyor. Bilakis, Fed kaynaklı uluslararası gelişmeler, Merkez’i mayıs ayında başlatmış olduğu seri faiz indirimlerini durdurmak zorunda bırakmış gibi görünüyor. Bundan sonraki aylarda da Merkez’in bu indirimlere geri dönmesi kolay olmayacaktır.
Merkez bir süredir şu mesajları veriyor:
1) Talep ılımlı bir seyir izliyor. Talebin zayıf olması sıkı para politikasına gerek olmadığı anlamına gelir. Çünkü talep enflasyon üzerinde bir baskı yaratmayacak kadar zayıfsa daha da zayıflatmanın bir anlamı yoktur.
2) Üretimde yatay hareket var. Sanayi üretim indeksinin temmuz ayındaki artışı olumlu bir gelişme ama bir aylık veriye bakıp yukarı yönlü kalıcı bir trendden bahsetmek mümkün değil.
Genel olarak talep ve üretim beraber hareket ediyorlar, ancak net ihracatın güçlü olduğu dönemlerde iç talep zayıf da olsa üretim görece daha güçlü olabiliyor. Merkez’in dünkü metne bu ifadeyi geri ilave etmiş olması üretim alanındaki endişeleri azaltmaya yönelik şahin bir ifade olarak değerlendirilebilir. Çünkü üretimin daha güçlü olduğuna inanan bir Merkez’in faiz indirimlerine gitmemesi daha kolay olacaktır.

Enflasyon hedefin 2 katı
Normal şartlar altında zayıf büyümenin enflasyonu aşağı çekmesi beklenir. Ama bizde durum farklı. Ekonomideki ılımlı görünüme rağmen enflasyon oranı merkez bankasının hedefi olan yüzde 5’in neredeyse iki katına dayanmış durumda. Peki, bunun sebebi ne? Yüksek enflasyonun sebeplerinden en önemlilerinden biri döviz kurundaki artış. İthal ara malına dayalı üretim yapımız nedeni ile döviz kurundaki artışlar ürettiğimiz mal ve hizmetlerin nihai fiyatlarına yansıyor. Yüksek cari açığımız ise döviz kuru hassasiyetimizi artırıyor. Döviz kurunu düşürebilmek faizi yüksek tutmaktan geçiyor. Dolayısıyla, talep zayıf olsa da siyasi baskılar olsa da Merkez’in dünkü toplantıda faizleri indirmemesinin önemli bir nedeni olarak kurdaki bozulmayı önleme arzusu dile getirilebilir.
Dünkü toplantı metninde 2014 başından beri alınan önlemlerle çekirdek (yani gıda hariç) enflasyon üzerindeki olumlu etkilerin görülmeye başlandığına da değinilmiş. Bu olumlu etkiyi şekilde mavi çizgiyle gösterilen çekirdek enflasyonun nisan ayından beri yatay bir seyir izlemesi şeklinde gözlemleyebiliriz. Bununla birlikte seviye olarak neredeyse yüzde 10 sınırına dayanan bu rakamlara bakıp fazla sevinebilmek de çok mümkün değil.
Çekirdek enflasyon rakamında önemli bir belirleyici enflasyon beklentileri. Beklentiler ise Merkez’in kredibilitesiyle şekilleniyor. Dolayısıyla, Merkez’in enflasyon hedefleri konusunda toplumun geneli hemfikir olmadığı sürece bu hedeflerin elde edilebilmesi çok zor. İşte bu nedenle eğer yüzde 5’lik enflasyon hedefi Türkiye’nin mevcut konjonktüründe gerçekçi bir hedefi yansıtmıyorsa daha yüksek ama gerçekleşme olasılığı daha kuvvetli olan bir hedefin konulması göz önünde bulundurulmalıdır.

Haberin Devamı

Merkez’den doğru adım