Selva Demiralp

Selva Demiralp

sdemiralp@ku.edu.tr

Tüm Yazıları

Kur keskin iniş çıkışlarına devam ederken geçtiğimiz hafta içerisinde Merkez’in arka arkaya bazı kararlar açıkladığına şahit olduk. Konunun uzmanı olmayanlar için bu kararların ne anlama geldiğini anlamak zor. Ancak işin tüm teknik detaylarını bir tarafa bırakırsak şu temel kavramlara ulaşıyoruz:

- İktisattaki temel prensiplerden bir tanesi şu: Bir malın arzı azalırsa, değeri artar. Mesela elma üretimi bollaşırsa, fiyatı düşer, kuraklık olup üretim azalırsa, fiyatı artar. TCMB değer kaybeden TL’nin yeniden değer kazanması için iktisattaki bu prensipten yararlanıyor ve TL arzını azaltıyor. “Parasal sıkılaştırma”dan kastedilen bu. Merkez, piyasaya verdiği TL miktarını kısmak suretiyle TL’yi dolar (ve diğer yabancı paralar karşısında) daha değerli hale getiriyor. Atılan adımlardan sonra kurun TL lehinde hareket etmesinin sebebi bu.

Haberin Devamı

- Ancak yukarıdaki prensipte gizli olan bir diğer mesaj var ki o da şu: Bir malın miktarı ve fiyatı arasında bire bir bir ilişki vardır. Yani serbest piyasa ekonomisinde elmanın arzını azaltıp fiyatını sabit tutamazsınız. Talep sabit kaldığı müddetçe, arz azalırsa fiyat artar. Aynı şekilde TL’nin arzını azaltıp fiyatını sabit tutmak diye bir şey olmaz. Peki nedir TL’nin fiyatı? Paranın fiyatı faizdir. Dolayısıyla, eğer para arzı kısılırsa, otomatik olarak faiz de artar.

Nitekim şekilde görülen ve “efektif politika faizi” olarak nitelendirebileceğimiz ortalama fonlama faizinin (OFF) Merkez’in son adımlarından sonra artışa geçtiğini ve koridorun üst sınırını da ciddi şekilde aştığını görüyoruz.

Merkez’in kurdaki yükselişi kontrol altına almak için sıkı para politikasına geçmesi en doğal adım. Ancak:

Merkez ne yapıyor

1- Tüm dünyada uygulanan “simetrik” koridor sisteminin amacı olağanüstü durumlarda faizlerin alt ve üst bantlar içerisinde kalmasına imkân tanımak. Merkez bir süredir bu geleneksel sisteme dönüş için üst bandı indirdiğini söylerken, şimdi OFF üst bandı aştı. Son derece kafa karıştırıcı bu uygulamanın savunulacak bir tarafı yok. Kötü bir öngörü ve kötü para politikası uygulaması. Eğer amaç tek politika faizi ve simetrik koridor ise o zaman Merkez’in parasal sıkılaştırmaya geçtiği 16 Ocak tarihinde olağanüstü toplantıyla temiz bir şekilde faiz artışına gittiğini ilan etmesi gerekirdi.

2- Merkez’in atmak istediği adımı “örtülü” olarak yapmasının tek dezavantajı kafa karıştırması da değil. Bu tür “gizli saklı” politikalar kullanılan aracın da etkinliğini azaltıyor. Şeffaflık ve iyi iletişimin para politikasının merkezine oturduğu ve politika faizinin temel politika aracı olduğu günümüzde çağdaş merkez bankaları atacakları adımı önceden duyurup bu şekilde etkinliğini artırırken, bizim Merkez Bankamızın atacağı adımı söylemek şöyle dursun attığı adımı bile net anlatamaması üzücü bir durum.

3- 24 Ocak’ta ne olur? Bu noktadan sonra asimetrik koridor sistemine geri dönüş yerine simetrik koridora uygun adımlar atılması bence en doğrusu. Bu nedenle, Merkez’in politika faizini en az OFF’nin mevcut seviyesi olan 9’a getirmesi üst ve alt bandın da simetri sağlanacak şekilde ayarlanması uygun olur.