Göksel kalbimizi “acıttı”!

27 Ekim 2014

Nostalji albümleriyle bizi eski zamanlarda yolculuğa çıkaran Göksel, 5 yıl aradan sonra kendi beste ve sözlerine yer verdiği yeni albümü Bi’ Aşk Var’ile 2012’nin ilk günlerinde kulaklarımızı kendisine esir etti.

Muzikicinefes.com’un sponsorluğunda 3 Şubat gecesi Göksel, “benim aşk evrelerim” olarak nitelendirdiği yeni albümünden şarkılarını ilk kez Salon misafirleri için seslendirdi. Sahneye yeni albümü için değiştirdiği imajı ile çıkan Göksel’in heyecanlı ve sempatik tavırları seyirciyi mest etti. Kısacık saçları, deri ceketi ve hüzün dolu sesiyle, eski ve yeni şarkılarından oluşan repertuarıyla alkışları topladı. “Sabır”, Bir Seni Konuşurum” “Depresyondayım” gibi eski şarkılarına da yer veren Göksel, yeni şarkılarından “Acıyor” , “Gidemiyorum” ve Rüzgar” ile yine bu yılın en iyi şarkılarına imza attığını kanıtladı.

Geceye ikinci bir elbiseyle devam eden şarkıcı nostalji albümlerinden seslendirdiği şarkılar ile izleyenlere keyifli dakikalar sundu. Anlaşılan Göksel her zaman olduğu gibi yine çok iyi bir albüme, iddialı bir imaja ve muhteşem bir canlı performansa imza atmış oldu!

Yazının Devamı

Büyükada'nın Belçikalı profiterolcusu

27 Ekim 2014

Eğer Büyükada'ya gitmişsek mutlaka dondurma yemeden dönmüyoruz ya, işte öyle bi gün tanıştık Choco White ile...

Fenerbahçeli Lefter Sokak'ta şirin mi şirin masaları ile dikkatimizi çekti Choco White... Çalışanları dondurma isteğimize " Mutlaka profiterolümüzü deneyin, Belçika çikolatası ile yapıyoruz, böylesini başka yerde yiyemezsiniz" şeklinde yanıt verdi. Biz yine de tercihimizi dondurmadan yana kullandık. Çok büyük şeyler değildi beklentimiz ancak yediğim en güzel şeftali ve limonlu dondurmalardan biriydi. Vapura binmeden önce tekrar 3 top dondurma için geri geldik Choco White'a...

Bu mini mini sevimli mekan, dondurmanın dışında Belçika'nın ve Viyana'nın dünyaca ünlü çikolatalı ve meyveli kuplarını da yapıyor ada ziyaretçilerine... 1900'lü yılların başında Fransız kraliyet ailesinin ünlü aşçısı Marie Antoine Caréme'in yapmış olduğu ilk çikolatalı ekleri de yapıyorlarmış. Yüksek kakao çekirdeği içeren gerçek çikolatalı pastalar, profiteroller ve tatlılar da sunuyorlar. Tatlılarında ve dondurmalarında hiçbir şekilde katkı maddesi kullanmadıkları konusunda da iddialılar. Dondurmanın üzerine istediğimiz sosları da "bunlar katkı maddesi içerir" diyerek eklememek için direndiler.

Yolunu

Yazının Devamı

The Master

27 Ekim 2014

Sırılsıklam bir İstanbul günü, kayıklarımız ile ulaştığımız Beyoğlu’nda izledim The Master filmini.

Güzel kullanılmış ışıklar, planlar derken asıl önemlisi oyuncuların oynamıyor yaşıyor olmalarıydı. Freddie rolü ile Joaquin Phoenix kendisine hayran bıraktırıyor. Tabii tek başına değil. Lancaster Dodd rolü ile Philip Seymour Hoffman ile adeta karşılıklı döktürüyorlar. Özellikle filmin finalindeki karşılıklı konuşmaları, hem onların oyunculukları hem de filmin özeti sayılabilir. Filmin konusundan bahsetmeye gerek yok – neredeyse en umursamadığım nokta hep konu kısmı olmuştur- istediğiniz web sitesinden okuyabilirsiniz. Filme gidin ve oyunculuk şovu izleyin. İki zıt karakterin dostluğunun, Paul Thomas Anderson tarafından perdeye nasıl bu kadar güzel aktarıldığını izlemeden de bu yıl film izlediğinizi düşünmeyin.

Filmin hapishane sahnesinde bir ara Scarface’deki küfür rekoru, Freddie tarafından kırılıyor sandım. Ve hapishaneden eve döndüklerinde Freddie ve Dodd’un çimenlerde yuvarlanma sahnesi dostluk adına, Freddie’nin ahşap-cam arası gelip gitmeleri bi türlü uysallaşamama ve motor sahnesi, efendilik - köklerini alıp gidebilme adına harika sahnelerdi. Tabii filmin en dramatik sahnesi;

Yazının Devamı

Dünya gözüyle Darren Aronofsky!

27 Ekim 2014

Black Swan filminin yönetmeni Darren Aronofsky, konuşmacıları arasında olduğu “alldesign 2013” tasarım buluşması için İstanbul’a geldi.

Aylardır büyük bir sabırsızlıkla beklediğim Alldesign 2013’ün ikinci gününe katılabildim. Organizasyon eksiklikleriyle dolu bir program olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.Konuşmacıların sıralanışından, simültane tercümeye kadar bir çok rahatsız edici nokta ile karşılaştım. Yine de dünya gözüyle Darren Aronofsky’yi görebilmek her şeye değdi diye düşünüyorum.

All Design konferans serisinde dikkatimi daha çok sinema ile ilgili bölümler çekti. Mustafa Altıoklar’ın simültane tercümeye güvenmiyor oluşu nedeniyle yaptığı Türkçe- İngilizce sunum, “Filmleri karakterler oluşturur”un üzerineydi. Karakterlerini yaratırken dikkat ettiklerine değinen Altıoklar’ın klişelerden henüz kurtulamadığını , “Bir karakteri yaratırken, hangi cins köpek sevdiğini, beslediğini önemsiyorum” cümlesinden de maalesef görebiliyoruz. Çoğunluğa saçma gelmiş olsa da karakterlerini tasarlarken, onlara birer burç vermesi ise oldukça ilginç bir ayrıntıydı.

Grafik tasarımcı, Stefan Sagmeister’ın “Tasarım ve Mutluluk” isimli konferansı, bir tasarım konferansından çok kişisel gelişim

Yazının Devamı

Michaela Möller ile "Cam"a dair...

27 Ekim 2014

Dünyanın en önemli cam boncuk sanatçısı Michaela Möller, 22 Nisan-29 Nisan tarihleri arasında İstanbul'a geliyor.

Emaylar, murriniler, altın varaklar, içi boş cam boncuk yerleştirmeleri, boru çubuklar, alevle parlatma, kazıma… Bunlar Michaela Möller'le Boncuk Atölyesi'nde bizi bekleyen tekniklerden bazıları... Cam Ocağı Vakfı'nda düzenlenecek atölye öncesinde kendisiyle cam sanatına dair keyifli bir söyleşi yaptık.

Cam sanatı ile tanışmanız nasıl oldu?

Doğrusunu söylemek gerekirse çocukluğumdan beri çizim yapıyordum ve büyük babam ahşapla çalışıyordu. Lisedeyken hocalarımdan birini Cam pencere için tasarım yaparken izlemiştim bu beni çok etkiledi ve 3 yıllık cam okuluna başvurdum. Çek Cumhuriyetiyle yıkanen ilişkisi olan Almanyadaki okulda cam sanatıyla ilgili her türlü temel zanaat’e sahip eğitimi almış oldum. Mezuniyetimin ardından 3 sene İsviçrede çalışıp Aachen, Almanya da Sanat ve Zanaat Academisine girmeye karar verdim. Bu zamanda kullandığım malzemede kendi sesimi buldum .

Cam sanatını diğer sanatlarla karşılaştırsak… Neler söylemek istersiniz?

Benim için camın cazibesi ışık ve kırılganlık, güneş ışığı ve renklerden gelmektedir. Çok uzun yıllar camlarla ilgili çalışmış

Yazının Devamı

Sıcacık bir Karadeniz filmi: Tepenin Uşakları

27 Ekim 2014

Yönetmeni Trabzon'da doktor... Oyuncular ise filmin çekildiği Çiçeklidüz Köyü’nün birbirinden sevimli, al yanaklı, güler yüzlü sakinleri...

Sadece 400 bin TL bütçe ile çekilmiş filmde replik yok, bol doğaçlama ve kahkaha var. Sinema aşkı ile yanıp tutuşan İsmet Eraydın önderliğinde bugün vizyona giren “Tepenin Uşakları 1980” filmi "herkese gerçek bir Karadeniz hikayesi izletmek istiyoruz" u amaç edinmiş.

Çekimleri Akçaabat’ın Çiçeklidüz Köyü’nde yapılan ve tamamı amatör oyunculardan oluşan “Tepenin Uşakları 1980” filminin galası da filmin kendisi gibi eğlenceli görüntülere neden oldu. Forum AVM Cinemaximum Sinemaları’nda gerçekleşen galaya basın mensuplarının ilgisi dikkat çekiciydi. Oldukça kalabalık bir gala gecesi yaşayan ekip, horonlarla, Karadeniz türküleriyle muhteşem bir geceye imza attılar. Galaya başta Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta, Trabzon Belediye Başkanı Dr.Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, İl Emniyet Müdürü Ertan Yavaş, İl Kültür ve Turizm Müdürü İsmail Kansız, Akçaabat Kaymakamı Abdul Rauf Ulusoy, Akçaabat Belediye Başkanı Şefik Türkmen ve çok sayıda davetlinin yanı sıra, sponsor firmaların yöneticileri, ulusal ve yerel basın temsilcileri katıldı.

Dr.İsmet

Yazının Devamı

Pembe şapkası ile tek kişilik dev orkestra: Elvis Costello!

27 Ekim 2014

Liverpol’un Beatles‘tan günümüze çıkardığı en değerli ses olan Elvis Costello, kasım ayının romantizmine yakışır bir konseri İstanbullu hayranlarına armağan etti.

Unilife organizasyonu ile gerçekleşen konsere sanatçı, seyirciyi çok bekletmeden sahnedeki yerini aldı. Maslak Tim Show Center’da sahneye orkestra ekibi olmadan çıkan Costello, akustik yorumu ve bitmeyen enerjisi ile dinleyiciyi mest etti. Kendisi ile özdeşleşen fötrü ve büyüleyici gitar tınıları ile sahnede tek başına devleşti. Bir ara mikrofonsuz da şarkı söyleyen Elvis, seyircilerin arasına karışarak onlarla sohbet etmeyi de unutmadı. Neşeli tavırları ve güçlü sesi ile kendisine bir kez daha hayran bıraktıran Costello, “Almost Blue”, “Every Day I Write The Book” şarkılarıyla gelmiş geçmiş en iyi ozanlardan biri olduğunu aldığı alkışlarla yeniden hatırlattı.

Notting Hill filminin soundtrackleri olan “She” ve “ I Want You” ile finale yaklaşırken, seyirci Elvis Costello’yu yeniden sahneye çağırdı. Israrlara dayanamayan sanatçı, bir kez daha sahneye çıkıp ayakta alkışlanarak İstanbullu müzikseverlere veda etti.

Yazının Devamı

“Mi Minör oyununu sakın izlemeyin! Bizimle oynayın!”

27 Ekim 2014

İkisi de aynı cümleyi ısrarla söylüyorlar; “Mi Minör oyununu sakın izlemeyin! Bizimle oynayın!”

Meltem Arıkan’ın yazdığı ve Mehmet Ali Alabora’nın ilk yönetmenlik deneyimini yaşadığı Mi Minör, çığ gibi büyüyen meraklıları ve hayranlarıyla alkış toplamaya devam ediyor. Memet Ali Alabora, Pınar Öğün, Can Kahraman, Sennur Nogaylar, Fuat Onan olmak üzere 16 kişilik bir ekip, Maçka Küçükçiftlik Park’a adımınızı atar atmaz sizi Pinima’nın büyülü dünyasına dahil ediyor. Sonrasında neler mi oluyor? Bu soruya Mehmet Ali Alabora ve Pınar Öğün çok samimi cevaplar verdi. İşte Pinima’nın gizemli dünyasına dair merak edilenler, eğlenceli ve ilginç anlar…

Mi Minör’ün farklılığı daha en baştan yani davetiye kısmında başlıyor. Biraz bize bu farktan bahsedebilir misiniz? Mi Minör nasıl bir oyun?

M.A. Alabora: Mi Minör seyirciye deneyim yaşatmayı hedefleyen bir oyun. Bu deneyimi de hem oyun alanında, hem de sosyal medya aracılığı ile dijital olarak yaşatıyor. Sizin davetiyeden başlayarak yaşadığınız şey de aslında bir deneyim. Size vize geliyor ve o anda bir oyunun içine dahil oluyorsunuz. Oyun alanına geldiğinizde vize ile yaşamaya başladığınız deneyim zenginleşiyor. Oyuna ne kadar katılırsanız,

Yazının Devamı