Yazarlar Sorgulama

Sorgulama

08.10.1998 - 00:00 | Son Güncellenme:

Sorgulama

Sorgulama

       HÜSAMETTİN Cindoruk söze "Başbakan'ın yerinde olsam" diye başladı:
       - Bülent Ecevit ile İsmet Sezgin'i "önemli merkezlere" gönderirim... Ellerinde belgelerle, fotoğraflarla gitsinler, anlatsınlar.
      
Cindoruk'u dinlerken, Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında "Başbakan Ecevit'in izlediği yolu" anımsadık.
       Bülent Bey, Batı başkentlerine "heyetler" göndermişti.
       Hatta "rakibi olan Adalet Partisi'nin" bazı parlamenterlerinden bile yararlanmıştı.
       * * *
       HÜSAMETTİN Bey:
       - Suriye'ye karşı uygulanan politika düzgün. Yerden göğe haklıyız. Ama haklılığımızı dünyaya iyi anlatmak lazım.
       Cindoruk'un söylediği doğru.
       Şu ana kadar "anlatabildiğimiz" ise söylenemez.
       Cindoruk:
       - Batı'nın kafasında "bir soru" var... "Şimdi mi aklınız başınıza geldi" sorusu... Batı'ya "bunca yıllık sabrı" anlatmak zor. Onun için Batı'nın önemli merkezlerine heyet göndermekte yarar var.
       * * *
      
DEMOKRAT Türkiye Partisi Genel Başkanı Cindoruk ile yaptığımız sohbetin içinden bir cümleyi "cımbızla" çekip çıkarıyoruz...
       "Batı'nın sorduğu soru" cümlesini:
       - Şimdi mi aklınız başınıza geldi?
       Hayır, eskiden de "aklımız başımızdaydı."
      
Ama "derdimizi tam anlatamadığımız" da gün gibi aşikar.
       * * *
       KÜRESELLEŞMEYİ konuşan dünya "bütün kurumlarını" değiştiriyor.
       "En başarılı kurumlarını bile" sorguluyor.
       İşte bizim yapamadığımız bu.
       Bunu yapamadıkça "yeni sorunlarla" karşılaşmamız kaçınılmaz.
       * * *
       DIŞİŞLERİ Bakanlığı ülkemizin "en köklü... Gelenekleri yerleşmiş... Çok iyi elemanları olan" kurumlarından biri.
       Ama dış politikada "büyük sorunlar yaşadığımız" da ortada.
       Gümrük Birliği aleyhimize işliyor.
       Avrupa Birliği bize sırt çeviriyor.
       Arap ülkeleriyle bağlantımız bitti gibi.
       Suriye ile başımız dertte.
       Avrupa'nın en büyük gücü Almanya ile aramız gergin.
       En iyi olduğumuz Amerika ile bile sorunlarımız var.
       Bu durumda "Dışişleri'ni... Dış politikayı" sorgulamamız gerekmiyor mu?
       * * *
       HELMUT Kohl "iki Almanya'yı birleştiren" lider.
       Ülkesini "dünya liderlerinden biri" yapan devlet adamı.
       Ayrılırken partisinde "Başbakanlık yapacak çapta" pek çok isim bırakan bir siyasetçi.
       Ama Almanya şimdi Kohl'ü sorguluyor.
       "Neden" diyor:
       - Neden birkaç yıl önce ayrılmadın? Başbakanlık yapabilecek evlatlar yetiştirdin ama... Hepsinin de yaşı 50'nin üzerinde... Neden onlar daha gençken görevi bırakmadı?
       * * *
       ALMANYA "nüfus yaşlanması" yaşayan bir ülke.
       Orada bile 50 yaşa "fazla" diye bakılıyor.
       Ya Türkiye gibi "genç nüfus yapısına sahip" bir ülkeye ne demeli?
       İşte "bunları" sorgulayamazsak...
       Yeni koşullara göre, yeniden yapılanamazsak...
       Örneğin "siyasi partiler sistemini" ameliyat masasına yatıramazsak...
       Sorunlar bitmek bilmez.
       Seçimi 18 Nisan'da da yapsak bitmez, "daha önce" veya "daha sonra" yapsak da.
       * * *
       YENİ dünya düzenine uyumun yolu "daha iyiyi aramaktan" geçiyor.
       Ya bunu yapacağız...
       Ya da "köhnemiş yapıya" tahammül edeceğiz.
       Ama bu köhne yapı değişmedikçe "en haklı davalarımızı bile" anlatmakta zorluk çekeceğiz.
       Ve Batı, ikide bir sorup duracak:
       - Aklınız başınıza şimdi mi geldi?




      

Yazara E-Posta: Y.Donat@milliyet.com.tr