Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ülkedeki yoğun gündem nedeniyle Suriyeli mülteciler sorununu unuttuk. Bunda Suriye’den Türkiye’ye ve batıya göçün durmasının payı da var. Çünkü Türkiye artık açık kapı politikası uygulayarak herkese gelin demiyor. Dahası bölgede yaşanan nüfus mücadelesi çerçevesinde de boşluğu Kürt ya da Şii grupların doldurmasını önlemek için kimsenin bulunduğu yerden kıpırdamasını da istemiyor. O nedenle de sınırın öte yanında hem Kuzey Irak ve hem de Kuzey Suriye’de yüz binlerce insanı barındıracak onlarca kamp konuşlandırıldı.

Haberin Devamı

Yani yeni dönemde Türkiye’nin hedefi insanları bulundukları bölgede tutmak. Ancak bu Suriyeli mülteci sorunu çözüldü anlamına gelmiyor. Çünkü Türkiye’deki toplam mülteci sayısı 3.1 milyonu Suriyeli 400-450 bini diğer ülkelerden olmak üzere 3,5 milyonu aşmış durumda. Bu arada AB ile yapılan mülteci anlaşmasının durumu da malum. Devam ediyor mu, etmiyor mu noktası bile net değil. Para konusu ise hepten flu...

Dün bu durumu Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. M. Murat Erdoğan’la konuştum. O da öncelikle duran göç trafiğine değinerek şunları söyledi:

“İnsanlar yaşadıkları yerlere yakın kamplarda kalırlarsa bir süre sonra onların dönüşü nispeten mümkün oluyor. Ama ülke içine yayılırlarsa kendi ülkelerinden uzaklaşırlarsa bu sefer işin rengi değişiyor. Yani aslında Türkiye’nin başından beri yapabileceği politikalardan birisiydi bu ama biz nasıl olsa Esad gidiyor diye bu kadar rahat davrandık.”

Gitmek istemiyorlar

Bugünkü tablonun göçmen krizi açısından Türkiye için “en kötü” senaryo olduğunu savunan Erdoğan, bunun nedenlerini de şöyle sıraladı:

“Şu an Türkiye’de bulunan Suriyelilerin gitmek gibi düşünceleri yok... O niyette olanların hemen hemen hepsi gitti. Geri kalanlarda da belki bir yüzde 10 heveslenebilir. Ama 2,5-3 milyon yine bizde kalacak, yani bu insanlarla beraber yaşayacağız. Dolayısıyla Avrupalılar da biraz bunun şımarıklığı içindeler.

AB’nin sözünü ettiği para desteği parça parça geliyor ama o 3 milyar euroyu bir seferde verseler dahi ne değişecek? 3 milyarı 3 milyona bölsen kişi başı 100 euro yapar. O da 2 yıllık, yani yıl başına 50 euro. O nedenle abartılacak bir para yok ortada. Zaten tartışmada paradan çok siyasi alanda.

Haberin Devamı

Türkiye, Irak, Ürdün, Lübnan ve Mısır’daki Suriyeliler içinde en kötü eğitim seviyesinde olanlar bizdekiler. Resmi veriye göre yüzde 33’ü okur-yazar değil. Bu oran Lübnan’da 12-13’lerde. Avrupa’ya gidenlerde de yüzde 5’lerin altında. Bize gelen kitle Kuzey Irak’la, Kuzey Suriye’deki gayet muhafazakar ve Esad rejimince de yıllardır ihmal edilen insanlardan oluştuğu için eğitimsizlik oranları olağanüstü boyutlarda.”

Özetle dememiz o ki; uygulanan yeni politikalar nedeniyle savaşın seyri ne şekilde olursa olsun Türkiye’ye daha öncekiler gibi yoğun göçmen girişi olmayabilir ama içerdekilerin kalıcılığı ve nitelikleri açısından bakıldığında durum fazlasıyla vahim. O nedenle de bir an önce bu sorunu “nasıl yöneteceğiz” noktasına odaklanmakta yarar var...

Hava kuvvetlerinde pilot açığı nasıl kapatılacak?

Haberin Devamı

FETÖ’yle bağlantılı ihraçlar sonucu pilot sayısı kritik eşiğe düşen Hava Kuvvetleri bu açığı kapatmak amacıyla dış kaynaktan yeni pilot almanın yanı sıra bir vesileyle TSK’dan ayrılanlara dönüş yolunu açmıştı. Bu kapsamda FETÖ mağduru henüz 12 pilot yuvaya döndü. O nedenle de son 5 yılda havayollarına geçen TSK kökenli 500’den fazla pilottan ABD’de olduğu gibi hem orduda hem de sektörde yararlanılması gündemde ancak o konuda da somut bir gelişme yok. Bu arada da süren FETÖ soruşturmaları kapsamında sorgulanan yeni savaş pilotları oluyor. Bu durumun mevcut pilotların üzerine binen yükü, dolayısıyla da kaza riskini artırdığını belirten Hava Kuvvetleri uçuş okullarında uzun yıllar komutanlık ve öğretmenlik yapan emekli bir generalin önerisi ise şu:

“Türkiye’nin angaje olduğu yurt içi ve dışı operasyonlar var. Bu operasyonlarda da Hava Kuvvetleri çok kullanılıyor. Şu anda bunu çözmeleri lazım. Havayollarındaki adamları geçici falan değil geri göndereceğiz, ekonomik imkanların aynısını sağlayacağız gibi koşullarla en azından iki üç yıllığına almaları gerekiyor. Çünkü onlar kısa süreli intibak uçuşlarıyla hemen devreye girer, bu arada da yeni pilotlar yetişir. 500 pilotun ayrılmasıyla havayollarında oluşacak boşluk da uçuş okullarından mezun gençler tarafından doldurulur. Böylece de ne Hava Kuvvetleri ne de hava yolları mağdur olur.”