Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

TSK üçüncüsü halen devam eden “Pençe” harekâtlarıyla bazı yerlerde 30 kilometre derinliği geçen güvenli bölgeleri Kuzey Irak’ta fiili olarak gerçekleştirdi. Fırat’ın doğusuna dönük “güvenli bölge” birinci safha uygulamaları kapsamında da Türk ve ABD’li komutanların katılımıyla ilk ortak helikopter uçuşu yapıldı. Tabii bu YPG/PKK sorunu çözüldü anlamına gelmiyor çünkü derinlik ve kontrolün kimde olacağı noktaları hala flu, dolayısıyla da TSK’nın tek başına operasyon seçeneği her an olası… Bu arada da Fırat’ın batısında İdlib’deki sıcak gelişmeler nedeniyle de gerilim had safhada. Dolayısıyla da tüm dikkatler yarın gerçekleşecek olan Erdoğan-Putin zirvesinde...Yani Türkiye kendisine yönelik tehditleri bertaraf etme konusundaki kararlılığını hem sahada hem de masada çok net ortaya koydu, koyuyor. Üstelik de  ABD ve Rusya’ya rağmen.. Çünkü her ikisi de bir yandan Türkiye ile müttefik gibi davranıyor, diğer yandan da biri terör örgütü YPG/PKK’yı diğeri Suriye rejimini kullanarak kendi çıkarlarına dönük çalışıyor. Dahası her ikisi arasında sanki gizliden bir müttefiklik havası da var gibi? Gerçekten böyle bir durum, yani ABD ile Rusya arasında bir gizli mutabakat söz konusu olabilir mi? Soruya Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, yanıt veriyor:

Haberin Devamı

“Bir anlayış birliği olabilir. Birbirlerine dokunmamak gibi… Soğuk savaş döneminde de böyleydi, mümkün olduğu kadar birbirlerine dokunmuyorlardı. Ama birbirlerinin sahalarına girmeden bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. O sahaya giren olursa onları bir şekilde elemine ediyorlar. Mesela Rusya da, ABD de Türkiye’nin masada çok fazla etkili olmasını istemiyor.”

İkisi de bu konuda hemfikir o zaman?

“Evet, ikisi de Türkiye’nin masada etkili olmasını istemiyor. Bir diğer konu da birbirlerine açıktan değil başka ülkeleri, istihbarat örgütlerini kullanarak müdahale ediyorlar. Dolayısıyla Fırat’ın batısında Rusya Fırat’ın doğusunda da ABD etkili… Buralara başkaları tarafından bir müdahale olduğu zaman iki devlette bu duruma karşı çıkıyor bir şekilde bu müdahaleyi önlüyorlar. Yani mesela Rusya Türkiye ile birlikte olup böyle bir müdahale yapalım diye düşünmüyor. Eğer Türkiye Fırat’ın doğusuna tek başına müdahale etseydi ABD ile arası açılacaktı ve Rusya ile Türkiye yakınlaşması olacaktı ama buna rağmen Türkiye orada kalır mıydı, Rusya onu destekler miydi sonuna kadar o da meçhul...”

Haberin Devamı

Hiç kimse açıktan Türkiye’nin yanındayız demiyor yani?

“Demiyorlar. Aralarında zımni bir anlaşma olduğu açık, yani herkesin kendi hâkimiyet alanına diğer ülkelerin girmesini engellemeye çalıştıklarını görüyoruz.”

Fırat’ın doğusuna dönük güvenli bölge gelişmeleri ile İdlib’deki gerilimin birbiriyle bağlantılı olduğunu belirten Pekin, devam 

ediyor:

“Türkiye o bölgede güçlenirse. Yani güvenli bölge olarak gerçekten istediklerini elde etti o bölgede PYD/YPG’yi durdurdu ve Fırat’ın doğusunda söz sahibi oldu, Afrin, Cerablus, El Bab tarafını zaten aldı, İdlib’de de Rusya ile birlikte bir ateşkes ya da çatışmasızlık bölgesi ilan etti, oradaki HTŞ’yi falan kontrol altına aldı o zaman masada bayağı güçlü bir hale gelir Türkiye. Bunu istemediler, buna mani oldular...”

Haberin Devamı

Bu noktada anlaşmış olabilirler anlamında mı?

“Olabilirler tabi. Bu sözlü yazılı değildir ama durumu izah ederler dokunmayın der Trump ya da diğer yetkililer. Aynı şey Putin için de geçerli, dokunmayın, böyle kalsın diyebilirler. Arada bir de görüşüyorlar zaten...”

Her ikisi de Fırat’ın doğusunda ve batısında güçlenen bir Türkiye istemiyor yani?

“Evet, istemiyorlar bu açık ve net. Çünkü sahada çok güçlü olan bir Türkiye masada da istediğini alabilir. Korkuları o. Mümkün olduğu kadar masaya bile sokmak istemiyorlar Türkiye’yi ellerinden gelse.”

Peki, böyle bir şey mümkün mü?

“Mümkün değil tabi… Türkiye masada olmazsa olmaz...”