Son on yılda TSK’da intihar eden asker sayısı iç güvenlik harekatında şehit olan personel sayısını geçti. 2002- 2012 yılları arasında şehit olan asker sayısı 818, intihar eden asker sayısı 934. (Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in talimatıyla kurulan özel ekip, bu konuda çalışma yürütüyor.)
Bir ayda 6 intihar
Profesyonel askerler içerisindeki en yüksek intihar oranı ise astsubaylarda. Sadece 2012’nin son bir aylık döneminde (13 Kasım-10 Aralık) 6 astsubay intihar etti. İşte isimleri:
Özgür Yılar (13 Kasım 2012), Asım Başak (21 Kasım 2012),Tekin Varıcılar (27 Kasım 2012), Murat Sorkin (29 Kasım 2012), Serdar Karabacak (07 Aralık 2012 ), Kenan Üstündağ (10 Aralık 2012 )
2012’nin son 8 aylık verilerine göre de bu rakam 13-14 civarında. Hepsinin görev yerleri farklı. Aralarında denizci de var havacı da. Çoğu da 30’lu yaşlarda.
İşte nedenleri
TSK intiharların birinci nedeni olarak genelde “bilinmiyor” açıklaması yapsa da TEMAD’a (Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği) göre durum açık ve net.
Ekonomik nedenler, mobing, keyfi uygulamalar, eşitsizlik astsubayları bunaltıyor. Umutsuzluk ve geleceğe olan güvensizlik de intiharları tetikliyor.
Halihazırda TSK’da 34 bin subay 97 bin astsubay var.
Astsubaylar Nisan 2012’de “Bu kadarına pes” adı altında sosyal medyada bir araya gelerek sıkıntılarını duyurmuştu. O günlerde hareketin önderliğini yapmakla suçlanan TEMAD ile Genelkurmay Başkanlığı arasında da gerginlik yaşanmıştı.
Görünen o ki, astsubayların durumunda pek değişiklik olmamış. O nedenle 2013’ün ilk yazısını bu konuya ayırdık. TEMAD Genel Başkanı Ahmet Keser ve Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Binici’den astsubayları umutsuzluğa sürükleyen nedenleri dinledik. Ortak tespit “Ekonomik nedenler, mobing, kötü davranış. Gündemdeki yeni disiplin yasa tasarısı, (Subay iki kez düşük sicil verdiğinde atılma kolaylaşacak.) İki dudak arasındaki askeri cezalar” yönündeydi.
Mobing örnekleri
Bunu da 24 yıl astsubaylık yaptıktan sonra emekli olan Yüksel Binici detaylandırıyor:
“Astsubaylar üzerindeki en büyük baskı bitmek bilmeyen denetlemeler. 7- 8 ay öncesinden hazırlıklar başlar. Komutan terfi edecek, rütbe alacak, astsubay gece - gündüz baskı altında. Denetleme hazırlığı denilen de genelde depo düzenlemesi, ağaç budama, çimleri biçme. Sadece Özel Kuvvetler’de farklı olarak atış ve spor denetlemesi olur. O da bir kez.
Afyon’daki cephanelikte 25 can ne için gitti.
Onlar da denetleme için hazırlık yapıyorlardı. Bir hafta sonra denetleme vardı. Ertesi gün yapılsaydı, far ışığnda yapmaya gerek var mıydı?
Operasyona tamam ama; çiçek sulamak için depo düzeltmek için geliniyor.
Subay yatar uyur, astsubaya ‘Askerleri getir yaptır’ der. Bu baskı, sıkıştırma nereye kadar
“Cephede biz varız”
Ezilen hep astsubay oluyor. Operasyon bölgesinde kalıyorsun. Komutanlık ücreti almıyorsun. Oysa erin başında olan astsubay. Er benim kucağımda şehit düşüyor ya da ben onun kucağında ölüyorum ama komutanlık ücreti verilmiyor. Komutan cephede yok, o arka planda.
Bu çok önemli çünkü komutanlık ve makam ücretleri emekliliğe de yansıyor. Emekli olan subay son maaşının yüzde 85’ini alırken astsubaylarda yüzde 55’e düşüyor.
Astsubay, parasız kalıyor. Operasyon bölgesine gönderiliyor, ailesini götüremiyor. Üstüne kötü muamele ve baskı binince de dayanamıyor.”
NOT: Sonraki yazı; astsubaylar ne istiyor. Maillerinizi bekliyorum.
Hastane kapısından dönen varsa arasın
İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof Dr. Ali İhsan Dokucu, bu konuda oldukça iddialı. Artık yatacak hasta için “boş yatak yok” döneminin kapandığını söylüyor. Yani hastaneye yatmak için torpile, doktor muayenehanesine gitmeye gerek yok.
Dokucu’nun verdiği bilgiye göre; devlet hastanelerindeki toplam yatak kapasitesi 15 bin. Bunun yüzde 24’ü nitelikli (banyosu, tuvaleti olan iki yataklı odalar). Doluluk oranı da yüzde 70
Özel hastanelerde 12 bin, üniversite hastanelerinde de 4 bin yatak var. Toplamda 30 bini geçiyor ve bu İstanbul için yeterli. Ancak, yoğun bakım servislerinde sıkıntı hala var.
Bu yıl da 800’er yataklı üç hastanenin (Göztepe, Okmeydanı, Kartal) daha temeli atılacak.
İGDAŞ’ın hiç mi suçu yok
Yılbaşında doğalgaz bu kez İstanbul’da can aldı. 2012’nin son günü Sultanahmet’teki bir otelde 21’i turist 23 kişi zehirlendi. 2013’ün ilk gününde de Zeytinburnu’nda bir evde kalan 5 Afganistan’lı yaşamını yitirdi. Her iki olayla ilgili yapılan açıklama birbirinin kopyası;
31.12.2012
“Hermetik kombi bacasının boru kısmının bilinmeyen bir nedenle birbirinden ayrılmış halde bulunduğu tespit edildi.”
02.01.2013
“Doğalgaz tesisatına İGDAŞ’ın bilgisi dışında bacalı şofben bağlandığı ve şofbenin baca bağlantısının uygunsuz bir şekilde yapıldığı tespit edildi.”
Yani bağlantıları görüp gazı açan değil, yine ölen ve zehirlenenler kusurlu.