Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

CHP’de herkes “Köklü değişime ihtiyaç var” diyor. Aslında bu CHP’de genel başkanlık koltuğunun değiştiği 22 Mayıs 2010’dan bu yana Kılıçdaroğlu’ndan sıkça duyduğumuz ancak içi doldurulamayan bir söylem... Ya da alınan her seçim yenilgisinden sonra veya gerçekleştirilen her kurultay öncesinde parti tabanına heyecan vermek amacıyla muhalefet tarafından dillendirilen “O gitsin, ben geleyim” ritüeli. Yani partide iktidar da muhalefet de yüzde 25 bandında sıkışan CHP’nin hem tabanına hem de sokaktaki insana umut olması için yenilenmesi konusunda hemfikir ama beklentiler ve içerik konusunda 180 derece farklılık var. Daha yeni kurultaydan çıkan CHP’nin bugünkü durumu da aynı çünkü biri “2019’da seçimlere yeni tüzük ve örgüt yapılanmasıyla gitmek şart” görüşünde ve onun hazırlığında, diğeri ise “Bu lider ve mevcut kadroyla yürümez” ısrarında. Bir başka deyişle, bugüne kadar yenilenmeyi kişilerin değişimi olarak gören Kılıçdaroğlu cephesi seçimlerde alınan başarısızlıkları bu kez partideki sisteme, muhalefet ise lider ve kadrolara bağlıyor. Nitekim bunu ilk kez Deniz Baykal da açık açık dile getirdi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu nazik bir şekilde istifaya davet etti.. Sonrasında da “Ben kendim için bir şey istemiyorum, partimi düşünüyorum” dedi ama “Net olarak genel başkan olmak istemiyorum” da demedi. Bu da ülke çıkarlarından ziyade kendi sorunlarıyla ilgilenen parti izlenimi veren ana muhalefeti hareketlendirmeye yetti. Ve herkes “Baykal ne demek istedi” diye tartışmaya başladı... Dün bu konuyu biz de CHP örgütünde etkin olan isimlerle konuştuk. Aralarında Baykal’ın “Kral çıplak” diyerek “Görevi bana teslim et” mesajı verdiğini söyleyen de çıktı, tam aksini savunup 7 Haziran sonrasındaki tutumu nedeniyle CHP tabanının Baykal’a öfkeli olduğunu iddia eden de oldu. Bu arada Kılıçdaroğlu’nun “liderlik” sınavındaki kırık notlarının devamı halinde 2019’daki seçimlere CHP’nin yeni liderle gireceğini ifade edenler de vardı. İşte o görüşmelerde aldığımız notların bazıları:

Haberin Devamı

- Baykal CHP genel başkanlık görevini tekrar bana vermeli diyor. Ama bunu örgüt değil “Ben bu görevden ayrılıyorum bu koşullarda da da en uygunu Deniz Bey’dir” diyerek Kılıçdaroğlu yapsın istiyor.

Haberin Devamı

- CHP’nin kurucu felsefesini bir kenara atmadan yeni şeyler söylemesi lazım. Sağa açılma girişimleri, laikliği bir kenara bırakalım gibi söylemler parti tabanında insanları kırdığı gibi güvenirliliği yitirdi. Tayyip Erdoğan’ı güvenli yapan nedir? Biz beğenmiyoruz ama adam yanlış-doğru kendi davasını sonuna kadar savunuyor. CHP’de bu inanç yok.

- Baykal’ın CHP’deki dönemi bitmiştir. Baykal iyi bir devlet adamıdır ama iyi bir parti başkanı değildir. Türkiye sıkıntıda devlet adamı kimliğiyle söyledikleri toplumda kabul görür ancak parti lideri olarak CHP’deki süresini bitirmiştir. Antalya milletvekili olarak görevini yapar uyarıcı olarak eski genel başkan sıfatıyla televizyonlarda lafı dinlenen bir adam olarak konuşur. Arkası yok.

- Baykal’ın çıkışı hiçbir şeyi değiştirmez. Ancak Kılıçdaroğlu bir sonraki kurultaya kadar örgüt yapısını toparlayıp sağlam ve geleceğe umutla bakan bir parti yapamazsa gider. CHP 2019 seçimlerine yeni bir liderle katılır.

Haberin Devamı

- Kurultayda tek aday olmak demek güçlenmek demek değil, Baykal da 1998’de tek adaydı ama 1999’ da parti baraj altında kalınca istifa etti. Kılıçdaroğlu’nun da bunu yapması lazım, olmuyor. Kurultaya kadar iki sene daha götürse ne değişecek?

- Kılıçdaroğlu örgütüne hakim olmalı. Birini destekliyorum dediğinde ona sahip çıkmalı yoksa lider olamazsın. Örneğin İstanbul İl Kongresi’nde Gökhan Zeybek’i destekliyorum dedi ama milletvekilleri ve PM üyelerinin oy kullandığı sandıktan tam tersi çıktı. Birilerinin arkasında dik duramazsa, yanlış adamların peşinde koşmaya devam ederse, 2019’da CHP seçimlere başka bir liderle girer.

- Bir partinin iyi yönetilip yönetilmediğinin tek göstergesi seçim sonuçları. Türkiye’nin bir sorunu da iktidara hazır bir muhalefet partisinin olmaması. Kurultaylarda aslında ülkenin çok güncel önemli sorunlarına sadece eleştiri değil, çözüm üretmek lazım. Halkın beklentisi bu...