İki ay sonra sandığa gideceğiz. Ancak CHP’nin hâlâ adaylarını belirlemediği il ve ilçeler var. Bunlar arasında en çok merak edileni de kuşkusuz İstanbul’daki ilçelerin durumu... Çünkü, mevcut başkanlar konusunda genel merkezin kafası hâlâ net değil. Ya da net ama çok zorlandık havası yaratılmaya çalışılıyor. O nedenle de hemen her gün tamamı veya bazıları değişecek haberler yayılıyor... Yine merak edilen bir başka konu da, CHP’nin kadın aday gösterip göstermeyeceği...
Bunların yanıtları şubatın ilk haftasında ama, son virajda İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı’dan gelen bazı ipuçları var. Şöyle ki;
Mevcut başkanların tamamı değil ama parti oyunun gerisine düşenler aday gösterilmeyecek. Açıklanacak 18 ilçenin (13’ünde CHP iktidarda) başkan adaylarından en az ikisi kadın olacak. Belediye meclis üyelikleri listelerinde Gezi olaylarında gözünü kaybedenler, başörtülüler, LGBT’liler de bulunacak... Salıcı’yla yaptığımız görüşmenin satır başları:
* Mevcut başkanlarla ilgili bir memnuniyet anketi yapılıyor. Ayrıca getirecekleri oylar sorgulanıyor. Parti oylarını artırmayan arkadaşımızı tekrardan değerlendirme imkânımız olmaz. Hiç kimse benim, yani örgütün oyuna talip olmasın. Hedefimiz o bölgede seçimi kazanmak değil, büyükşehiri almak. Geçmişe bakarak siyaset yapılmaz
* Başkan adaylarımızı şubatın 6’sı ya da 9’unda açıklayacağız. Belediye meclis üyelikleri listelerinin kesinleşmesi ise şubatın 20’sini bulur.
* Adayların açıklanmasında geciken CHP değil AKP. Tüm Türkiye’de açıklanan aday sayısına baktığınızda CHP’nin AKP’den daha fazla açıkladığını görürsünüz.
* Henüz seçim atmosferine girilmedi. Meydanlarda biz geziyoruz, başka kimse yok. Kadir Topbaş, Melih Gökçek nerede? Hiçbir şey yapmıyorlar.? AKP’nin diğer adayları da ortada görünmüyorlar. Belli ki 20 sene sonra İstanbul’u kaybedecek olmanın moral bozukluğu var.
* Bu seçimin kırılma noktası İstanbul’dur. Siyasi zafer büyükşehri kazanıp kazanmadığınızla doğru orantılıdır. Başarılı bir il başkanı değil İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni kazanan bir il başkanı olmak peşindeyim.
* CHP’ye Kadıköy, Beşiktaş, Bakırköy üçgeninden çıkmayan parti diyenler, en az oy aldığımız yerlerde yaptığımız mitinglerdeki ilgiye baksınlar.
* Sırrı Süreyya Önder’in adaylığı bizi etkilemez ama Mustafa Sarıgül’ü hatırladığının yarısı kadar Kadir Topbaş’ı da hatırlarsa memnun olurum. Kendisine Gezi Parkı’nda gaz sıkanlar CHP’liler değildi.
* TDH’li olup da CHP’ye katılmayan bir sürü arkadaşımız var. Bizim sarı ya da kırmızı gibi bir renk kompleksimiz yok.
* 30 martta 140 bin kişiyle sandığa ve oylarımıza sahip çıkacağız.
Yağmur yağdı ama
Sonunda meteorolojinin sözünü ettiği mevsim yağışları geldi. Ancak bu ne kadar yeterli olacak şu anda belirsiz. Yerel yönetimler yaklaşan seçim stresiyle “tasarruf”u dillendiremiyor. Ancak bilim adamları bundan sonraki yıllarda da su sorununun süreceği görüşünde... Bu nedenle birey olarak herkese iş düşüyor. Öncelikle temizlik için su kullanımından araba yıkamaya hatta damlayan musluklara kadar dikkatli davranmak şart. Ayrıca su havzalarının kirletilmemesine özen göstermek de çok önemli. Yoksa kuraklık zamanı tasarruf etmek çok geç olabilir.
Kırmızı hat
* Yüksek Seçim Kurulu’nun 30/11/2013 tarih ve 554 no’lu kararının D bendi, b maddesi şöyle diyor: Seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adayların, seçimin başlangıç tarihi olan 1 Ocak 2014 Çarşamba gününden, oy verme günü öncesi 29 Mart 2014 Cumartesi günü saat 18.00’e kadar vatandaşların elektronik posta adreslerine, taşınabilir ya da sabit telefonlarına görüntülü, sesli veya yazılı mesaj göndermek suretiyle propaganda yapılmasının yasak olduğuna (298/55-B-2) karar verilmiştir. Ama hâlâ cep telefonlarımıza günde en az bir kez adaylardan mesaj geliyor. Yasakları dinlemeyen adaylara kim dur diyecek? Aziz Bostan - Kadıköy
