Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Çözüm süreci, yeni yargı paketi tartışmaları, savaş tehdidi gibi yoğun gündem arasında CHP 2015 genel seçimlerine de odaklandı ve örgüte “kongre zamanı değil” mesajı verdi. Bunda seçimin erkene alınma olasılığı kadar, sandıktan çıkacak sonucun CHP liderinin kaderini etkileyecek olmasının da payı var. Ancak bu, kurultay ya da kongre partisi olarak anılan CHP’de ‘iç çekişme hepten askıya alındı’ anlamına gelmiyor çünkü; olağanüstü kongreler devam ediyor, edecek de... Örneğin İstanbul’da şu ana kadar 10 ilçenin yönetimi değişti, önümüzdeki ay da kararı alınan 5 ilçenin kongresi gerçekleştirilecek. Tabi bu durum diğer 24 ilçe için de geçerli. Yani “olağan kongreler” genel başkan yardımcısı Haluk Koç’un açıkladığı üzere 2015 seçimlerinden sonra ama “olağanüstü kongrelere” devam...
İstanbul İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı bunun gerekçelerini şöyle açıklıyor:
“Yerel seçimler nedeniyle belediye başkanı ya da meclis üyeliği adaylığı için bir çok kişi istifa etti. Doğal olarak da yerlerine yedekleri geldi. Ama ilçelerin bir kısmında yedekler o işi yapabilecek potansiyele sahip bazılarında ise değil. Bunu gören ve ‘bu yapıyla 2015 seçimine hazırlanamam’ diyen ilçe başkanının talebiyle olağanüstü kongreye gidiliyor. Delegenin verdiği kararla da kırgınlık, küskünlük olmadan, iddialı kadrolarla yürüyeceğiz.”

Çat kapı taktiği
CHP İstanbul örgütündeki bu kongre trafiğinin yanı sıra bir başka hareketlilik de kapı kapı dolaşmak olacak. Bunun pilot uygulaması ise son yerel seçimlerde CHP’nin kazandığı (Ataşehir)ve kaybettiği (Ümraniye) iki komşu ilçede bu hafta başlayacak. Sonrasında da İstanbul geneline yayılacak. Amaç, CHP adına neyin doğru neyin yanlış yapıldığını saptamak, varsa da seçmenin kafasındaki partiyle ilgili soru işaretlerini gidermek. Salıcı, çalışmanın yöntemi anlatıyor:
“İki ilçede toplam 9 mahalleyi üye sayımız, son seçimde aldığımız oy gibi kriterlere göre a,b,c diye sınıflandırdık. Buna göre arkadaşlarımız her kapıyı çalacak ve sohbet edecek. Kabul etmeyen olursa da teşekkür edip, da üç tane lokum bırakacak. Görüşmelerde kesinlikle, ekonomi, kürt sorunu, Suriye IŞİD gibi şeyler konuşulmayacak, tamamen günlük ve hane halkının sorunlarına çözüm odaklı olacak. Bunu bir ev gezmesi olarak düşünün.”

Haberin Devamı

Plaka mafyasına vergi kıyağı

Haberin Devamı

Taksilerle ilgili sorunlar vatandaş açısından bitmek bilmez. Plaka sahibi olmayan taksi şoförlerine derdini sorsanız, tam “bir dokun bin ah işit” durumu ile karşılaşırsınız.Ama bugünkü sistemi mercek altına alırsanız üç beş kişinin tekelinde olduğu bu “sarı ticaret”te en büyük mağdurlardan birinin de devlet olduğunu görürsünüz.Şöyle ki:
İstanbul’da bir taksi plakasının değeri neredeyse birkaç orta halli apartman dairesinin toplamını buldu. Kimilerine göre 1 milyon 400 bin liraya yükseldi. Birden fazla plaka sahibi olanların şoförlerden talep ettikleri günlük kira ise ortalama en az 300 lira buna karşın plaka başına ödedikleri yıllık vergi 1.800 lira..
Oysa bir ikametgahı kiraya veren ev sahibi yaklaşık yıllık gelirinin yüzde 10’unu vergi olarak ödüyor. Bu açıdan baktığımızda yıllık geliri 108 bin TL olan plaka sahibinin 10 bin TL vergi ödemesi gerekmez mi? Basit bir mantık, devletin kaybı yaklaşık 8 bin lira ve İstanbul’da 18 bin taksi var...

Haberin Devamı

22.00 yasağı nasıl deliniyor

Yalovalı bir okurumuz yazıyor: Yalova’dan İzmir’e karayoluyla giderken arkada oturan bir arkadaşımız yudumladığı birasını tazelemek istedi. Saat 23.00 dolayında idi, 22.00’de başlayan alkol satışı yasağı nedeniyle bunun imkansız olduğunu söyledik. Kendisi birkaç yöntem deneyeceğini ve başarılı olacağını iddia etti. İlk seçiminde bir otele girdi, bara gitti ve iki şişe birayı kamufle edilmiş şekilde otomobile ulaştırdı. İkinci deneme saat 24.00 dolayında küçük bir ilçenin tekel bayiinde gerçekleşti. Biraların parası kasaya ödendi, market sahibi teslimatı büfenin arkasındaki evinin kapısından yaptı. Cebe sığacak kadar küçük kutular ise büfe tezgahının kapıdan görünmeyen ölü noktasında el değiştiriyordu...