Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu “O gece ne oldu, nasıl oldu, kimler destekledi, FETÖ denilen terör örgütü devletin bütün kademelerine nasıl yerleşti?” sorularına yanıt bulmak amacıyla bugüne kadar birçok önemli ismi dinledi, dinliyor. İlk bir ayda gelinen noktada FETÖ’nün devlete nasıl sızdığı ve bu konuda dikkate alınmayan uyarılara dönük bolca detay var ama ortada henüz o geceye dönük doğru dürüst bir bilgi yok. Yani 15 Temmuz gecesi hâlâ çok karanlık. Özellikle de darbenin atlanmasındaki istihbarat zafiyetinin gerçek sorumlusu MİT mi, Genelkurmay mı; MİT’ten uyarı geldiyse neden önlenemedi ya da Cumhurbaşkanı ve Başbakan neden bilgilendirilmedi açısından. Dolayısıyla da Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı’nın bildikleri ve anlatacakları çok önemli. Tabii çağrılırlarsa ve de gelirlerse. Çünkü eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel gibi “gelmem” de diyebilirler. Yani zorlayıcı bir durum söz konusu değil. Nitekim CHP’li Aytun Çıray da daha komisyon çalışmaya başlamadan önce yaptığımız görüşmede bu noktaya dikkat çekerek (17.09.2016) endişelerini şöyle dile getirmişti:
“Soruşturma komisyonu çok daha geniş yetkilere sahiptir, adeta bir mahkeme gibi davranabilir. İstekleri, talepleri emir kabul edilir. Bir yere yazı yazdığı zaman ‘bu belge devlet sırrı, veremeyiz’, ‘gelmeyiz’ falan diyemezler ama araştırma komisyonuna diyebilirler. Bence araştırma komisyonu bir ön çalışmadır.”
Soruşturmaya dönüşebilir
İkinci ayına giren komisyon çalışmalarındaki “gelmeme, yazılı bilgi verme önerisi” gibi son gelişmeler üzerine dün Aytun Çıray’la bir kez daha görüştük:
n Gidişat nasıl?
Şu anda biraz başkanlık bu işi rölantiye almaya çalışıyor. Bir de bazı isimlere yazılı soru soralım diye bir fikir ortaya çıktı ama bu mektupla öğretime benzemez. Herkesin gelip orada konuşmasında fayda var çünkü onlar konuşurken içinden soru çıkmış oluyor, yani interaktif bir durum bu. Aksi halde komisyonun varlığına gerek yok herkese mektupla sorulabilirdi yazılı olarak. Buna itiraz edeceğiz tabii...
n Böyle seyrederse komisyon işlevini yitirir mi?
Bunun için gayret var ama milletin baskısı nedeniyle bu iş işlevini yitirmeyecek diye düşünüyorum öyle ummak istiyorum.Yok eğer bu şekilde devam ederse, onları millete şikâyet edeceğiz. Bir şeyleri örtbas etmek istediklerine dair bir şüphe bulutu oluşacak kendi üstlerinde.
n Genelkurmay Başkanı dinlenecek mi?
CHP’li üyeler olarak en baştan onların çağırılması gerektiği konusunda dilekçe verdik. Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı’nın yüzde yüz gelmesi lazım, gelmemeleri halinde bunun sorumlusu Başbakan’dır. Çünkü onlar sonuçta devlet memuru, onları komisyona götürmekle ya da göndermekle sorumlu olan Başbakan.
n Gelmezlerse?
Soruşturma komisyonu istememizin haklılığı ortaya çıkacak. Çünkü bu bir soruşturma komisyonu olursa gelmek zorundalar. O zaman biz millete diyeceğiz ki sizin öğrenmek istediklerinize saygı duyulmuyor, biz onları hukuki yollarla getirtmeliyiz, bunu yapabilmemiz için de soruşturma komisyonuna dönüşmesi lazım...

Clinton’ı FBI istemedi

Hangisi Türkiye’nin menfaatleri açısından daha iyi? Suriye’de IŞİD’i bitirmek için PYD ve YPG ile işbirliğine devam edeceğini hatta artıracağını söyleyen Clinton mı? Suriye’de Esad’ı desteklediğini açıklamak suretiyle Rusya’ya yeşil ışık yakan Trump mı? Washington’da uzun yıllar deniz ataşesi olarak görev yapan Dz. K. K. eski Genel Sekreteri E. Dz. Kur. Kd. Albay Mehmet Asal’ın seçimden iki gün önce bu soruya yanıtı şöyleydi:
“ABD başkanlık seçimini kim kazanırsa kazansın, Türkiye ile ilişkilerde hiçbir şey değişmeyecektir. Çünkü ABD’nin iç ve dış politikaları FBI ve CIA tarafından yönlendirilir, hatta yönetilir.”
Asal’ın bu öngörüsünden içe dönük olanı tuttu. Şöyle ki; Dışişleri Bakanı olduğu dönemde, bazı yazışmaları kişisel e-mail hesabından yaptığı anlaşılan Hillary Clinton resmi belgeleri sızdırmakla suçlanmıştı. FBI, Clinton’ın mail’lerini incelemiş ve temmuz ayında herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığını açıklamıştı. Ancak aynı FBI kamuoyu yoklamalarına göre Clinton lehine atbaşı giden kampanya döneminin son virajında yeni yazışmalara ulaştıklarını ve soruşturmanın ‘yeniden açıldığını’ duyurdu. İki gün sonra da FBI Direktörü James Comey Kongre’ye yazdığı mektupta; “İncelemelerimizden sonra, temmuzda açıkladığımız görüşümüzü değiştirmedik” dedi. Tabii o arada da dengeler oynadı. Ve Trump ABD’nin yeni başkanı oldu
Şimdi gözler dış politikada. Bakalım Suriye’de Esad’ı desteklediğini açıklamak suretiyle Rusya’ya yeşil ışık yakan Trump’ın dediği mi olacak yoksa bugünkü görüntünün mimarı CIA’nın dediği mi?..