Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Doğayı tükettik. Çılgın sanayileşme, atıklar nedeniyle yaşlı dünyamız SOS veriyor. Bu kafayla gidersek önümüzdeki 30 - 40 yılda dünya yüzeyi ve atmosferin sıcaklığı 1 - 3.5 derece artacak. Bu da beraberinde yeni sağlık sorunları getirecek.
       Başbakanlık Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nce hazırlanan İklim Değişikliği ve El Nino adlı kitapçıkta insanoğlunu bekleyen tehlikeler tek tek sıralanıyor. İşte bazıları:
       . Yaralanmalar, fiziksel rahatsızlıklar ve ölümler, ısı dalgalarının sürekli yoğunluğu, seller, fırtınalar ve diğer iklimsel olaylar nedeniyle ortaya çıkabilir.
       . İklim değişikliğinin, ekolojik sistemleri ve doğal kaynakları bozması, sağlık ve altyapı konularına aksi tesir etmesi, sosyal ve ekonomik rahatsızlıklara neden olması bekleniyor. Tüm bunlar böcekler, su ve diğer vektörlerle geçen hastalıklara sebep olacak.
       . Sıtmalı sivrisinekler ve hastalık yayan yılanlar gibi organizmaların daha yüksek enlemlere ve boylamlara yayılması bekleniyor. Örneğin her yıl yaklaşık 300 milyon yeni sıtma enfeksiyonu ortaya çıkıyor ve 2 milyon kişi ölüyor. Dünya nüfusunun yüzde 45'i sıtma taşıyan sivrisineklerin olduğu iklim hatlarında yaşıyor. Bu yüzyılın ikinci yarısında bu miktarın yüzde 60 artacağı tahmin ediliyor!..
       . Daha yüksek sıcaklıklar su kaynaklarını azaltacak. Ve mikroorganizmalar kolera gibi enfeksiyonları artıracak.
       . Gıda üretimindeki yerel azalmalar, açlık ve kıtlığa uzun vadede ise özellikle çocuklar için sağlık problemlerinin ortaya çıkmasına neden olacak. Astım, alerjik rahatsızlıklar ve kalbe bağlı hastalıklar, polenler ve bazı kirleticiler sayesinde ortaya çıkacak. Sulu patojenler ve biotoksinlerin üretimindeki değişiklikler, deniz yiyeceklerinin güvenliğini tehlikeye atacak."

Bu kafayla zor!..

       Bir yanda felaket sinyalleri, öte yanda duyarsızlık örnekleri. Üniversiteli Yaşar Kenan Şeftalicioğlu, lazer ışığıyla bitkinin büyüme hızını yüzde 320 oranında artırıyor. Örneğin; yanan ormanların eski haline gelebilmesi için gereken süre minimum 60 yıl. Neredeyse bir ömür. Ama Şeftalicioğlu'nun yöntemiyle süre 16 - 17 yıla iniyor. Proje açlık, erozyon, asit yağmurlarıyla mücadele için de bire bir. Üstelik 1998 yılında UNESCO'nun çevre kolu olan INEPO yarışmasında Türkiye birincisi, dünya üçüncüsü olmuş...
       Gurur - heyecan verici. Ya sonrası? Hayal kırıklığı ve umutsuzluk... Bilgisayar öğrenimi gören Şeftalicioğlu'nu dinleyelim:
       "NASA'nın 18 yaşında davet ettiği sayılı Türk'ten biriyim. Herkez 'beyin göçünü durduralım' diyor ama; sözde kalıyor."

Öğretmenin sesi

       Eğitim sistemimizdeki çarpıklık, herkesi rahatsız ediyor. Bir öğretmenin itirafı, yazımız bazı idealistleri üzmüş. Gelen mesajlarda birçok öğretmenin geçim sıkıntısı çektiği vurgulanıyor. Parasızlıktan gazete okuyamadığını, tiyatroya gidemediğini söyleyenler de var.
       Haksız değiller. Onurlarından ödün vermeyip pazarda limon, çorap satanları dahi biliyoruz. Zaten mektup sahibi öğretmenin isyanı da bundandı. Daha satırlarının başında 'İdealistlerin alınmamasını' istiyordu. Ve bencil - maddiyatçı meslektaşlarını eleştiriyordu. Maalesef bu da gerçek...

MİLLİYET bir tutkudur

       Gazeteniz, gazetemiz 50 yaşında. Dile kolay; Atatürkçü, çağdaş, laik çizgiden sapmadan geçen yarım yüzyıl. İlk sayıdan bu yana Türkiye'de çok şey değişti ama; MİLLİYET'in çizgisi hiç değişmedi... Kapısından girdiğim günü anımsıyorum. Ağabeylerimiz, ustalarımızdan aldığımız ilk dersleri. Ve de gazetemizin sahibi Aydın Doğan'ın her yıl yinelediği ödün vermeyen, doğruluktan şaşmayan MİLLİYET Anayasası'nı... Ne çabuk geçmiş 20 yıl. Neredeyse ömrümüzün yarısı. Meşalesinin sonsuza dek yanması dileğiyle...



Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr