Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

AKP’nin seçim stratejisi neydi? “Bana ülke çapında oy veren yüzde 49’un gönlünü hoş tutayım, gerisini boşver...” O nedenle de kendisinden olmayanları dışladı, “Eldeki oylar bana yeter” diye düşündü. Nitekim de öyle oldu ve İstanbul’da “Kadir Abi” bu oylarla üçüncü kez büyükşehir belediye başkanlığını kazandı...
Bu seçimin ağırlık merkezinde İstanbul vardı. Çünkü 52 milyon seçmenin 9.5 milyonu, yani her 5 seçmenden biri İstanbul’daydı. Doğal olarak da onların vereceği oylar “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” sözünden hareketle belediye başkanı seçmenin ötesinde anlamlar barındırıyordu. AKP, 20 yıldır yönettiği ve kale gibi gördüğü İstanbul’u koruyup ağustos ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı ve sonrasındaki genel seçimlere umutlu gitmek istiyor, muhalefet ise İstanbul zaferiyle iktidarı devirmenin hesaplarını yapıyordu. Bunda da 2009’dan bu yana 700 bin artan seçmen sayısı ve ülkedeki sosyal çalkantıların sandığa yönelişi özendireceği beklentisinin etkisi büyüktü...
Nitekim katılım ülke genelinde beklenenin üzerinde gerçekleşti ve bu da Mustafa Sarıgül’ün aldığı oylara 2009’a göre artı değişim olarak yansıdı. Ama bunlar ana muhalefetin iktidarı silkeleme düşüncesinin gerçeğe dönüşmesine yetmedi. Sandıklar açılıp, sonuçlar gelmeye başlayınca amacına yaklaşanın iktidar olduğu ve Kadir Topbaş’ın ilk verilere göre koltuğunu garantilediği görüldü. Ancak, bu veriler çeşitli kaynaklardan farklı olarak ekrana ve internete yansıyınca kafalar karıştı, cep telefonları kilitlendi. Ekranda iddialar ve manipülasyon suçlamaları art arda gelirken, kamuoyunda tansiyon yükseldi. Daha doğrusu günlerdir süren gerilimli atmosfer, sandık sonuçlarına da yansıdı. Sonucunda da “Sandığına sahip çık” çağrıları karşılıksız kalmadı, yıllardır belki de ilk kez partililer sandıkları gruplar halinde takip etti. 21.18 itibariyle de AKP İl Başkanı Aziz Babuşçu “kesinleşmemiş zafer” açıklaması yaptı.

İlçelerde durum
İstanbul’un ilçelerinin kimilerinde rahat bir yarış sürerken, kimilerinde nefes nefese bir oy sayımı süreci yaşandı. Sarıgül’ün halefi Hayri İnönü, selefine fark atarak ipi göğüslerken, Bakırköy, Beşiktaş ve Kadıköy gibi banko ilçelerin çiçeği burnunda CHP’li başkanları adeta füze gibi sandıktan çıktı. Maltepe, Beylikdüzü, Silivri, Üsküdar, Avcılar, Kartal’da çekişmeli bir yarış oldu. Bu ilçelerde çoğunlukla CHP’lilerin yüzü güldü. Üsküdar’da yıllar sonra bir CHP’li ilahiyatçı, başkanlığa çok yaklaştı. AKP’nin oy depoları Bağcılar, Güngören, Esenler, Başakşehir, Sultanbeyli, Fatih ve Beyoğlu gibi ilçelerde ise adaylar rahat bir seçim gecesi yaşadılar.

Ablalar çalışmadı!
Bu arada kapalısı açığı sosyal medyada yükselen dayanışma senaryoları “fos” çıktı. Ablaların, ağabeylerin, “MHP’nin zayıf olduğu yerlerde CHP, CHP’nin zayıf olduğu yerlerde MHP’ye oy yönelmesi” yolunda gizli bir ittifakı içeren iddiaları, birer safsatadan öteye gidemedi. Rakamlar, toplum genelinin klasik eğilimlerinden çok büyük sapmalar göstermediğini kanıtladı. Kısacası “ablalar” söylentisi dedikodu olarak kaldı.