Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Farbe girişiminden sonra TSK’da olduğu gibi Emniyet teşkilatında da Fethullahçı yapılanmaya dönük “temizlik” operasyonu sürüyor. Şu ana kadar açığa alınan ve haklarında soruşturma başlatılan polis sayısı 10 bini buldu. Ancak bu da gecikmiş bir karar çünkü bugüne kadarki uygulama daha çok kritik noktalardaki FETÖ’cüleri görevden alıp başka illere ya da şubelere atamaktı. Örneğin 17 Aralık operasyonundan hemen sonra 2 binden fazla FETÖ’cü amir ve memurun görev yeri değiştirilmişti. Bir başka deyişle, kanserli hücrelere neşter vurulmamıştı. Nitekim biz de o günlerde (9 Ocak 2014 tarihli yazımız) buna değinerek şöyle demiştik:

Haberin Devamı

Şimdi bu atamalarla operasyonel şubelerden (KOM, TEM gibi) alınıp daha pasif göreve atanan polislerin kafa yapıları mı değişti? Yoksa “tövbe mi” edecekler? Dahası bu iddialar doğruysa yargılanmaları ve meslekten çıkarılmaları gerekmez mi?.. Ya kilit noktalara yeni gelenler, onlar hangi kriterlere göre belirlendi? Sonuçta giden ve gelen aynı okuldan devre arkadaşları değil mi? Üstelik o okullar cemaatin arka bahçesi olarak bilinmiyor mu?

Haklı çıktık, önce paralel Emniyet’in kaynağı polis okullarına ayar verildi, şimdi de meslekten ihraç etme uygulanıyor. Keşke üç yıl önce yapılsaydı belki polis teşkilatı açısından görüntü daha farklı olabilirdi. Tabii bu ayıklamayı hakkıyla yapmak kaydıyla. Çünkü bugün de elemelerin Emniyet Genel Müdürlüğü’nde yuvalanan Fethullahçı kadrolar tarafından yapıldığına yönelik iddialar var. Üstelik bunu dillendiren de iktidar partisinden bir milletvekili...

Bu sorunun kendini saklayan ve halen etkin görevlerde bulunan Fethullahçılar örneği, bunun bir de FETÖ’den boşalan yerleri ele geçirmek için diğer tarikat ve cemaatler (Okuyucu, Yazıcı, Menzilci gibi) arasındaki mücadele boyutu da var. Hatta bu cemaatlere bazı FETÖ’cü polislerin sızdığı da biliniyor. Yani yine devletin değil, şeyhinin ya da ağabeylerinin emrini dinleyen biatçı polislerin etkin görevlere gelmesi söz konusu...

Cemaatçilerin varlığı

Açıkçası, TSK gibi Emniyet’teki temizlik operasyonunda da şu ana kadar açığa alınanlar aysbergin görünen yüzü. Bunun en somut kanıtı da Emniyet Genel Müdürlüğü’nde Polis Başmüfettişi olarak da görev yapan emekli Emniyet Müdürü Mutlu Çelik’in şu sözleri:

Haberin Devamı

“Emniyet’teki Fethullahçıları üçe bölersek; biri Fethullahçı olduğunun bile farkına varmayıp biata çok yatkın Atatürkçülüğü unutup emir komutanın hükümete odaklı olduğunu zanneden grup, şu anda rütbeli onlar.

İkinci grup Fethullahçı olduklarını bilip bu işe kendilerini adamış olanlar. Bunların arasında cemaat içinde mağdur edildiğine inanıp itirafçı pozisyonunda hükümetin yanında bu mücadeleyi veriyormuş gibi görünenler ile Fethullah’ın ilk zamanlarındaki kurduğu yola girip şimdi cezaevinde olan birinci sınıf Fethullahçılar var.

Bir de Fethullah okullarından, dershanelerinden olmak ve belge getirmek suretiyle teşkilata son 10 yılda sokulan, ilk maaşlarını da cemaate vermek zorunda bırakılan polis memuru düzeyindekiler var.

Yani şu anda görevde olup Fethullahçı olmayan bir kişiyi gösteremezsiniz.

Haberin Devamı

Fethullahçı olmak illa Fethullah’a hizmet etmeyi gerektirmiyor, cemaatle mücadele etmeyen, Atatürk ilkelerinden Cumhuriyet’e bağlılık yemininden çıkan, biata yönelen, her verilen emri fütursuz yerine getiren polis benim için Fethullahçıdır, Menzilcidir, hiç ayırmam haindir.”

Çelik’in yaklaşık 300 bin personeli bulunan polis teşkilatındaki bu vahim durum için çözüm formülü de çok net:

“Adres her zaman bellidir, evrensel hukuk, evrensel ahlak kurallarına dönmektir. Bunun da yolu Cumhuriyet ilkeleri çerçevesinde Cumhuriyet polisini, halkın polisini oluşturma çabalarıdır.”

Kırmızı Hat

- Sayın Adalet Bakanım, darbeye kalkışanlara cezaevlerinde yer açmak için mahkûmların bir kısmı başka il ve ilçe cezaevlerine sevk edilmektedir. Maddi imkânsızlık nedeniyle dönem dönem bulundukları yerdeki cezaevlerine bile gelemeyen mahkûm yakınlarının ziyaret olanağı bu yüzden hepten ortadan kalkıyor. İşledikleri disiplin suçu nedeniyle 1-2 yıl arasında kapalı cezaevinde kalmak zorunda olan (açık cezaevinden firar etmiş, denetimli serbestlik hakkını ihlal etmiş) binlerce mahkûm bir kereye mahsus affedilemez mi? - Sedat Avcı (Bursa H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu)