Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



BEYOĞLU Belediye Meclisi'nin 11 Şubat Perşembe günkü toplantısından alel acele bir karar geçti. FP'li Belediye Başkanlığı önerisiyle ilçedeki 128 parselin satış yetkisi Belediye Encümenine verildi. Üstelikte ANAP, CHP, DSP'nin blok muhalefetine rağmen...
Satılacak 128 parselin mahallelere göre dağılımı şöyle:
"Hacımimi 4, Kaptanpaşa 26, Sütlüce 3, Keçepiri 15, Pirimehmetpaşa 7, Küçükpiyale 1, Müeyetzade 1, Camii Kebir 1, Cihangir 16, Firüzağa 9, Hacıahmet 3, Gümüşsuyu 9, Pürtelaş 9, Tomtom 6, Yenişehir 1, Kılıçalipaşa 15, Kuloğlu 2 parsel."
Vay uyanıklar vay.
Bunun adı düpedüz yangından mal kaçırmak...
Daha da vahimi var.
Beyoğlu Belediye Meclis Üyesi ANAP Grup Sözcüsü Süha Akıncı, "bu parsellerin adreslerinin bulunmadığı, inceleme imkanı olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiklerini söylüyor. "Bu satış kararının somut hiçbir maddi temeli yoktur" diyor. Ama nafile...
Şimdi gelelim yanıt bekleyen sorulara;
* Seçime 2 ay kala bu telaş niye?
* Bu partiye avanta mı, yoksa birilerine arsa kapattırmaya mı yönelik?
* Normal, rutin işlerse, yeni yönetimin yapması daha doğru olmaz mıydı?"


İyi ki 'Yaşlılar Yılı'

İSTANBUL Maltepe'deki Özel Erciyes Huzurevi'ndeki faciayı çabuk unuttuk. Yatalak 9 yaşlının ölümü o gün hepimizi üzdü. Yüreğimiz yandı, utanç tablosunda ihmali olanların cezalandırılmasını istedik.
Ne değişti? Hiç.
Yetkililerden gözdağı, bir iki rapor, sonrası fos. İnanıyorum ki; tutuklu huzurevi sahipleri de en kısa sürede salıverilir, dosya tümüyle kapanır.
Ne acı ki; içinde bulunduğumuz 1999 'Yaşlılar Yılı.'
Oysa ekim ayında Ankara'da toplanan Yaşlılar Kurultayı'nda dönemin Devlet Bakanı Hasan Gemici, yaşlıların sorunlarının çözüleceğini müjdeliyordu!..
Sonuç ortada.
Türkiye Çocuk Evleri Vakfı Genel Müdürü Selim Kazak' a göre sorumluluğun sadece itfaiye ve sahiplerine yıkılması nedeniyle bugün tüm huzurevleri büyük risk altında. Kazak, gerekçelerini şöyle açıklıyor:
"İtfaiye, Trafik, Sağlık Müdürlüğü'nün raporları Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü'ne gelir. Sosyal Hizmetler tüm raporların doğruluğunu yerinde inceleyip onay verir. İnsanlar görevlerini yapmıyorlar sonra da bu 'benim sorumluluğumda değil' diyorlar. O nedenle gerçek suçlular işlerine devam ediyorlar. Sosyal hizmet uzmanı olarak çok utanıyor ve üzülüyorum."


155 niye var?

OTO fareleri cirit atıyor. Hırsıza alarm, artı kilit hepsi hikaye. Piyango vurmasın yeter...
Son kurbanlardan biri de aileden. Sabaha karşı kapının önündeki arabaları uçup gitmiş, sese uyanıp müdahele etmek istemişler ama hırsız oralı bile olmamış.
Saat 04.00'te olayı öğrendiğimde, ilk tepkim 155'i arayın oldu. Öyle ya; anında haberi olan polisin hırsızı yakalaması işten bile değildi.
"Aradık " dediler.
Ee, netice?
"Plakayı telsizle anons için karakola başvuru yapmamız gerekiyormuş."
Yahu hırsız kaçıyor. Karakola ulaşana dek, İstanbul'u terkeder.
İstediğin kadar dil dök, ikna ne mümkün.
Nereden mi biliyorum. Çünkü ben de denedim. Hemen telefona sarılıp kendimi tanıttım "polis imdat" dedim.
Yanıt aynıydı; "Önce ifade, sonra hizmet."
* * * * * *
Yeşin ailesinin yaşadıkları daha da ilginç.
Florya Şenlikköy'deki evlerine giren hırsız, para, pul, cep telefonu ne varsa alıp götürmüş.
Baba Ahmet Kayhan Yeşin, Şenlikköy Polis Karakolu'na durumu bildirmiş. Ne yanıt alsa beğenirsiniz;
"Biz gelemeyiz, çünkü aracımızda benzin yok. Siz karakola buyrun"
Hoppala...
Kapatın o karakolu daha iyi...
Neyse; Yeşin'lerin ısrarlı davranışı karşısında polis bir kaç saat sonra eve gelip, "iyi ki size bir şey yapmamış" diyerek geçiştirmiş.
Yeşin'ler ne mi yapmış?
O'nu da Ceyhun Yeşin anlatıyor:
"Bir iki gece sokak sokak dolaştım. Eve de Danua cinsi dev bir köpek aldık."




Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr