Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Temiz Haliç masalını yaklaşık 15 yıldır dinliyoruz. Bu uğurda trilyonlar çamura gömüldü. Kollektörlerin devreye girmesini beklerken, tarihi Galata Köprüsü yerinden oldu. Ardından fıskiye - çamur toplama macerası başladı. 'Hepten dolduralım, Haliç de kurtulsun biz de' diyenler de çıktı. Ve geldik 2000'lere; Haliç eski Haliç... Hala kokuyor, pislikten geçilmiyor. Üstelik çevresi de iyiden iyiye bitti. Eyüp Sultan Camii beton yığınları arasında kayboldu. Yeşillikler susuzluktan kurudu. Ama biz, iddiamız ve paramızın sokağa atılmasında ısrarlıyız. Şimdi de Ali Müfit Gürtuna Mavi Haliç sözü veriyor. Ünlü işadamı Sakıp Sabancı da Haliç'te kulaç atmak için sabırsızlandığını söylüyor...
       Temiz Haliç sevdası tam anlamıyla bir yılan hikayesi. Ucu taa Bedrettin Dalan'ın başkanlığına uzanıyor. 'Gözlerim gibi mavi olacak' sloganıyla yola çıkan Dalan'ın ilk işi çevresindeki mezbeleliği kaldırmak oldu. Ardından kirli suları İstanbul ve Marmara'ya, boğaz alt akıntısıyla da Karadeniz'e aktarmak üzere Güney Haliç Kollektörü ve kum tutuculu Ahırkapı Deniz Deşarjı İstasyonu inşa edildi. Hatta denemesi de yapıldı.
       Ancak, Prof. Nurettin Sözen döneminde bu işlemden 'Marmara ve Karadeniz'i kirlettiği, işlevsel olmadığı' gerekçesiyle vazgeçildi. Haliç sahiline kurulacak filtre - pres sistemiyle çamurun sudan arındırılarak, kamyonlarla taşınması düşünüldü.
       Sırada Tayyip Erdoğan dönemi var. O da 'Mavi Haliç' uğruna 11 proje geliştirdi... Fıskiye sistemi mucizevi çözüm gibi yutturuldu. Başlayan çamur toplamayla da 'iş bitti' denildi. 5 milyon metreküp çamur tarandı. Sonuç? Bildiğiniz gibi!..
       Ve geldik bugüne... Bir yılın hesabını veren Başkan Ali Müfit Gürtuna da mavi haliç sözü veriyor!.. Temennimiz başarması.. Ama ya; çamura gömülen trilyonlar? Bunun hesabını kim verecek?...

Tekel'de neler oluyor? (4)

       Bugün Genel Müdür Mehmet Akbay'ın yanıtlarına yer vermek istiyorum. Kendisi 'Tekel'de güzel şeyler olduğu' iddiasında. Şöyle diyor:
       "Tekel yönetiminde açıklık esastır. Her iddia ciddiye alınır ve soruşturulur. Bu itibarla yazınızda adı geçen kuruluş mensuplarının da iddiaları ciddiye alınıp soruşturma konusu yapılmıştır. Hazırlanan 12 Nisan 2000 tarihli raporda 'Bunların gerçekleri yansıtmadığı, yapılan her işin teknik raporlara ve tutanaklara bağlı zorunluluk arzeden işler olduğu tespit olunmuştur' denilmektedir."
       Diyarbakır fabrikasındaki 6 buhar kazanının neden değiştirildiği hakkında soruşturma şerhi koyan müessese müdür yardımcısı Tuğrul Koray'ın 1999 tarihinde kazanların değiştirilmesine yönelik yazısı olduğunu belirten Akbay, devam ediyor:
       "Kaldı ki; kamu sağlığına çok özen gösteren kuruluşumun içkilerimizde bulunabilecek metanol oranını asgariye indirecek bir yatırım gereksizliğini savunmak nasıl bir uzmanlıktır? 1995 yılında içkilerde metanol sorunu nedeniyle kuruluşumuzu itham eden tartışmalar unutulsa bile arşivlerde mevcuttur.
       Diyarbakır ve Kilis fabrikalarımız teknolojileri itibariyle yeni fabrikalarımızla kıyaslandığında üretim maliyetleri yüzde 25 daha yüksektir. Söz konusu yatırımla sadece yılda 4 milyon litre/yıl suma üretiminden bir trilyon lira maliyet tasarrufu sağlanacaktır. Yatırım 2 - 2,5 yılda kendini finanse etmiş olacaktır. İhaleleri de 9 firmanın iştirakiyle şeffaf olarak gerçekleştirilmiştir.

Deprem önlemi

       Proje Diyarbakır ilimizin 2. derece deprem bölgesine alınması üzerine revize edilmiştir. Böylece mevcut distilasyon binasının statik yönden kullanım imkanı kalmadığından yenisinin yapımı zorunlu hale gelmiştir. Aynı zamanda üretimin durdurulmadan sürdürülmesi de sağlanmış ve OHAL Bölgesi'ndeki fabrikamız çalışanlarının işsiz kalmaları önlenmiştir.
       Bu nedenlerle fabrikanın modernizasyonu ve tevsii kapsamında bahse konu ilave işler yaptırılmaması, gelecekte kuruluşumuzu halk sağlığı ve iş güvenliği açısından ağır sorumluluk altında bırakacaktı..."

       Not: Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz...


Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr