Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Tunca BENGİN

       TBMM'yi her gün binlerce kişi ziyaret ediyor. İdare Amiri DSP İzmir milletvekili Hakan Tartan, günlük ortalama ziyaretçi sayısının 6 - 7 bin olduğunu söylüyor. Sayının 12 bine çıktığı, rekor günler de var. Yani, kapıya kimliğini bırakan içerde. Kaba hesapla, milletvekili başına her gün 15 - 20 vatandaş düşüyor. Ve asli görevini unutan Meclis, kişisel sorunlarla boğuluyor. İsteklerin başında, iş, terfi, atama ve hastane randevuları geliyor. Babasına kızanlar, evlenmek isteyenler dahi mevcut. Milletvekillerinin korkulu rüyası ise 'Cüzdanımı çaldırdım, açım', 'Memlekete dönecek param yok' ve 'Yakınım hastanede rehin kaldı' diyen sözde hemşeriler... Sözde diyorum; çünkü bu işi sektör haline getiren uyanıklar türemiş. Örneğin; Ankaralı olmasına rağmen 'Hemşerim' diye tüm milletvekillerini dolaşıp, her birinden 2 - 3'er milyon topluyorlarmış. Özellikle de Doğu ve Güneydoğululardan... Milletvekili seçmenden güvenlik soruşturması isteyecek değil ya... Anında pamuk eller cebe...
       Ama demokrasilerde çare tükenir mi? Bazı milletvekilleri, çözümü otobüs firmalarıyla anlaşarak bulmuş. Nasıl mı? 'Memlekete dönecek param kalmadı' diyene kartını ve otobüs firmasının adını veriyor. Firma hesabı toptan kesiyor. Yani elden nakit para yok. Böylece sahte hemşeri olasılığı da ortadan kalkıyor. Meclis'in en gözde mekanlarından birisi de lokantası... Hem leziz, hem de ucuz. Sırf yemek yemek için Meclis'e gelenler dahi varmış...
       Peki ne olacak? Meclis, daha etkili ve verimli nasıl çalışacak? Hakan Tartan, Türkiye açısından önem taşıyan dönemlerde ziyaretçi yasağı uyguladıklarını anımsatıyor. Ardından da devam ediyor:
       "Milletvekili ziyaretçiyle ilgilenmese eleştiriliyor. İlgilense oylamayı kaçırıyor. O nedenle tüm parti gruplarının onayıyla böyle bir uygulamaya gidildi. Çok önemli randevular dışında ziyaretçi alınmadı. Sonuçları ortada, 21. dönemde 150'ye yakın yasa geçti."
       Bunlar günlük arayışlar. Ya kalıcı çözüm? Tartan, şöyle konuşuyor:
       "Parti gruplarında Meclis'in çalışma süresini artıran öneriler tartışılıyor. Ya gün sayısı ya da saat sayısı artacak. İkinci konuda Meclis'teki zaman kayıpları. Örneğin, 110 imzalı bir önerge veriliyor. Altındaki her imza sahibinin adı tek tek okunuyor. Amaç zaman çalmak. Artık herkesin değil, en baştaki tek imza sahibi okunacak ve 110 arkadaşı denilecek. Toplantı ve karar yeter sayıları da çalışmayı kolaylaştırıcı düzeye çekilecek."

Bağış tuzağı

       Avanta almadan iş yapan yok. Sağlıktan eğitime, derneklerden belediyeye... Adı da bağış. Vermezsen yandın. Sürün sürünebildiğin kadar. Okurumuz Halil İbrahim Yavaş, cep telefonunu vatandaşa açık tutan Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'a sesleniyor:
       "SSK'nın hastane ve şubelerinde son yıllarda faaliyet gösteren yardım dernekleri aracılığıyla pek çok işlem için bağış alınıyor. Vermeyince işlerimiz yapılmıyor ya da geciktiriliyor. Korkumuzdan zorla bağış yapıyoruz. Ve bu hayat pahalılığında boğazımızdan keserek verdiğimiz paraların gerekli yerlerde kullanılmadığını duyuyor, çok üzülüyoruz. Paralar, müdürlerin keyfi için harcanıyor. Makam odalarına televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi oluyor. Bakan Bey'in bu konuya acilen eğilmesini bekliyor ve derneklerin müdürlerin çiftliği olmadığını kendilerine bildireceğine inanıyoruz."

Bu seslere kulak ver

       . "Yalova Çınarcık - Esenköy'de Ramazan Bayramı'nın birinci gününden bu yana telefonlarımız çalışmıyor. Koskoca Telekom, içinde okul ve zabıta amirliğinin de bulunduğu resmi kurumların ve biz vatandaşların mağduriyetlerini gidermekten acizse işi lütfen yapabileceklere bıraksın." Tahir Şahin
       . "Bulgaristan'dan Türkiye'ye geldik. 1995 yılından beri ikametgah tezkeresi ile oturuyoruz. 1998'de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak için başvurduk. İçişleri Bakanlığı 'bekleyin' diyor. Ama ne zamana kadar. Her yıl uzatılan vizemiz nedeniyle de para ödüyoruz." Fikret Mehmet



Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr