Mevcut caddelerden tırtıklanmış yüzeysel raylı sistemleri saymıyorum. Nostaljik tramvay, hafif metro ve benzerleri... Çünkü bunlar bir yandan fayda sağlarken diğer yandan çoğu kez yolları daraltıp sıkıştırıyorlar, kötü hava koşullarında sorun yaşıyorlar.
Esas olan mevcut yollardan ayrı, aşağıda, ya da yukarıda raylı toplu taşım sistemi kurabilmek. Metro bu yönde çok geç kalmış Istanbul için yapımı pahalı ve yavaş bir sistem. Taksim-Levent arası 8 kilometreyi 12 yılda bitirebildik, fahiş paralar ödedik. Inşaat devam ediyor, Metro projeleri bitene kadar İstanbullu da bitecek. Metroyu yapımı hızlı ve ekonomik başka bir sistemle desteklemek kaçınılmaz.
‘Monoray’, diğer bir deyişle ‘Havaray’ bu iş için biçilmiş kaftan. Direkler üzerinde tek rayda giden bu sistem birçok ülkede başarıyla kullanılıyor. Mevcut yollara sıkıştırılan raylı sistemler veya metrobüs, minibüsler gibi kentsel dokuyu kesmiyor, mevcut ulaşımı boğmuyor. Kolay, ucuz, güvenli. Şehri havadan görüyorsunuz, yerin dibine inmiyorsunuz.
Monoray, Boğaz köprülerinden de rahatça geçebilirdi. Bizim metrobüs tersten gittiği ve Boğaziçi Köprüsü’ de normal sol trafiğe karışmak zorunda olduğu için Köprü’nün iki başında yer altında çapraz makas tünelleri yapıldı, servetler harcandı..
1999 yılında Istanbul Başkan adayı iken monorayı söyledim. 2004 ve 2009 yılları başkan adaylıklarımda da yineledim. Aradan 13 yıl geçti, saçlarım beyazlandı, Istanbullu kar ve yağmur eziyetinden kurtulamadı.
Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp Y. Müh. Mimar, Kentbilimci
Bina güvenliymiş...
Bakırköy İncirli’de, duvarları yıkılarak zemin katı eğlence mekânına dönüştürülen binada (54 yaşında 39 duvarı yıkılmış) oturanların feryadını duyurmuştuk. Yapının riskli olduğuna ilişkin bilirkişi raporu, mahkeme kararı vardı.
Hafta sonu Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen’den bir açıklama geldi.
Binayı incelettirdiğini belirten Başkan şöyle diyor:
“Mahkeme kararı ve bilirkişi raporu başkanlığımızda yok. Belediyemiz tarafından yapılması gerekenler varsa, iletilmesi halinde uygulanacaktır.
İnşaat mühendisleri, binayı bir kez daha inceledi, bir risk olmadığını belirledi. İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’müzün 18.10.2012 tarihli yazasında örnek verilen yıkım kararı 2001 tarihlidir.Yani 11 yıl öncesine aittir. (Biz o zaman yoktuk anlamına geliyor)”
Öncelikle başkanın duyarlılığına teşekkür etmek istiyorum. İlgili kararları kendisine gönderebilirim. Başkan, ‘Örnek verilen yıkım kararı tarihi 2001’ diyor ama; Bakırköy Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün İlyas Çınar imzalı 23.06.2011 tarihli bir başka yazısı daha var. Orada da aynı binanın değişik bölümleriyle ilgili 8 ayrı yıkım kararı olduğu belirtiliyor.
Üstelik bu tatil tutanaklarının bazıları da 2009 ve 2011 yıllarına ait.Yazının son satırında ise “Zabıta müdürlüğünce yasal işlem yapılması gerekmektedir” deniliyor.
45 milyon kuyruğu
Nimet Abla Gişesi’nin önündeki kuyrukta Türkiye’nin dört bir yanından gelen insanlar var. Bilet aynı bilet ama seyyara rağbet yok. İstanbul Milli Piyango Bayileri Esnaf Odası Başkanı Ahmet Yazıcı şöyle diyor:
“Seyyar bin bilet satar. Nimet Abla on bin. Doğal olarak on bin bilete ikramiye vurma olasılığı daha yüksek. Şanslı gişe de yoktur numara da . Bu tamamen kısmet işi”
Bazı belediyelerin engellemelerinden yakınan Yazıcı devam ediyor:
“İşportacı,simitçi arabası durur ama devletin kurumu olan piyango tezgahına haram diye izin verilmez. Kurumun yaptırdığı okullar, hastanelere bağışlanan cihazlar var. İnsanlar bunu düşünmüyor.”
Yazıcı sahte bilete karşı da “Bayinin yakasındaki numara ve kimliğine bakın. Mühüre takılmayın herkes yapabilir. Işığa kaldırıp bakın içinde milli piyango yazısı olmalı” diye uyarıyor.
Ambulans neden gecikti
İbrahim Evrenk, çarşambayı perşembeye (19-20 aralık) bağlayan gece Bahçeşehir’deki evinde fenalaştı.Aile önce yediklerinden kaynaklanan bir gaz sıkışması sandı. Durum kötüleşince de 112 Acil Servis arandı. Ailenin iddiasına göre; gecenin bir vakti,(02.00-03.00 arası) yollar boş (kar-buz yok) olmasına rağmen ambulans gecikti. Geldiğinde ise çok geçti. Sağlık görevlileri Küçükçekmece’den geldiklerini söylemişler. Çünkü her karış toprağı betonlaşan onbinlerce insanın yaşadığı Bahçeşehir’de ambulans yokmuş.
Konuyu sormak için 21 Aralık cuma günü saat 11.00 sularında İstanbul İl Sağlık Müdürü Ali İhsan Dokucu’yu aradım. Toplantıdaymış! Özel kalemine cep, gazete telefonlarımı ve mailimi bıraktım. Bugün 24 aralık pazartesi hâlâ cevap yok.
Dikkat!
“Çok acil. Havalar soğudu, Gıda tüketimi had safhada. Kuru mama, makarna, bayat ekmek, pastane artıkları, süt, bebe bisküvisi, kırık bisküviler kısaca gıda desteği bekliyoruz.
Battaniye, yorgan, eski kyafet, polar, karton, minder, ufo tarzı ısıtı ihtiyacımız da var.”
Yedikule Hayvan Barınağı’ndaki yüzlerce kedi, köpek adına;
Kanser diye sokağa atılan İngiliz buldog, Ağzı telle sıklmış bulunan doberman, felçli diye sokağa atılan ayaz bebek, metro şantiyesinde bulunan marmaray ve yavruları, tevacüze uğrayan sarman)
http:/fatihbelediyesiyedikulehayvanbarinagi.com