Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

17 Ağustos 1999’daki depremde Sakarya’da 3 bin 891 kişi yaşamını yitirdi. Bu resmi rakam. Ölü sayısının 10 bin olduğunu iddia edenler de var. Yıkılan bina sayısı ise on binlerce...
Gerekli dersi aldık mı? Ne gezer.
Aradan geçmiş 14 yıl ama, kent merkezindeki 20 bin orta hasarlı ve 524 ağır hasarlı bina hâlâ yerinde duruyor. Üstelik orta hasarlılar makyajlanıp kiraya verilmiş. Kiracıların çoğunluğu da hafta başı yeni eğitim öğretim yılına başlayan üniversiteli gençler....
Harita mühendisi ve bina eksperi Ecevit Keleş’e göre; üniversitelileri bu evlerde oturmaya iten tek neden çaresizlik. Çünkü yaklaşık 60 bin üniversite öğrencisinin bulunduğu Sakarya’da devlet yurdu kapasitesi yetersiz, özel yurtlar da pahalı. Orta hasarlı evlerin 250-300 liradan kiraya verildiğini belirten Keleş,“Beş-altı öğrenci aynı evde kalıyor. Kişi başına aylık ödeyecekleri para da 40-50 liraya düşüyor” diyor.
Yerel seçimlerde büyükşehir belediye başkanlığı için CHP’den aday adayı da olan Keleş’in Sakarya genelindeki diğer binalarla ilgili endişeleri de var. Deprem yönetmeliğinin 2004 yılında değiştiğini anlatan Keleş, bu tarihten önceki yapıların da riskli olduğunu savunuyor. Sakarya’nın 1967 ve 1999’da iki büyük deprem yaşadığına dikkat çeken Keleş, şöyle konuşuyor:
“Orta hasarlı diye bir tanım olmaz. Bina ya sağlamdır ya da hasarlı. Diyelim orta hasarlı 14 yıldır neden duruyor. Göstermelik elektriğini, suyunu kesiyorlar. Baskı olunca yeniden veriyorlar.
Allah korusun 1999’daki gibi bir deprem olursa Sakarya’da facia yaşanır.”

Haberin Devamı

Herkes unuttu ’kadınlar’ unutmadı
Gölcük’te 29 kişinin tecavüzüne uğrayan 13 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi Ö.Y.‘nin dramı duyulduğunda gazete manşetlerindeydi. Sonra hızla gündemden düştü. Tamam, davada gizlilik kararı var ve de 13 yaşındaki bir kızın yaşadıklarını yazmak doğru değil ama; bu hepten de unutmak anlamına gelmemeli. Ve yapanın yanına kâr kalmamalı. Yani yeni bir Mardinli N.Ç olayı yaşanmamalı. Malumunuz o olayda da toplu tecavüz olayı vardı, ancak tüm sanıklar “Zorla değil, rızayla” rezilliği gerekçesiyle alt sınırdan (5 yıl) cezayla yırtmışlardı... Umarım benzeri yaşanmaz.
Bugün, Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ö.Y.’ye tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklanan 8 kişinin duruşması var ve maalesef aynı endişe nedeniyle kadınlar ayakta. Kocaeli Kadın Platformu üyeleri “Erkek adaletinin bir kız kardeşimizin daha tecavüzünü aklamasına izin vermeyeceğiz” diyor. Davaya Kocaeli Barosu Kadın Hakları Merkezi adına yaptıkları müdahillik talepleri “suçtan doğrudan zarar görmediği” gerekçesiyle reddedilen Başkan Av. Selda İlgöz de “Şimdi de kadın Selda olarak müdahillik talebinde bulunacağım, bakalım ona ne diyecekler” diye soruyor. Ardından da ekliyor:
“Bu tür suçlar işlendiğinde her kadın etkilenir...”

Haberin Devamı

Soğukkanlı trafik
İnternetten bir haber: “Bunu yapana ehliyet yok.” Neymiş o? Sınavda heyecanlanmak ehliyet almak için birinci engelmiş... Aman ne güzel... Soğukkanlı olup kurallardan habersiz ehliyeti cebine koyan binlerce sürücü trafikte cirit atıyor ama...
Okurlardan gelen mailler ve mektuplardan önemli bir bölümü trafikle ilgili. En başta sayılan hatalardan biri yaya geçidine sürücülerin dikkat etmemesi. Yani bir yaya kaldırımdan geçide adım atıyorsa bir metredeki sürücü bile durmak zorunda. Dinleyen var mı?..
“İki şeritli (gidiş/geliş) seyrettiğiniz yolun sağında park eden bir araç var ise karşıdan gelene nasıl yol verirsiniz?” sorusunun cevabı nedir?
“Kafa kafaya geliriz kim diğerini geri gönderirse öteki yoluna devam eder” mi, yoksa “Ben ilk boşluğa yanaşır karşıdan gelene yol veririm” mi? Kaç kişi doğru olan ikincisini söyler sizce? Neredeyse hiç...