Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Hayırsever vatandaş Halil Türkkan, cebinden milyarlar harcayarak 30 derslikli okul yaptırmış ama; öğretmeni yok. Müdürü çevre okullardan alınan emanet masa ve sandalyede oturuyor. Okulun tek öğretmeni tek sınıfta 32 öğrenciye ders veriyor. Okul müstahdeminin maaşını veliler arasında topluyor. Ve yüzlerce öğrenci nakil için öğretmen ataması bekliyor.
       Bu görüntüler Doğu ya da Güneydoğu'nun ücra köşesinden değil, İstanbul'un tam göbeğinden. Kadıköy Koşuyolu'ndan... Üstelik İstanbul'da böyle 5 - 6 tane okul var!..
       Aslında bu her yıl yinelenen senaryo... Tek nedeni de Milli Eğitim Bakanlığı'nın öğretmen atamalarında gecikmesi. Daha doğrusu öğretim yılının başında sınıfta çakması...

Yokluklar zinciri

       Olayı okurumuz bir veliden duyduk. Adını saklı tutuyorum çünkü; ilkokul üçüncü sınıfa giden oğlunu öğretmen dayağı (!) yüzünden okuduğu okuldan almak zorunda kalmış. Şimdi bu okula vermek için öğretmen yolu gözlüyor. Çocuğu da iki haftadır evde oturuyor... Bu da eğitim sistemimizdeki bir başka çarpıklık. Sözüm ona dayak yok...
       Okul komedisine devam edelim... Duyduklarımızla yetinmeyip araştırdık. Maalesef doğruydu. Hatta; eksiği vardı. Şöyle ki;
       Okul valilik onayı ile açılmış. Sadece birinci sınıfta 32 öğrenci okuyor. 2, 3, 4, 5. sınıfa kayıt için çok sayıda talep var. Devlet 1200 tane sıra, 15 sınıflık öğretmen kürsüsü, dolap ve tahta vermiş. Müdür ve öğretmenler odası için tefrişat ise beklemede... Hayırseverimiz iyilik olsun diye doğalgaz bağlattığı için; yakıt gideri ayrı bir sorun. Çünkü yönetmelik gereği devlet doğalgaz giderini ödemiyor. Sadece kömür veriyor. O da para değil mal olarak... Okulda her şey tek. Öğretmeni, müstahdemi gibi yine tek bir memur çalışıyor. Tabii, onun maaşı da velilerin ellerinden öper!!!

Peki ne olacak?

       Allah'tan hayırseverler gibi mesleğine aşık öğretmenler de var. Çağdaş, Atatürkçü nesiller yetiştirmek için her türlü fedakarlığı yapıyorlar. Bir yetkili şöyle diyor:
       "Okulun bakanlığa devri henüz yapılmamış. Vali onayıyla açılmış. O nedenle bakanlıktan öğretmen ataması zor. İlçe içindeki görevlendirmelerle öğretmen verilebilir. Yani öğretmen fazlası olan yerlerden kaydırma yapılabilir. Maalesef müstahdem olayı doğru. Devlet kadro vermiyor. Birçok okulda kadrolu eleman yok. Okullar kaymakamlık onayıyla personel alıyor. Maaşı ve sigorta ücretleri velilerden toplanan paralarla karşılanıyor. Sigortasız çalıştırmak yasak. Geçen yıl bir okula sigortasız çalıştırdığı gerekçesiyle 500 milyon lira para cezası kesildi..."
       Dedik ya tam bir komedi... Vatandan üstüne düşeni yapıyor, devlet bakıyor. Üstelik bu Halil Türkkan'ın yaptırdığı altıncı okul...

Devlet malı sahipsiz

       Kamu arazileri; kadastro çalışmaları, tahsisler, imar düzenlemeleri, gecekondulaşma, kıyı yağmacılığı ve benzeri yöntemlerle yıllardan bu yana talan ediliyor. Devletin ise bırak korumayı; daha doğru dürüst nerede ne olduğundan haberi yok. Hani bir tekerleme var ya; Devlet malı deniz yemeyen...
       Ne olacak bu düzen, hep böyle mi gidecek? Ulusal Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Cengiz Özdiker, çözüm olarak ivedilikle Devlet Envanteri çıkarılmasını öneriyor. Ardından da devam ediyor:
       "Büyük önder Atatürk'ün kendi parasıyla Türk milletine hediye ettiği Atatürk Orman Çiftliği'nin bile paramparça edildiği, milli saraylarımızın çürütüldüğü, devlet binalarının durduk yerde çöktüğü, depremde yerle bir olduğu, bazı yalıların, imar müdürlüklerinin, tapu dairelerinin içinin boşaltılarak söndürülemeyen yangınlarla yok edildiği, TBMM adına denetim yapmakla görevli, bir yüksek mahkeme olan Sayıştay belgelerinin dahi korunamadığı - Sayıştay'ın mali denetime esas belgeleri yanmıştır - günümüzde, devletin envanterinin çıkartılması, ülkesinin tarihini sorgulayabilecek yüksek karakter sahibi Türk gençliğine büyüdüğünde kıymet ifade eden en büyük armağan olacaktır."


Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr