Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Netanyahu Hamas’la mücadele, savaş diye Gazze’ye harekât kararı aldığında İsrail Savunma Bakanı’nın orduya verdiği talimat, emir neydi? “Tüm kurallar kaldırıldı. Savaşan askerler hiçbir şeyden sorumlu olmayacaklar. Askeri mahkeme yok.”

Gidin, istediğinizi yapın, kimseye hesap sorulmayacak. Öyle de oldu maalesef. Gazze’de taş üstünde taş kalmadı. Hamas’la savaş adı altında siviller hedef alındı. Yedi binin üzerinde çocuk, bebek katlettiler, toplamda öldürülen sivil sayısı da 15 bin civarında. Bunlar da sayılabilenler ve silahların sustuğu 4 günlük araya kadar olanlar. Eğer uzamazsa da yine katliam devam edecek büyük olasılıkla. Çünkü devletten ziyade örgüt raconuna uyan o emri veren İsrail’e “Katlettiğin o çocukların Hamas’la ne ilgisi var” diye kimsenin hesap sorduğu, soracağı falan da yok.

Haberin Devamı

Dolayısıyla Netanyahu şimdi de Tel Aviv’de Savaş Kabinesi üyeleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında ne dedi? “Dış İstihbarat Teşkilatı Mossad’a Hamas’ın liderlerine yurt dışı dahil suikast emri verdim.”

Yani istediğim yerde, ülkede operasyon yaparım. Evet terörle mücadele kapsamında ülkeler gizli servislerinin buna benzer yöntemleri vardır, “her yerde, her noktada takip edeceğiz, sonunu getireceğiz” gibisinden açıklamalar da hep oldu, olabilir ama bir başbakanın ağzından bu kadar aleni ve tüm dünyaya posta koyarcasına pervasızca suikast emri zikredilmedi hiç… Yani bu işler hep gizliden olur, istihbarat teşkilatları açıktan oynamazlar. Hamas’ın saldırısını atlayan! Netanyahu bunu da bilmiyor olamaz herhalde.

Dolayısıyla bugün dünyada İsrail aleyhine protestolar artarken, pek çok siyasetçi artık Filistin Devleti’nin tanınması yönünde bir duruş ortaya koymaya çalışırken Netanyahu’nun bu çıkışıyla Hamas’ı terörizmle bağlantılı göstermek, İsrail’in yaptıklarını meşrulaştırmak adına yeni ve çok tehlikeli bir politika, süreç başlattığı açık. Özellikle de Hamas ile mücadele diye sivilleri, çocukları katleden Netanyahu’nun verdiği suikast talimatı ya da emriyle MOSSAD’ın hedef kitlesi tanımına kimlerin girdiği, girebileceği konusunda!..

Haberin Devamı

★★★

Bu durumu dün MİT eski Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş’e sordum, öncelikle de Netanyahu’nun “suikast emri” vurgusunu. Yanıtı şuydu:

“Her yerde, her noktada takip edeceğiz, sonunu getireceğiz diye çok ülkede ifade var ama suikast emrini verdim kelimesiyle ben ilk defa karşılaşıyorum.”

Bu ne demek?

“Her an için Hamas’ta yönetici kadrosunda bir tedirginlik yaratma ve yönetici kadronun ikamet ettiği ülkelerin yönetimlerini de etkileme yani Hamas’la teması azaltma, yardımı azaltma gibi bir psikolojik harp uyguluyor. Her zaman her yerde bu tehdidin varlığını hissettiriyor, hissettirmek istiyor.”

Terörizmle mücadele kılıfı altında böyle müdahalelerin görüldüğünü, ancak terörizme bakış meselesinde henüz uluslararası hukuka dayanan bir konu değil, herkesin teröristi kendi teröristinden hareket edildiğini belirten Öneş’in devamında söyledikleri de şunlardı:

Bunu terörizm yaftası altında takip etme noktasında dünyada sorun var. O zaman uluslararası kuruluşlar da müdahale etme kabiliyetine sahip değil. BM’nin Güvenlik Konseyi’nin son gelişmeler karşısındaki acizliğini gördük. Güçlü olan, destek alan hareketler karşısında bu olaylar maalesef devam edegeldi. Bundan sonra da olmaya devam edecek.”

Haberin Devamı

Tehlikeli değil mi, Hamas diye hedef herhangi bir Filistinli de olabilir mi?

“Tehlikeli, riskli tabii. Bunu İsrail-Hamas çatışmasında gördük, çoğunlukla siviller öldü, çoğu terörist değildi. Binlerce çocuk öldü, değerlendirme dahi yapamazsın şuydu buydu diye. Ölen asker sayısına bakarsak İsrail açısından da Hamas güçleri açısından da sivillerden çok daha az. Bunu kim takip edecek? Nasıl takip edecek? Uluslararası Ceza Mahkemesi konusu gündeme getirilebilir mi? Veya BM Güvenlik Konseyi özel bir yargılama sistemi ortaya çıkarabilir mi? Bunların hepsi boşta.”

Her Filistinli tehdit altında yani?

“Evet ve bu sadece İsrail Hamas çatışmasında Filistin mücadelesinde değil, diğer siyasi olaylarda da özellikle bazı servis operasyonlarında da manipülasyon yaratabilmek, farklı yönlendirmeler yapabilmek için kullanılan bir araç olabilir. Bunu İsrail yaptı ya da Hamas yaptı, bu Hamas mensubu değildi, bu İsrail yandaşı değildi şeklinde değerlendirmeler hep karşımıza çıkabilir. Ayrıca Hamas konusunu da evet terörist eylemlerini terörist örgüt olarak değerlendirebiliriz ama Hamas’ı bir IŞİD’dir, bir terör örgütüdür diye de yaftalayamayız. Filistin sorunuyla bütünleşmiş bir meseledir. Hamas şu anda Filistin’in yüzde 60’ını aşan bir halk desteğiyle seçilmiş ama özellikle yönetim şekli tanınmamış bir siyasal hareket. O bakımdan Hamas’ın bitmesi, bitirilmesi, ortadan kaldırılması diye bir sorun da yok ortada. Hamas evet çok büyük kayıplar verdi, verdirilmeye devam edilebilir ama o zihniyet Hamas adı altında veya farklı bir adla devamlılığını koruyacaktır Filistin içinde de Filistin dışında da...”

★★★

Yani Netanyahu’nun yaptıkları başından beri “Devlet” tanımına uymuyor. Devlet böyle emirler vermez...Ama uluslararası hukuk, savaş kuralları ve etiğini hiçe sayan ve asla bir devlet gibi davranmayan İsrail aynı kafayla yola devam ediyor...