Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

ABD ile NATO’nun tehditlerine rağmen bağımsız ve ciddi bir devlet olarak S-400 kararından vazgeçmeyen Türkiye artık teslimat için gün sayıyor. Bu arada da S-400’lerin konuşlandırılacağı yer ve radarının aktif olup olmayacağına dönük tartışmalar yapılıyor. Dahası bu füzelerin stratejik değil, taktik ve operatif bir silah olduğunu savunanlar da oluyor. O nedenle de S-400’lerin Türkiye açısından önemini ve ne anlama geldiğini bir kez daha irdelemekte yarar var. Çünkü tüm bu tartışmalar da aslında S-400’lerin ne kadar kritik ve stratejik bir silah olduğunu gösteriyor. Özellikle de S-400’lerin aynı zamanda askeri açıdan istihbari faaliyetleri de dikkate alındığında… Yani bu sistem olası uçak ve füze taarruzlarını önlemenin yanı sıra hassas radarlarıyla bölgedeki tüm hareketlilikleri izleyerek sürpriz ya da baskın saldırı riskini de ortadan kaldırıyor. Nitekim ABD’nin bu kadar çok ses çıkarma nedenlerinden biri de bu… Dolayısıyla bu noktada en çok tartışılan bir başka konu da şu:

Haberin Devamı

S-400’ler bizi kim ya da kimlere karşı, nasıl koruyacak? Soruya Genelkurmay İstihbarat Dairesi eski Başkanı Em. Korg. İsmail Hakkı Pekin, yanıt veriyor:

“Yunanistan’ın muhtemel hava taarruzu olabilir. İsrail uçakları ve anti balistik füze saldırıları olabilir. Başka, İran var şu anda düşman değil ama yarın ne olacağını bilemezsiniz sonuçta ellerinde 2000-2500 kilometre menzilli balistik füzeleri var. Ermenistan tarafından da gelebilir. Bütün bunlara karşı Türkiye’nin hava örtüsü yok. Bizim omuzdan atılan 7-8 kilometre menzilli stingerler ve uçaksavar toplarımız var mesela ama bunlar kara birliklerinin yakın hava savunmasını sağlıyor. Yine Deniz Kuvvetleri’nde gemilerin yakın korumasını sağlayan sistemler var. O da her gemide yok. Hava Kuvvetleri’nde de uçakların bir kısmını bombardıman bir kısmını da av uçağı olarak hazırlamışsınız. Yani uçakları karşı tarafa gönderiyorsunuz, gelen uçakları da ya havadayken ya da yerdeyken imha ediyorsunuz. Ama şimdi şartlar öyle değişti ki, uçaklar 150-200 kilometre menzilden bomba atıyor. Örneğin Tel Aviv’den kalkan bir uçak hiç sınır ihlali yapmadan Türkiye’ye doğru 150-160 kilometre menzilli bir füze atabilir. Şimdi bu gibi saldırıları önleyecek sisteme ihtiyacınız var, sadece uçaklarla olmuyor. Yani düşman kim olursa olsun etrafımıza bakıyoruz tehdit yükseliyor.”

Haberin Devamı

Peki ya kısıtlı sayıda füze ve Rusya’ya bağımlılık iddiaları?

“F-35 aldığımız, Patriot aldığımız zaman nasıl ABD’ye bağımlı oluyorsak bu konuda da Rusya’ya bağımlı olacağız. Ama şu var Türkiye’de bunu geliştirmeye çalışıyor. Şu anda bir ölçüde teknoloji transferi de alınıyor. O teknoloji transferiyle beraber belki bu zaman içerisinde Türkiye kendi hava savunma sistemine sahip olur. Türkiye bunu yapacak, yapmak durumunda.”

ABD’nin elinde çok sayıda taarruz füzesi var, ya gelip bir sürü füze atarsa gibisinden tezler de var ama?

“Türkiye’nin ABD ile savaşma gibi bir niyeti yok ki. ABD’nin de Türkiye ile savaşma gibi bir niyeti yok zaten. Olursa da Türkiye başka tedbirler alır asimetrik bir savunma sistemini öngörür anasından emdiği sütü burnundan getirir. Yani ABD füze atar ama ondan sonrasını kendi düşünür. Bu ABD’nin kafasındaki dünya liderliğinin de sonu olur.”

Haberin Devamı

Özetle; Türkiye S-400’leri kimseyle savaşmak için değil adı üstünde savunma ve milli menfaatlerini koruma amaçlı alıyor. Ve olası baskınlara ve sürpriz saldırılara karşı da hazırlıklı olmak istiyor. Dolasıyla da bu füzeler Türkiye’nin gücüne güç katma açısından stratejik önemde. Tabii konuşlandırıldığı andan itibaren aktif olmak kaydıyla...