Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Tunca BENGİN

       Ekonomik baskılar, yaşanan olaylar toplumu karamsarlığa itiyor. Kan ve şiddet olaylarındaki artış ürkütüyor. Türk - İş Genel Sekreteri Şemsi Denizer'in öldürülmesi de işin tuzu biberi oldu. Sakin bir hafta sonu beklerken, gerginlik tırmandı. Bu durumda ülkeyi yönetenlere büyük sorumluluk düşüyor. Vatandaştan yükselen seslere kulak verip, acil çözüm üretmeleri şart. İşte bazı örnekler:

'Eşitlik istiyoruz'

       Ankara'lı okurumuz Ali Özbakır, "O kadar çok yanlış var ki' diyerek, şöyle konuşuyor:
       "Milletvekillerine şartsız emeklilik, uydurma raporlara ödenen sağlık harcamaları, örtülü ödenekten parti çıkarları için harcanan trilyonlar. İşçi çalıştığı kadar, Bağ - Kur emeklisi yarısı işledikten sonra maaşını alır. Milletvekilleri ise kazansın kazanmasın üç aylığını... Mademki ülkemiz kritik durumda; o halde herkes fedakarlık yapmalı. Çarçurun önü kesilmeli. Herkesin altında son model makam arabası var. Biz memleketin selamete çıkması için ekmeğimizi, tuzumuzu karneyle aldık. Şeker ithal edip paramız dışarıya gitmesin diye çaylarımızı kuru üzümle içtik. Bugün kedi - köpek mamaları ithal ediliyor. Şimdi de Af gündemde. Sorarım Af yasası çıkarmak isteyenlerden hangisinin yakını şehit olmuştur."

'Kadromuzu verin'

       Sırada SSK hastane ve dispanserlerinde çakılı sözleşmeli olarak bir yıldır kadro bekleyen personelin yakınması var:
       "Bizler 23 Mayıs 1998 tarihinde ÖSYM'ce yapılan merkezi yerleştirme sınavı ile işe başlayan 2683 personeliz. Sınavın amacı personel alımındaki usulsüzlük ve partizanca kadrolaşmayı ortadan kaldırmaktı. O dönemde DSP, ANAP, DTP hükümetteydi. Şu andaki hükümet de personel alımlarını ÖSYM'ce yapıp DMS ile belirlemeyi planlıyor. Bizler DMS (yapan kurum, amaç, içerik ve kısmen hükümet) ile aynı olan bir sınavı kazanarak işe alındık. Kadromuzu beklerken DMS'na tabi tutulmamız bizi mağdur etmiştir. Sınavı kazanamadığımız takdirde işten çıkarılmamız, kazanılmış hakkımızı kaybetme durumumuz ortaya çıkmıştır."

Dolar değil lira

       Enflasyonu körükleyen nedenler çok. Okurumuz Tuncer Altan ise kiraların dövize endekslenmesinin etkisi olduğunu savunarak, şöyle diyor:
       "Malumunuz iş merkezleri başta olmak üzere artık konutlarda da kira kontratları yabancı para karşılığı yapılmaktadır. Esnaf her ay döviz kuru oranındaki artışı fiyatlarına yansıtmaktadır. Bu durumda maliye altın yumurtlayan tavuğun boğazlanmasına seyirci kalmakta; sonuç olarak da vergi gelirinden mahrum olmaktadır. Bir çok işyeri bu yüzden kapanma noktasına gelmiştir. Yabancı para karşılığı transfer yapan spor kulüplerimiz, bu yükün altında ezilince dövizle transferi dondurdular. Haksızlığı önlemek için mevzuat değişikliği bekliyoruz."




Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr