Tunca BENGİN
Dolandırıcılık yöntemlerine her gün yenisi ekleniyor.
Sülün Osman'ın taktikleri artık
mazide kaldı. Şimdinin modası
internet ortamında
sanal sahtekarlık. ABD'de çok yaygın olan bu tezgahın Türkiye'de de hızla arttığı belirtiliyor. Bazı
bankalar, vatandaşa çaktırmadan önlem de alıyor.
Uygulama çok basit. Bir kredi kartı
slipi ve
bilgisayar yeterli. Aç interneti, ver kart numarasını gönlünce yap alışverişini. Fotoğraf makinesinden bilgisayara, marketten CD'ye kadar her türlü malın siparişini vermek olası. Üstelik eve teslim...
İyi de bunun adı çağdaş teknoloji, üçkağıt neresinde?
Doğru, namusuyla ve de kendi kartını kullananlar için büyük kolaylık. Ancak, farkında olmadan attığımız ya da bıraktığımız slipler potansiyel suç unsuru. Şöyle ki;
Sanal ortamda yapılan alışverişlerde istenen tek şey kredi kartı numarası ve kartın son kullanım tarihi. Her ikisi de sliplerin büyük bölümünde mevcut (Bazılarında son kullanım tarihleri konulmamaya başlandı). Sahte isimle, sahte adresle mal anında kapında. Gerisini kartın gerçek sahibi düşünsün.
İnternet alanında uzman arkadaşlarımız, ABD'de bu konuda çok
uyarı olduğunu söylüyor. Maalesef yol gösterici
korsan siteler dahi varmış. İşte onlardan bir alıntı:
"Dolandırmak için cüzdandan kredi kartı çalmanıza gerek yok. Mağazalardaki slip makinesinin bulunduğu yerdeki çöpü karıştırın. Bir avuç slip en basit üçkağıt yöntemi."
Görüştüğüm
banka yetkilileri, tehlikenin varlığını kabul ediyor. Özellikle
son kullanım tarihi yazılı olanlara kesinlikle sahip çıkılması gerektiğini uyarıyor. Bu risk nedeniyle
bankamatik ekstrelerinden de numaraların kaldırıldığını belirtiyor.
Özetle; artık Türkiye'de de kredi kartıyla bir günde
binlerce dolarlık alışveriş olanağı mevcut. O nedenle; aman kart slip ve ekstrelerinize sahip çıkın. Benden uyarması...
Söylemiştik...
Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeki yangının sıradan bir olay gibi değerlendirilemeyeceğini ısrarla savunmuştuk. Trilyonluk cihazlarla donatılı
12 ameliyathanenin nasıl kül olduğunun mutlaka inandırıcı bir yanıtı olmalıydı.
İtfaiye, raporunda sabotaj olasılığı üzerinde duruyor. Bir yetkili, ancak polisin ve adli mercilerin yapacağı kriminal incelemede yangın nedeninin belirlenebileceğini söyledi.
İl Sağlık Müdürlüğü de nihayet konunun önemini anlamış. Öğrendiğim kadarıyla önceki gün Ankara'dan gelen heyet hastane başhekimini dinlemek istemiş. Ancak, başhekim bey toplantıya yetişememiş!..
Bu arada yeni iddia ve sorular: Çevrede kaç tane
özel hastane var? Aylarca ameliyat sırası beklemek zorunda kalan vatandaş, bu hastanelerin
kucağına düşmekten nasıl kurtulacak?
Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr