Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları


CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ın Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’nca sorgulanan askerler konusundaki soru önergesine, Milli Savunma Bakanı’nın vereceği cevabı çok merak ediyorum. Özellikle sorgudaki iddiaların “özel hayat” kapsamına girip girmediği sorusuna. Ve de 28 Şubat’a kadar istifa ya da emeklilik baskısıyla ilgili iddialara.
Çünkü; mahkeme kararıyla kapatılan internet sitelerindeki görüntüler ya da facebooktan alınan fotoğraflarla suçlanan, sorguda eşi, kız arkadaşıyla ilişkileri didik didik edilen bir çok havacı askerle konuştum. Onların kafasında da “28 şubat zamanlamasıyla ilgili tedirginlik vardı.

İşte sorgu odası
Yüzbaşı B.B. son altı ayda HKK İstihbarat Başkanlığı’nca sorgulanan yüzlerce askerden biri. O da diğerleri gibi kendini bir anda sorgu odasında bulmuş. 7 Kasım 2012’de de orduyla ilişiği kesilmiş. Şimdi TSK’ya karşı hukuk savaşı veriyor.
Ankara’da buluştuğumuz B.B’nin kimliğini ve sınıfını özellikle açık yazmadım. Ama Hava Kuvvetleri’nde önemli bir görevde olduğunu vurgulamakta yarar var. Zaten kendisi de “ifade vermek” için değil “bilgisine başvurulmak” gerekçesiyle çağrılmış. Sonrası da CHP’li Kart’ın soru önergesinde sözünü ettiği saatlerce süren psikolojik baskı. B.B yaşadıklarını anlatıyor:
“Bana 13.00 demişlerdi, 16 da girdim içeri. Üç saat bahçede oturdum. Kendinden emin olsan da bir süre sonra “acaba ne yaptım” diye düşünmeye başlıyorsun.
İçeride bir masa, karşındaki soruyor, yanında yardımcısı kameraya alıyor. Benim sorgucum binbaşıydı. (Bu sorgulanan kişinin rütbesine göre değişiyor.)
Masanın üstü dosya dolu, insan hepsinin kendisiyle ilgili olduğunu düşünmeye zorlanıyor.
‘HKK İstihbarat Başkanı yalan beyan vermemeniz yönünde sizi uyarıyor’ sözleriyle de ikinci bir şok yaşıyorsun”

Sorgu odasındaki yüzbaşı anlatıyor

Haberin Devamı

Sorular nasıl başladı?
Power point sunumları bilirsiniz. facebooktan alınmış ikisi benim, biri eşimin fotoğrafı gösterildi. Altında da büyük harflere “B.B yüzbaşı eşini aldatıyor” yazılıydı. Sonra bazı kadın isimleri ve fotoğraflar çıktı. Tek tek kim diye soruldu. 20 yıl önceki kız arkadaşlarımın yanı sıra hiç tanımadığım, görmediğim isimler bile vardı. Hepsi sivildi, asker oldu mu diğer tarafı da çağırıyorlar.
Sonra internet sitesinden alınma bir görüntü izlettirildi. Tek bir erkek ve kafası yok. Orduyu çağrıştıran (rütbe, üniforma) bir durum da söz konusu değil. Reddettikçe sensin diye diretiyorlar. 2010 yılında aynı görüntü ve iddialar nedeniyle savcılığa suç duyurusunda bulunmuştum. Birliğimin de haberi vardı. Bunları söyledim ama yine de ikna edemedim.
Ardından evliliğimle ilgili sorular başladı. “Eşimle aramda sorun var mı? Eski kız arkadaşlarımla görüşüyor muyum? Ailece görüştüğümüz devre arkadaşlarımızın evliliği nasıl gidiyor, aralarında problem var mı? Onlarla bilikte tatile gittik mi mi, birlikte fotoğraflarımız var mı?” ya kadar uzandı.

Görüntüleri nasıl bulmuşlar?
TSK personeli aleyhine yayın yapan siteler var. Çoğu mahkeme kararıyla yasaklı ama ulaşılıyor. Soruşturmalarda maalesef bunlara itibar ediliyor. Sitelerde her birlik, komutan ya da asker hakkında suçlamalar, görüntüler yayınlanıyor. Öyle ki; üç kişi arasndaki konuşma akşam sitede. İnsanlar birbiriyle konuşmaktan korkar halde. Orduda içerideki bir bilgiyi dışarıdan birinin alması imkânsız. (CHP’li Umut Oran bu konuyla ilgili 14 Aralık 2012’de soru önergesi vermişti). İşte bu iddialar üzerine yapılan sorgulamalar daha sonra istihbarat raporuna dönüşüyor.

Susma ya da avukat isteme hakkınız yok mu?
Yok. İnsanı öyle bir psikoljiye sokuyorlar ki ‘bunları bana niye soruyorsunuz’ bile diyemiyorsun.