Tunca BENGİN
Yağışlı havaya rağmen, iç turizmdeki
hareketlilik sevindirdi. Bir çok tesiste doluluk oranı yüzde yüzlere ulaştı.
Peki, sektörde
kriz yaygarası yapan işletmeler vatandaşı memnun etti mi? Kuşkusuz, önemli bir bölümü aldığı ücretin hakkını verdi. Ancak bazıları da
tatilcilerin burnundan getirdi. İşte örnek;
"Kurban bayramımızı geçirmek üzere banka personeli arkadaşlarım ve ailemle birlikte
Bodrum Torba'daki
Regal Oteli seçmiştik. 11 saat sonra ulaştığımız otel en güzel koylardan birindeydi. Tesis iyiydi, ancak yaşadıklarımız düşencemizi değiştirdi. Odalarımıza ulaşmak için yüzlerce basamak çıktık. Ama yılmadık. Taa ki, odamızın kapısını açıp
nem kokusunu duyuncaya, kullanacağımız çarşaf ve havlunun
ıslak olduğunu anlayıncaya dek. Hayal kırıklığı içinde
duş alalım dedik. Suların tuzlu ve kırmızı renkte aktığını gördük.
Klimayı açıp odayı ısıtalım istedik, bozuk olduğunu, tuvalet rezervuarının da çalışmadığını farkettik. Sinirimizi yatıştırmak için
televizyon izlemeye karar verdik, o da çalışmıyordu.
Defalarca görüştüğümüz otel yöneticilerinin tavrı ise başka bir alemdi. Tatil boyunca bizi üzmeyen tek konu
yemekler oldu.
Kış bitip herkesin tatile özlem duyduğu dönemde böyle bir
hayal kırıklığını yaşatmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum."
iMZA:
Ömer ALPAYDIN - Eskişehir
NOT: Ömer bey bir bankanın şube müdürü. Tesisten erken ayrılmak zorunda kaldığını söylüyor. Ödediği toplam fatura bedeli de 2 milyarı bulmuş.
Hastane yönetimi
Tatil süresince,
hastane çilesi yine gündemdeydi. Uzun hasta kuyrukları yoktu ama; bir çok hastanede nöbetçi doktor, sağlık personeli de yeterli değildi.
Sağlık İdarecileri Derneği Genel Başkanı
Selçuk Irgıt, bunu hastanelerin iyi yönetilmemesine bağlıyor.
"Hastaneler, beceriksiz, deneyimsiz insanların elinde" diyerek, gerekçelerini şöyle açıklıyor:
"Devlet hastanelerinde
dinazor anlayışı hakim. Dünyanın her tarafında başhekimlik, baş doktorluk ünvanları var. Ama onlar
tıbbi bakımla ilgileniyorlar. Bizde ise başhekim sabah ya klinikle meşgul oluyor ya da cerrahsa öğlene kadar ameliyata giriyor. Bu arada personel idaresi, finansman, bütçe, kat hizmetlerine ayıracak zamanı yok. Öğleden sonra da özel muayenehanesine gidiyor."
Peki
çözüm nedir?
"Üniversitelerimizden 35 yıldır bu alanda profesyonel yöneticiler yetişiyor.
1163 kişi boşta. Türkiye'de 776 devlet hastanesi var. Yüzde 22'sinde eğitimli müdür bulunuyor. Yüzde
80'i de hiç alakası olmayan kişilerce yönetiliyor. Sonra da hastaneler sahipsiz diye şikayet ediyoruz."
Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr