Tunca Bengin

Tunca Bengin

tunca.bengin@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gezi Parkı’nda toplanma ve forum yapmaya asla izin vermeyeceklerini söyleyen İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, “Buyursunlar gelsinler bir yıl gelirler biz de bir yıl sokmayız” dedi.
Göstericilerin 40 gündür aynı konuda direnmelerine anlam veremediğini söyleyen Vali Mutlu,”Başka parklarda forum yapıyorlar, nedir bu Gezi Parkı ısrarı” diye sordu. Ben de “Sizce nedir” dedim. İşte yanıtı:
“İzinsiz her istediğim yerde toplantı yaparım demektir. Evet Anayasa ‘önceden hiç kimse izin almaksızın toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir’ diyor ama devamındaki cümle başkalarının özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabileceğini yazıyor. 2911 sayılı yasaya göre de meydanlarda ve parklarda yasak. Açık söylüyorum, istesem de parkta toplantı izni veremem.”
Vali Mutlu’ya “O zaman Cihangir, Maçka, Abbasoğlu, Yoğurtçu parklarında nasıl yapılıyor” diye bir başka soru daha yönelttim. Ama bir yanıt alamadım.

Haberin Devamı

Vali’nin yanıt vermediği soru

Toma’lı iftar!
Ramazan’ın ilk iftarında Taksim’de “duran” değil “oturan” insanlar vardı.
Meydandakiler beyaz örtülü çiçekli masalarda, İstiklal Caddesi’ndekiler ise TOMA’nın gölgesinde gazete sayfalarıyla kurulan yer sofralarındaydı. Birbirlerine çok yakındılar ama uzaktılar. Çünkü polis, aralarına etten duvar örmüştü...
Haftalardır gündemden düşmeyen Gezi Parkı eylemleri nedeniyle Taksim’deki yasaklara bir yenisi daha eklendi:
Taksim’in göbeğine masa kurmak serbest, yer sofrası açmak yasak... Gezi Parkı zaten hepten yasak...
Birlik, kardeşlik dualarıyla ilk oruç açıldığında bizde Taksim’deydik. Hem masaya, hem de yer sofrasına konuk olduk. İftar öncesinde de “aç kapa” yöntemiyle halkın hizmetine sunulan Gezi Parkı’nı turladık.
Çimeniyle, çiçeğiyle park güzel olmuş. Ancak “Toma çıkabilir”, “Maskesiz dolaşma”, “Beklemek yasaktır” gibi uyarı levhaları eksik! Parkta ağaç gölgesinde yatan da var, çoluk çocuk dolaşan da. Fıskıyeli havuzun çevresi de hayli kalabalık. Ve üniformalı tek bir kişi bile yok. Herkes sivil, polisler bile!

Çiçekli masalar
Gezi’nin merdiveninde “Her yer Taksim her yer direniş” diye slogan atanların arasından geçip meydana iniyoruz. Gözümüze ilk çarpan Taksim’in göbeğindeki beyaz örtülü masalarda oturup tasavvuf müziği eşliğinde iftar saatini bekleyen insanlar. Ağırlıklı olarak erkek ve orta yaşlılardan oluşan bir kalabalık.
Masalar arasında koşturan garsonlar, hurma, baklava, meyve suyu eksiklerini tamamlıyor. İftar sahibi Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ise gazetecilerin sorularını yanıtlıyor. Birkaç masaya oturup sohbet ediyoruz. Çoğu Beyoğlu sakini. Aralarında başka semtte ya da ilde oturup gelenler de var. Gezi Parkı konusunda genelde Başbakan gibi düşünüyorlar. Eylem hakkında tek olumlu konuşan seyyar çaycı Dolapdereli Celal. Nedeni de tamamen duygusal!. Direniş günlerinde günlük kazancının 150 -200 lirayı bulduğunu, sonrasında 15 liraya düştüğünü anlatırken eşi de kendisini destekliyor.
‘Toma iftara buyur’
Taksim’deki “ilk”ler bu kadarla bitmiyor. Sırada İstiklal Caddesi’ndeki Antikapitalist ve Devrimci Müslümanların iftarı var. Toma, kalkan ve çelik yelekli, polislerce kurulan barikatı aşarak İstiklal’e geçiyoruz. Çünkü onların meydana gelmesi yasak...
Gazete sayfaları serilerek hazırlanan yer sofraları Toma’lı barikatın hemen önünden başlıyor ve Galatasaray’a kadar uzanıyor. Kadınlı- erkekli binlerce insan yere oturmuş iftar saatini bekliyor.
Yüzlerce metre uzunluğundaki sofrada menü o kadar zengin ki; kızartma, konserve, simit, zeytin peynir, pide, sandviç, ayran,su, kola, meyve ne ararsanız mevcut. Herkes kendi aldığı ya da evde yapıp getirdiğini ortaya koymuş. Aldığı tatlı ya da yiyecekleri paylaşan turistler bile var. Burada garson yok. Tek yapacağın, bir yer bulup çökmek. Biz de öyle yapıp aralarına karışıyoruz.
Ezan sesi duyulduğunda, dualar okunuyor. Polisler, “sofraya buyurun” davetini ve ikramları geri çeviriyor. İftar sonrasında ise artıklar toplanıp, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları başlıyor...