Otopark mafyasının son kurbanı işletici Halit Kayır. Tetikçi, İstanbul'un en işlek yerlerinden Ortaköy'de infazı gerçekleştirmiş. Sonra da elini kolunu sallayarak tüymüş...
Üstelikte kurban, 6 ay önce bacağından vurulmuş. Yani; mafya raconuyla uyarılmış.
Böyle kepazelik olur mu?
Adamlar meydanı boş bulmuş, at koşturuyor.
Dur diyecek bir babayiğit yok mu?
Resmi kayıtlara göre; İstanbul'daki araç sayısı bir milyon 921 bin 207. Mevcut 451 otoparkın toplam araç kapasitesi ise sadece 63 bin...
Yani, devede kulak...
Doğal olarak bu görüntü, mafyanın iştahını kabartıyor.
Maalesef İstanbul'un tüm cadde ve sokakları parsellenmiş durumda. Buna; Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü merkez binasının çevresindeki sokaklarda dahil. Ne idüğü belirsiz adamlar vatandaşa terör estiriyor. Bir saatlik park ücreti 750 ila bir milyon liradan başlıyor, tarife semte göre değişiyor.
Sıkıysa verme. Ya da fiş iste. Bela her an hazır. Aracınızın başına geleceklerse cabası.
Özetle; mafya kentte cirit atıyor.
Ve trilyonluk rant göz göre göre üç beş kişiye peşkeş çekiliyor.
Bana göre; polis bir gecede bu rezilliğe son verebilir.
Yeter ki; istesin...
Kim haklı?
Ispartalı okurumuz
Dr. Necip Koylu'telefon rehberindeki yanlışlık nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını söylüyor.
1998\945 dosya numarasıyla
Isparta Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Türk Telekom aleyhine dava açan Dr. Koylu, şu iddiada:
"1996 yılında basılan telefon rehberinde, meslek sayfaları yok.
KOYLU olan soyadım da
KÖYLÜ olarak yazılmış.
KOYLU diye arayan hastalarım bana ulaşamaz oldu. Bazıları da muayenehanemi kapattığımı sanmış."
Sorun çözülmüş mü?
Hayır. Çünkü mahkeme Türk Telekom'u haklı bulmuş. Karara itiraz eden doktor bey şöyle diyor:
"1990 yılında Ankara'da bir hanımın ismi
'İblise Engin Akın' olarak yazılmış. Yani 'İblise - dişi şeytan.' Hanım PTT aleyhine 25 milyon liralık manevi tazminat davası açmış, ancak reddedilmiş. Gerekçesi, abone sözleşmesinde rehberdeki yanlışlık ve noksanlıklardan dolayı
PTT'nin sorumlu tutulamayacağı kaydının bulunması.
Şimdi kamuoyuna soruyorum;
kim haklı? İnsanların hayatlarına malolabilecek hatalar yapmalarına imkan veren böyle sözleşmeleri hükümsüz kılacak bir kanun çıkarılamaz mı?"
Devlet sahip çıktı
2 Şubat Salı günkü yazımızda Niğde Ulukışla Kemalpaşa İlköğretim Okulu 2. sınıf öğrencisi
Enes Taşkın'ın yaşadığı dramı aktarmıştık. Bıçak parası diye tutturan doktor yüzünden ameliyat olamıyordu.
Neyse ki; Ankara ses verdi. Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü
Cihangir Özcan'ın talimatıyla çocuk Adana Devlet Hastanesine sevkedildi.
Sonuç sevindirici ama, daha çok Enes var.
Bakanlık asıl bu konuda ne düşünüyor?
Doktor
Haluk, hala bıçak parası istiyor mu?..
* * *
Sağlık Bakanlığı
katil kolonya olayına da el koymuş.
İlaç ve Eczacılık Genel Müdürlüğü gönderdiği cevabi faksta "Kozmetik üretiminde
etil alkol kullanılır.
Metil alkolün kullanılması sakıncalıdır. Kontrollerde metanol içeren kolonyaların üretimi ve satışı durdurulmakta, üretici izinleri iptal edilmekte, ilgili yasalara muhalefetten işlem yapılmaktadır" diyor.
Buraya kadar tamam.
Önemli olan bundan sonrası.
Sağlık Bakanlığı'ndan ricam; hangi firmaların izinleri iptal olmuş. Kimlerden hesap sorulmuş onları da açıklasın.
Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr
