Görünen köy kılavuz istemiyor... Beşiktaş'ta Konferans Ligi'nde travmaya neden olan Lugano yenilgisi bardağı taşırdı, tüm taşları yerinden oynattı. Son 10 dakikada 2-0 önde götürdüğün maçta grubun en zayıf ekibine yenilmek gerçekten büyük maharet(!)
Sezon başında beri neredeyse her maçı stresli biçimde takip eden ve sinir sahibi olan taraftarlar haklı olarak öfke küpüne döndü. Yönetimi yüksek desibelle istifaya davet eden Beşiktaş sempatizanları futbolculara da giydikleri formanın ağırlığını hatırlattı. Teknik direktör Şenol Güneş statta yapılan toplantının ardından istifasını sundu, onurlu bir duruş sergiledi.
Yönetimde beklenildiği gibi olağanüstü genel kurul kararı aldı. Beşiktaş gerçekten çok kötü yönetiliyor. Balık baştan kokmuş. Siyah-beyazlılar gerek oyuncu satışında, gerek transferlerde ezeli rakiplerinin fersah fersah gerisinde kaldı. Vizyonsuz ve ucuz düşünen Çebi yönetimi, 'ya tutarsa' misali transferlerle zar attı. Şu anki tabloya göre zar 'hep yek' geldi. Tam 4.2 milyon euro bonservis bedeli ödenen ve yedek kulübesine mahkum olan Onana, ne hikmetse Lugano maçının son bölümünde sahaya sürüldü. Kamerunlu futbolcu İstanbulspor maçı kadrosuna bile dahil edilmedi.
İletişim departmanı desen facia! Beşiktaş'ın Aboubakar'la birlikte en kıymetli oyuncusu Gedson'un sakatlığı sır gibi saklandı. Sakatlığının ne olduğu, ne kadar sahalardan uzak kalacağı konusunda futbol kamuoyu bilgilendirilmedi. Haftalardır forma giyemeyen Portekizli oyuncunun İstanbulspor maçının ardından koltuk değnekleriyle stattan ayrılması herkesi açıkça şaşırtı. Ghezzal'ın sakatlık sürecinde de şeffaflıktan bihaber yönetim sınıfta kalmıştı.
Neyse dönelim saha içine... Olağanüstü kongre süreci tamamlanana kadar geçici olarak direksiyona geçen Burak Yılmaz, İstanbulspor karşısında ilk teknik adamlık deneyimini yaşadı. Burak hocanın sakatlıktan sonra toparlayamayan ve formsuz olan Cenk'in yerine Muleka ile maça başlaması, sakat olan Masuaku'nun yerine sol bekte Bakhtiyor'u görevlendirmesi doğru kararlardı.
Taraftarın protestosundan olacak ilk 30 dakikada oyuncular tabiri caizse can havliyle oynadı. Ön alanda etkili pres yapan ve zayıf rakibini hataya zorlayan siyah-beyazlılar Aboubakar'ın şık ve erken golüyle bunun semeresini aldı. Fiziksel ve mental yorgunluğun da etkisiyle ikinci yarıda oyunda tempo iyice düşerken, Beşiktaşlı futbolcular ayağa paslarla maçı tamamladı. Yine hücum organizasyonlarındaki aksamalar, pozisyon üretimindeki kronikleşen sorunlar baş gösterdi.
Burak hocanın sakatlıktan sonra toparlayamayan ve formsuz olan Cenk'in yerine Muleka ile maça başlaması, sakat olan Masuaku'nun yerine sol bekte Bakhtiyor'u görevlendirmesi doğru kararlardı. Cenk Tosun'un taraftarın isteğini kırmayıp penaltıda topu Ghezzal'a vermesi de güzel bir jestti. Bu takımın penaltıcısı Cezayirli oyuncudur. Hatırlanacağı üzere Ghezzal, Beşiktaş'ın averajla mutlu sona ulaştığı 2020-21 sezonundaki son maçta Göztepe'ye attığı penaltı golüyle şampiyonluğu getiren isimdi.
Bu galibiyet milli aradan sonra oynanacak Galatasaray derbisi öncesi moral olsa da sergilenen oyun hiç de iç açıcı değil. Ezeli rakiplerde yeni transferler takımlarını adeta sırtlarında taşırken, Beşiktaş takıma yeni katılan isimlerden beklenen katkıyı alamadı. Ateşten gömlek giyen ve en ciddi sınavını verecek olan Burak Yılmaz'ın önümüzdeki 12 günü nasıl değerlendireceğini, kazanma alışkanlığı edinen son şampiyon karşısına nasıl bir 11'le çıkacağını hep birlikte göreceğiz.
Bu arada yenilgiler zincirine bir ekleme daha yapan İstanbulspor devre arası takviye yapmazsa küme düşme adayları arasında en üst sıralarda yer alacak gibi duruyor.
