Uğur İşven

Uğur İşven

ugur.isven@dogangazetecilik.com.tr

Tüm Yazıları


Burhan Özfatura, İzmir’de iki dönem yaptığı belediye başkanlığı döneminde bıraktığı izle, bürokrasideki geçmişi, bilgisi ve tecrübesiye görüşlerine saygı duyulan, yaptığı uyarılara kıymet verilen bir “büyük” ya da “ombudsman” konumunda.
Öyle ki, hem sağ, hem sol partilerin, hem yerel örgütlerinde sayılıyor, hem de genel merkezlerinde görüşlerine itibar ediliyor. AK Parti’de de “ağabey” diyerek sözlerini dikkate alanlar var, CHP’de de.
Hatta CHP’nin bizzat Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bürokrasiden kaynaklanan, geçmişten gelen dostlukları halen sürüyor.
Bu yüzden “aramızda sevgiye saygıya dayalı bir dostluğumuz var” girişiyle, incitmeme gayretiyle Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’na yaptığı “ekibin zayıf” uyarısının ciddiye alınması gerek.
Özfatura’nın son dönemde yaşanan sorunlarda, özellikle ihalelerin bir türlü sonuçlanamamasında ekibin zayıflığının etkisine yaptığı vurguda haklılık payı var.
Ekip gerçekten beceriksiz mi, yoksa operasyonlar, davalar yüzünden ürkek mi davranıyor, bilemiyorum.
Ancak sonuç ortada.
Gemi ihalesi iki kez tekrarlandı. Son ihaleye katılan Avusturyalı firma teklif yerine itiraz mektubu vererek, Kamu İhale Kurulu’na (KİK) itiraz edeceğini peşinen duyurdu. Akıbeti ne olur bilinmez.
Teleferik ihalesi üç kez tekrarlandı, yine iptal edildi. KİK’in iptal gerekçesine bakınca kızmamak elde değil. Kaybeden firma “Yeniden değerleme şartı yüzünden teleferik, bizim verdiğimiz tekliften çok daha pahalıya geliyor” uyarısıyla aldırdı iptal kararını.
İhale şartnamesinde böyle açıklar nasıl verilir anlamıyorum.
Haydi teleferik ihalesinin Türkiye’de bir örneği yoktu. Korktunuz, çekindiniz, gereken şartları koyamadınız. Peki İzbeton’un kaybettiği asfalt onarım ihalesine ne demeli?
Üstelik Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyelerinin yeni tamamlanmış örnek ihaleleri önünüzde.
İhale mevzuatını iyi bilen bir müteahhit tanıdığımın anlattığına göre İstanbul’un şartnamesindeki, “Asfalt ve beton tesisleri 20 kilometreden yakın olacak” şartı konulsa, İzbeton dışında kimse ihaleye bile giremezdi. Yüzlerce İzbeton işçisi işsizlikle karşı karşıya kalmazdı.
Sonuçta ister bilgisizlik veya beceriksizlik deyin, ister korkaklık.
Bunlar küçük ayrıntılar ama zararı fazla.
Sonuçta zararı bize; çünkü şehir büyük zaman kaybediyor.

Haberin Devamı

Trafikte gündüz farı

Haberin Devamı

Trafik Haftası’na girmiş olmamız nedeniyle, bir süredir ele almaya fırsat bulamadığım bir konuya değinmenin zamanı.
CHP İzmir Milletvekili Oğuz Oyan, önceki ay TBMM’ye bir kanun teklifi sundu.
Teklif, Karayolları Trafik Kanunu‘nun gece far yakmayı zorunlu kılan maddesine “gündüzleri” ifadesinin de eklenmesini öngörüyor.
Teklifin gerekçesinde, gündüz far kullanımının, trafik kazalarını önlemede sürücülerin alabileceği en ucuz tedbirlerden biri olduğu belirtilerek, bir çok ülkede gündüz farı kullanımının yasal bir zorunluluk olduğu vurgulanıyor.
Belki fazla ciddiye alınmadığı için, belki de gündemin hengamesi arasında daha önemli konular bulunduğundan bu teklif hiç konuşulmadı. Meclis arşivi ve gündemin tozlu sayfalarına karıştı.
Oğuz Oyan’ın trafik konusunda bir kanun teklifi vermesinde özel bir sebep var mı bilmiyorum.
Ancak yararı tartışmalı da olsa hayat kurtarmayı hedefleyen bir uygulama istenen. Sırf bu yüzden de olsa konuşulmayı hakediyordu.
Aslında geçmişte bu konuda kampanyalar falan yapıldı. Ben dahil pek çok kişi güneşin kavurduğu yollarda, öğle vakti farlar açık yollar kat ettik. Faydasını görmemiş olacağız ki bir süre sonra çoğumuz vazgeçti.
Türkiye gibi bol güneşli ülkelerde fazla faydası yok anlaşılan. Nitekim, “yasal zorunluluk” sayan ülkelere baktığınızda aradaki fark da anlaşılıyor. Kanada, Danimarka, İsveç, Finlandiya, İzlanda, Norveç, Rusya, Polonya gibi ülkeler bunlar.
Hepsi de kuzey ülkeleri. Gündüzler kısa ve karanlık.
Böyle ortamda farları yanan elbet fark edilir. Yak bakalım temmuz ortasında Çeşme Otoyolu’nda farını. Ya ağır hasta taşıdığını zannederler, ya da trafik canavarı.
Bu benim fikrim.
Bilmediğim bir tarafı varsa bilenler aydınlatsın lütfen.