Azoospermik erkeklerde TESE ameliyatı kaç kez tekrarlanabilir?

28 Temmuz 2022

Son 10 yılda sperm kalitesinde dramatik bir düşüş izlenmekte. Burada bozulan çevre şartları, nesiller boyunca biriken genetik hasarlar, sağlıksız beslenme gibi çok sayıda neden saymak mümkün. Ama geldiğimiz noktada neredeyse her 100 erkekten birinde tahlillerinde ölü ya da canlı sperm hücresi çıkmamakta. Azoospermi dediğimiz bu duruma kısırlık için müracaat eden erkeklerin %10’unda rastlamaktayız. Yine de böyle olguların yaklaşık yarısında mikroTESE ameliyatı ile testislerde sperm bulmak mümkün. TESE ameliyatı gerçekten büyük umut oldu. Hatta olgun sperm çıkmasa bile, modifiye ROSI tekniği ile daha erken evre üreme hücrelerini kullanarak da gebelik elde edebiliyoruz. Ancak ne yazık ki her girişim beklenen sonucu vermemekte. Bunlarda ya olgun sperm çıkmaz ya da çıkan spermlerle gebelik elde edilememiştir. Nitekim en kaliteli spermlerle bile tüp bebeğin başarısı yaklaşık %50 civarında kalmakta. Böyle durumlarda TESE işlemini birkaç kez denemek gerekir.

İlk denemede sonuç alınamamış çiftlerin en büyük endişesi

Yazının Devamı

Testosteron tedavisi erkekte böbrek taşı riski yaratıyor

20 Temmuz 2022

50 yaş üzerinde vücudun ürettiği testosteron miktarı her yıl yaklaşık %1 azalmakta. Bunun neticesinde de cinsel isteksizlik, iktidarsızlık, yorgunluk, depresyon, entelektüel aktivitede azalma, kemik erimesi, kas gücünde zayıflama, karın bölgesinde yağ birikmesi, kansızlık gibi yaşam kalitesini düşüren çeşitli sağlık sorunları ortaya çıkmakta. Diğer yandan, günümüz tıbbının sağladığı modern teşhis ve tedavi olanakları ile artık daha uzun yaşıyor olmamız nedeniyle de testosteron eksikliğinin belirtileri kendini daha fazla hissettirmeye başladı. Nitekim Avrupa toplumunda her 4 kişiden birinin 65 yaşın üzerinde olduğu görülüyor. Sadece yaşlanma değil, Klinefelter sendromu, hipogonadizm, travma ya da hastalık nedeniyle testis kaybı da testosteron düşüklüğü yapabilir. Ya da kısırlık nedeniyle tedaviye alınan genç erkeklerde rastladığımız gibi testis gelişimi yetersiz kalmış olabilir. Obezite, şeker hastalığı, kronik akciğer hastalıkları, inflamatuvar hastalıklar, prolaktinoma, psikolojik problemler de hormon eksikliği ile birlikte görülebilir. 

Testostero

Yazının Devamı

Spermler de koku alır

4 Temmuz 2022

Belçika’dan bir grup araştırıcının spermlerin üzerinde kokuya duyarlı reseptörler keşfettiklerini ilk kez 1992 yılında yayınlanan Nature dergisinde okuduk. Bunlar burnumuzda bulunan koku reseptörlerinin aynısıydı. Bizler etrafımızda çiçek bulunduğunu, bunlardan çıkan kimyasal parçacıkların burnumuzdaki reseptörlerine yapışmasıyla anlamaktayız. Bu sayede onlarca çiçek arasından gül ya da karanfilin nerede olduğunu fark edip oraya yöneliriz. İşte, kadın genital kanalında bulunan hormonlardan çıkan kimyasal parçacıklar da benzer şekilde sperm üzerindeki koku reseptörlerine bağlanmakta. Bu kimyasalları yayan hormonlardan biri de progesterondur. Progesteron en fazla yumurtanın çevresindeki sıvıda bulunur. Progesteronun kokusunu alan spermler de bu sayede yumurtaya doğru hareket etmeye başlarlar.  Spermler yumurtaya ulaşana kadar peşi sıra dizilmiş çok sayıda kanaldan geçer. Kanalların farklı kısımlarında farklı kokular çıkaran kaynaklar dizilmiştir. Bu dolambaçlı yolda ilerlerken spermlerin doğru yönü bulmaları yol boyunca

Yazının Devamı

Anne-baba olmak fedakârlık ister

23 Haziran 2022

Bunun en dramatik örneğini kenelerde görmekteyiz. Bizim ısırılma korkusuyla büyük savaş verdiğimiz keneler erginleşmek için tüm kışı aç halde geçirir. Soğuk kış günlerinde tek hayali bir an önce yumurtalarının olgunlaşmasıdır. Baharla birlikte dirilir ve bir ağacın dalında neslini sürdürecek olan yumurtalarını besleyeceği bütirik asit kokusunun gelmesini beklemeye koyulur. Bütirik asit kokusu, yavrusunun en sevdiği memeli kanının habercisidir. Ne ilginçtir ki, bu onun son yemeği olacaktır. Son yemeğinin gelmesini bazen aylarca beklediği olur. Kokuyu alır almaz kendini daldan aşağı bırakır. Yeni konağın üzerinde günlerce kan emerek beslenir ve bu sırada da erkeği ile çiftleşir. Hemen arkasından yumurtalarını yere bırakır ve görevini tamamlamış olmanın mutluluğu içinde yaşama veda eder. Son yolculuğunda erkek de dişisini yalnız bırakmaz. Aslında ölürken o, yavrusuyla birlikte yeniden doğmuştur. Kenelerin ölüm nedeninin konakladıkları hayvandan aşırı sıvı almaları olduğu düşünülmekte. Milyonlarca yıldır keneler bu davranışlarını

Yazının Devamı

Azoospermik erkeklerde tüp bebek hazırlığı

13 Haziran 2022

Sperm tahlilinde ölü ya da canlı hiç sperm hücresi görülmüyorsa, buna azoospermi diyoruz. Büyük kısmında tek tedavi seçeneği olarak mikroTESE ameliyatı ile testislerde sperm aranması ve bunlarla tüp bebek yapılması kalmakta. Ancak bir kısım erkekte sorun meni kanallarındaki tıkanıklıklardır. Şayet böyle ise cerrahi yolla açılarak doğal sperm çıkışı sağlanabilir. Oysa ameliyat sırasında bu erkeklerin sadece onda birinde sorunun gerçekten kanal tıkanıklığı olduğunu görüyoruz. Geri kalan olgularda azoosperminin kaynağı, sperm üretimindeki bozukluktur. Bunların da yaklaşık yarısında TESE ile az sayıda da olsa kuyruklu olgun sperm hücreleri bulabiliriz. Son yıllarda, kuyruk gelişimi yetersiz ama genetik olarak olgunlaşmış hücrelerin ROSI tekniği ile tüp bebekte kullanılmasıyla da sağlıklı çocukların dünyaya gelebileceği anlaşıldı. Her ne kadar ROSI’nin başarısı çok düşük kalsa da ilerisi için umut vadettiğini söyleyebiliriz.

Gerek teşhis yöntemleri gerekse tüp bebek tekniklerinde günümüz teknolojisi ile

Yazının Devamı

Erkek kısırlığının tedavisinde kök hücre nasıl hazırlanıyor?

6 Haziran 2022

Kök hücre üzerinde araştırmalar yıllardır devam etmekte. Buna rağmen neden hala uygulamaya geçilmediği merak edilebilir. Burada tüm sorun, dünyaya gelecek çocuğun sağlığı konusunda henüz tam emin olamamamız. Kök hücre dediğimizde, testis dışında vücudun diğer dokularında bulunan özelleşmiş bir takım hücreden bahsediyoruz. Aslında bunlar halihazırda mevcut olup, vücudumuzun neresinde bir zedelenme, yaralanma meydana gelirse derhal oraya göç ederek hasarlı yeri onarmak üzere beklemekteler. Bu hücreler gittikleri dokuya farklılaşma potansiyeli taşımakta olup, hastalıklı organımızın sağlıklı biçimde görevine devam etmesini sağlayabilirler. İşte, kısırlık tedavisinde de bu hücreleri kullanarak yeniden sperm oluşturmak hedeflenmekte. Peki, bu nasıl yapılmakta?

Günümüzde sperm yapmak üzere kök hücre kaynağı olarak yağ dokusu, kemik iliği hücreleri, deri hücreleri, hatta son zamanlarda idrarda atılan bazı böbreğe ait hücreler denenmekte. Bu hücreleri sperme dönüştürme işlemleri değişik basamaklardan

Yazının Devamı

Spermin kuyruklu ya da kuyruksuz olması ne anlama gelir?

1 Haziran 2022

Sağlıklı bir çocuğun dünyaya gelebilmesi sperm ve yumurtanın ortaklaşa uğraşıyla gerçekleşir. Burada spermin başarısını belirleyen iki önemli özelliği; hareketi ve taşıdığı genetik kargosudur. Hareket olmazsa sperm de yumurtaya erişemeyeceği için gebelik görülmez. Spermin hareket edebilmesi, başının hemen gerisinde yerleşmiş sentrozom dediğimiz küçücük bir organelden gelişen ve yaklaşık 50 mikron uzunluğa sahip kuyruğun sağa sola salınımıyla gerçekleşir. Doğal yolla gebelik beklemek için tahlillerde en az 5 milyon sperm hücresinin ileri doğru hareket ediyor olması gerekir. Ancak sperm sayısı çok düşük de olsa, bunların üçte birinin bile düzgün şekilde ileri gitmesi yeterlidir. Buradan da anlaşılacağı üzere kuyruk, doğal yolla çocuk olabilmesi için temel koşuldur.

Sentrozom hastalıkları spermlerde hareket bozukluğu yapan başlıca nedenlerden birisidir. Bunun yanı sıra sentrozomun çok önemli bir görevi daha vardır; yumurtanın içine girdikten sonra onun bölünerek çoğalmasını sağlamak. Bu sayede

Yazının Devamı

Kısırlık tedavisinde testis mikrobiyotasını destekleyici beslenme

23 Mayıs 2022

Mikrop dendiğinde aklımıza hastalık gelir. Bunlar, başta bakteriler olmak üzere gözle görülemeyen ufak mikroorganizmalar olup ağzımızdan bağırsaklara, deriden iç organlarımıza kadar vücudumuzun her yerinde yaygın olarak bulunurlar. Sanıldığının aksine hayatımızı sağlıklı biçimde sürdürebilmemiz için mikroplara muhtacız. Hiç kuşkusuz hepsi yararlı değildir. Zararlı olanları hayatı tehdit eden çok ciddi hastalıklara yol açabilir. Oysa bağırsaklarımızda sayıları trilyonları bulan, yaklaşık 2 kilo ağırlığında bir mikroorganizma topluluğu vardır ki, bunlar sayesinde bağışıklık sistemimiz ayakta durarak bizleri çeşitli hastalıklardan ve kanser gelişiminden korur. İlginç olarak son yıllarda, testislerde de benzer bir yararlı mikroorganizma topluluğunun varlığı ortaya çıkarıldı. Actinobacteria, Bacteroidetes, Firmicutes, Proteobacteria gibi adlara sahip bu bakteriler testislerin sağlıklı biçimde çalışarak testosteron yapımı ve sperm üretimini sürdürmelerinde rol oynamaktadır. Biz bunlara normal testis florası ya da mikrobiyotası diyoruz.

Peki neden bu

Yazının Devamı