Vedat Milor

Vedat Milor

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Nişantaşı’ndaki Barba’nın mezeleri genellikle güzel. Mekanın medarıiftiharı ise kendilerine has bir yöntemle pişirip sosladıkları kalkan balığı

Ben bir kola istiyorum” diyor Cengiz, “ama 2009 milezim, Balıkesir apelasyon olsun.”
Sonra gözlerime bakıyor: “Amerikalıların dünyaya en büyük katkısı bu kola.”
Taci her zamanki gibi ciddi. Rakısını yudumlayıp vakur bir ifade ile günün mana ve ehemmiyetini belirtiyor: “Bugün 13 Şubat. DİSK kuruldu.”
Cengiz her zamanki gibi hazırcevap: “Kendileri de hatırlıyordur inşallah.”
Konu dönüp dolaşıp ev yemeklerine geliyor.
Cengiz’e göre evde yapılan yemekler farklı.
“Hacı İzzet’in (kulağını çınlattığımız Sultani arkadaşı) evinde annesinin yaptığı su böreğini hiçbiriniz lokantada yememişsinizdir” diyor.
“Asıl benim annemin yaptığını siz hiç yememişsinizdir” diyorum.
Yüzde 100 eminim, annem su böreği yapmazdı.
Neşeli ortamda sohbet de nükteli oluyor tabii ki.
Mısır ekmekleri çok güzel, patlıcan salata şöyle böyle
Nişantaşı, Valikonağı Caddesi’ndeki Barba gerçekten de neşeli bir yer. Cumartesi gecesi. Canlı müzik de çalıyor. Burası Rum meyhanesi diye geçiyor. Müzik Türk sanat müziği.
Lokantadaki hepsi birbirinden çekici hanımları coşturuyor müzik.
İki katlı bir yer burası. Biz giriş katındayız.
Beş masa var. Bizim masa iki bayan, eşleri
(Cengiz ve Taci) ve bendeniz.
Arkamızdaki masada üç farklı nesli temsil eden sekiz-dokuz hanım var. Diğer bir masada gene cazibeli beş hatun.
Bir masada Sevgililer Günü’nü bir gün önceden kutlayan genç bir çift var. Diğer masada ise yetişkin kızları ile eğlenen orta yaşlı bir çift.
Herkes çok iyi vakit geçiriyor. Ortada pist olmamasına rağmen bayanlar bütün hünerlerini konuşturuyorlar.

Barba’da çok özel  bir kalkan balığı
Barba Yunanca “rakı sunan” demekmiş. “Ev sahibi” anlamına da gelirmiş.
Ayrıca yaş üzümden yapılan en leziz uzo ya da Yunan rakısının adı da Barba.
Biz de Barba’da Barba ile demleniyoruz.
Alkolü temiz, anasonu taze. Çok güzel bir rakı.
Hani bu rakının yanında mezeler kötü olsa bile biz gene mutlu oluruz.
Öte yandan soğuk mezelerin yarısı fena değil, kalan yarısı da bayağı iyi.
Tek sorun şu. Yunan meyhanesi deyince akla ilk gelen zeytinyağıdır. Mezelerde zeytinyağı kullanılır.
Plaki ve yaprak sarma fena değiller. Yaprak sarmanın fıstığı ve üzümü yerinde. Asması da ince. Ama her ikisi de zeytinyağında pişmemiş. Ya çiçek yağı ya mısır özü yağı kullanılmış.
Bu olmamalı.
Barba gibi bir lokantada tarama da bulunmalı tabii. Bundan daha klasik bir Rum mezesi düşünemiyorum.
Patlıcan salata şöyle böyle. Biraz rengi kararmış. Ama sarmısağı yerinde.
Öte yandan Fransız kreplerini andıran, çok lezzetli bir mısır ekmeği yapıyorlar.
Beyaz peynirleri de tam yağlı.
En ilginç ve lezzetli mezelerden biri de kereviz lokumu. Lokum iriliğinde kereviz kökü ve kara lahana. Sarmayı pişirirken altına koyuyorlarmış lezzet vermesi için.
Lezzet vermesine vermiş ama kendisi de başlı başına orijinal ve hafif bir meze. Rakı ile iyi gidiyor.
Ara sıcak olarak iki ayrı börek getiriyorlar. Bir tanesi ıspanaklı ve dil peynirli, galeta unu ile kızartılmış bir börek. İçinde az pastırma olduğunu da söylüyorlar ama bana gelen parçaya isabet etmemiş. Pastırmasız olunca biraz yavan geliyor bana.

Mekanın özel böreği çok iyi, tekir tava tam kıvamında
Öteki börek çok başarılı. Görünüşü paçanga böreği gibi. İçinde dil peyniri ve közlenmiş patlıcan var. Lezzetler birbirini çok iyi bütünlemiş ve hiç yağ çekmeden kızarmış. Mis gibi tütsülenmiş patlıcan kokuyor. Buranın spesiyalitesi imiş: Barba böreği.
Birer de tekir tava deniyoruz. Taze tekirin üstüne küçük balık var mı? Hele tam kıvamında kızartılmışsa?
Öte yandan Fransızların “plat de resistance”, yani karşı konulamaz lezzet ya da porsiyon dediği, buranın medarıiftiharı olan yemek bir balık yemeği: Kalkan.
Ne tava ne ızgara.
Bütün kalkanı, üstünü kalın asma yaprakları ile örterek, aheste aheste pişiriyorlar fırında.
Yanında da soya, pekmez, tereyağı ve sarmısaklı nefis bir sos. Sos ayrı olarak geliyor ve keyfinize göre miktarı siz ayarlıyorsunuz.
Kalkanın içi sulu kalmış. Tava kadar lezzetli, ızgara kadar hafif.
Eh, Barba, yani ev sahibinden de, böylesi beklenir! n Tel: (0212) 225 3569


DEĞERLENDİRME:* * *