Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Toplantıdan bir gün sonra TMSFden yapılan açıklamada, bankaların fona katkı şekillerinin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından değiştirildiği duyuruldu. Yeni düzenlemeye göre, artık 50 milyar liranın üzerindeki mevduat garanti dışı olduğu için, bankalar bu bölüme ait fon payını ödemeyecekler. Yeni düzenlemeden en çok, az fakat büyük mevduat toplayan bankalar yararlanacak. Yeni düzenlemeyle bankacılık sisteminin maliyetlerinin azaltılması prensibi de uygulamaya konmuş bulunuyor. Bankalar, TMSFye toplam mevduatlarının on binde beşi kadar prim ödeyecekler (eski prim tüm mevduat üzerinden on binde iki buçuktu). Bu prime bankaların risk durumuna göre, ilave on binde beşe kadar ek prim ekleniyor. Prim oranlarının artmasına rağmen, 50 milyar liranın üzerindeki mevduat için prim ödenmeyeceğinden, bankaların toplam maliyeti düşmüş oluyor. Öte yandan, nispeten riskli bankalar da bilinmiş olacak. Çok çağdaş bir uygulama daha başlatılmış oldu.Finans Kulüpün toplantısında, Finans Kulüp Başkanı Tevfik Altınok ve Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince açılış konuşmalarını yaptı. Dünya uygulamalarını Dünya Bankasından Martin Kimmig anlattı. Ngai Kin, Singapurdaki uygulamalardan örnek verdi.TMSFnin bir önceki dönemde başkan yardımcılığı görevini de üstlenmiş bulunan Nebil İlseven, Finans Kulüpün bu konudaki görüş ve önerilerini özetle şöyle açıkladı:a) TMSF halen, mevduat sigortası dışında "varlık yönetimi" ve 3T diye adlandırılabileceğimiz "tahsilat - takip - tasfiye" işleri yapmaktadır. Mevduat sigortası, tamamen ayrı bir kurum tarafından yapılmalıdır. TMSF "işletmeci kurum" kimliğinden kurtarılmalıdır. TMSF "işleten" değil, "çözümleyen" bir yapıda olmak durumundadır.b) Kriz yönetiminin "banka riski"nin "sektör riski" haline dönüşmemesi, yani ödeme güçlüğünün diğer bankalara bulaşmaması biçiminde yapılması gerekir. Bunda da, Hazine ve Merkez Bankasının işbirliği kaçınılmazdır.c) Mevduat dışı yükümlülükler kesin olarak güvence altına alınmamalıdır.(Bilindiği gibi, geçtiğimiz dönemde IMFnin de baskısıyla yabancı bankaların fonlarının geri ödenmesi amacıyla bankaların tüm yükümlülükleri güvence altında sayılmış ve yabancı bankaların batan bankalardan olan alacakları devlet tarafından üstlenilmişti. Yeni hazırlanan Finansal Hizmetler Kanunu bu sıkıntıyı gidermektedir.) d) Risk yönetimine dinamik yaklaşım yöntemi Türkiyede de benimsenmelidir. Garanti kapsamı dışında sayılan 50 milyar liranın üstündeki mevduat için prim alınmamalıdır. (Bu öneri, bir gün içinde uygulamaya konuldu. Zamanlı uygulamada, Devlet Bakanı Babacanın da payı olduğunu biliyoruz.)Bu konulardaki işler beklenenden iyi gidiyor. BDDK ve TMSFyi kutluyoruz. ytoruner@milliyet.com.tr Geçen hafta Finans Kulüp "Türkiyede Mevduat Güvencesinde Yeni Yaklaşımlar" konulu bir panel düzenledi. Toplantıya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk de katıldı.