Zeynep İşman

Zeynep İşman

zeynepisman@gmail.com

Tüm Yazıları

Uzun bir aradan sonra Kanal D’nin uzun soluklu dizisi “Arka Sokaklar”la ekranlara dönen Burcu Kara ile kardeş kıskançlığı ve uykusuz geçen gecelerle iki çocuklu hayat ve annelik üzerine konuştuk.

Büyük oğlu ilkokula başlayan, küçük oğlu geçtiğimiz günlerde bir yaşına basan oyuncu Burcu Kara, hemen her annenin yaşadığı zorlanmaları, çaresizliği, yetememe kaygısını hissettiği bir yıl geçirmiş. Kardeş kıskançlığı ve uykusuz geçen gecelerin ardından yaşadıklarını tüm içtenliğiyle anlatarak annelere yalnız olmadıklarını hissettiriyor. “Arka Sokaklar”da sert, affı olmayan, işkolik bir kadını canlandıran ve seyircinin tepkisini çok merak eden Kara, sete bazı günler bebeği ve bakıcı ile gidiyor. 

Haberin Devamı

“Yetemediğim, çaresiz hissettiğim çok an oluyor”

- Çocuklu hayat nasıl gidiyor?

Tamamen çocuklara bağlı olarak geçiyor. Aslında bu neyi tercih ettiğinizle alakalı. Kimi insan hayatına devam ediyor, çocukları kendine uyduruyor. Ben biraz onların mutluluğu odaklıyım. Yemesi, içmesi, uykusu, dersi ihmal olmasın, çok uzun süre ayrı kalmayayım, kendini kötü hissetmesin diyen biriyim. Onun için burada insan en büyük fedakârlığı kendinden yapıyor. “Ben ne istiyorum, neye ihtiyacım var?” değil hep onların neye ihtiyacı var, akşama ne yenecek, bebek uyanınca ne olacak gibi sorular var zihnimde.

- Kendinizi nasıl bir ebeveyn olarak tanımlarsınız?

Dengede kalmaya çalışan bir ebeveynim. Çok pimpirikli biri olmadım. Teslimiyetçi ve tevekkül sahibi biriyim. Her şeyin hayırlısı diye dua ederim. Ama her şeyleriyle ilgilenmeye çalışıyorum. Başkalarına devrettiğim çok az şey var. Artık çocuklarım olmadan çok fazla şeyden zevk almıyorum. Hayat onlarla güzel. Kendim için dışarı çıksam bile aklım onlarda, şimdi burada olsalar ne güzel olurdu diye.

“Kardeş kıskançlığı olduğu için ara ara geriliyoruz”

- Yeniden setlere dönmeye nasıl karar verdiniz?

Aliço ilkokula başladı ve kardeş kıskançlığı da olduğu için ara ara geriliyoruz açıkçası. Yetemediğim, kendimi dinletemediğim, ona ulaşamadığım ve çaresiz hissedip çok yorulduğum anlar oluyor. Biraz zor ve yıpratıcı bir dönem geçiriyorum. Hamileliğimin son birkaç ayıyla, şu zamana kadar olan süreç biraz yorucuydu benim için. Bebek bir yaşına geldi ve biraz oturmaya başladı, Aliço da alışmaya başladı. Ben destek almaya başladım. Zamanla oturacak diye düşünüyorum. Kendimi beslemeye alanım ve vaktim yoktu. Baktım ki bu hep böyle gidecek tekrar çalışmaya başladım. En azından sevdiğim işi yaparak onlara daha faydalı ve mutlu bir anne olacağımı düşünüyorum.

Haberin Devamı

- Ebeveynlikte en zorlandığınız konular neler?

Çok uykusuz kalıyorum ama sabah erken kalkıp Ali’yi göndermeliyim. Birkaç saatlik uykuyla yaşıyorum çok uzun zamandır. Ruh sağlığı olarak da insanın çaresiz kaldığı hatta delirme noktasına geldiği anlar oluyor. Kendiyle ilgili hiçbir şey yapamayıp, bir çay bile içemeyip, defalarca deneyip başaramadığı durumlarda insan gerçekten kendini çok mutsuz hissediyor. Bu hep böyle mi gidecek diye her şeyi sorguladığı dönemler oluyor. Ben de böyle içinden çıkamadığım çok dönem yaşadım. Dışarı çıkamıyorsun, çalışamıyorsun, sosyal hayat yok, kafanı dağıtacak hiçbir şey yok. O dönemlerde insan çok mutsuz ve depresif oluyor. Ama gün gelecek hepsi büyüyecek ve ben bu günleri çok özleyeceğim. Kendimi böyle motive ediyorum.

Haberin Devamı

“Gece 2’de bebek arabasıyla salonda dolanıyordum”

- Yardım alıyor musunuz?

Erkek çocuk enerjisi çok yüksek ve oyalaması çok zor. Evde bir de erkek köpek var. Ev çok yorucu. Ben de çok sakin bir insanımdır. Kendi ruhuma taban tabana zıt bir evdeyim. Yardım alıyorum, almasam delirirdim. Ali okula başladı. Bebeğim Can uykuyu hiç sevmiyor. Gündüzleri uyumuyor. Biberon almıyor, emzik almıyor. Bu konuda kimsenin bana bir faydası olmuyor. Hep anne isteyen bir bebek. Eşim de her konuda yardımcı ve destek. Ama ne olursa olsun çocuk mevzusu annede bitiyor.Anneleri en çok yıpratan da bu. Geçen gece annemler de evdeydi ama Can kimseyi istemedi. Herkes uyudu ve ben gece 2’de bebek arabasıyla salonda dolanıyordum.

- İkinci çocuktan sonra neler değişti?

Bir yerde tek çocuğu idare edebiliyorsun ama iki çocukla yemeğe gitmek, bir yere gezmeye gitmek bile anlamlı olmayabiliyor. Zamanımın çoğunu alıyor. Tek çocukla çok rahatmışım. Kardeşi Ali için yaptım. Çok istemişti. En başta çok mutluydu ta ki doğana kadar. Sonra ayarı kaçtı, bunalıma girdi. Kardeşine zarar verdi, tırnakladı, çimdikledi. İkisini de korumaya çalıştık. Geçtiğimiz yaz çok zordu. Pedagoglara gittik. Bebekle kimse ilgilenemedi herkes Ali’yle ilgilendi. Sonra okula başladı o da çok zordu. Hâlâ biri bize gelse ve bebekle ilgilense hemen ayarı kaçıyor, bağırıyor, ödevini yapmıyor. Ama ben zamanla düzeleceğine inanıyorum.

- Oğlunuz Ali’yle ilgili sıkıntılı bir dönem yaşamıştınız. Şu an sağlığı nasıl?

Üç aylıktı göz kapağı şişmeye başladı. Önce arpacık sandık. Doktora götürdük. Hemanjiom adında bir çeşit tümörmüş, anne karnında olurmuş ve 10 yaşına kadar falan geçmeyebilirmiş. Ama kimisi de 2.5-3 yaşında geçermiş. Ben de her zamanki sabrımla beklemeyi tercih ettim. Gerçekten de geçti. Ama sol gözü neredeyse kapanmıştı. Allah geçici dertler versin. Ama o dönem tabii çok üzüldük. Nazar mı değdi dedik. Konuşamıyordu, canı acıyor mu diye düşünüp üzülüyorduk.

“Yetemediğim, çaresiz hissettiğim çok an oluyor”

“Sosyal medyada herkes mükemmel anne”

- Özellikle annelerde yetersizlik duygusu çok hakim. Sosyal medyanın da bu noktada olumsuz etkisi oluyor. Yeni annelere neler söylemek istersiniz?

Yetersizlik duygusu bende de oldu. Bu çok hastalıklı bir duygu. O çocuk öyle, bu çocuk böyle, o şunu yapıyormuş gibi. Bende de vardı bu. Hâlâ da var. Sosyal medya bir yalan. Neyse ki bunu biliyorum. Orada herkes mükemmel anne, mükemmel kadın. Ben de çoğu zaman dalga geçiyorum. Mükemmel olmak zorunda da değiliz. Her şeyden önce insanız, bunu bilerek doğmuyoruz. Zamanla öğreniyoruz. Her çocuk da farklı. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışan, mümkün olduğu kadar da çocuklarıyla vakit geçirmeye çalışan bir anneyim.

“Ekonomi okudum ve çok mutsuz oldum”

- Çocuklarınız için hayalleriniz neler? Onları nasıl desteklemek istersiniz?

Hiç somut hayal kurmuyorum, hayat bana bunu öğretti. Hayal kurmak çok büyük bir lüks. Temennim, çok mutlu, sağlıklı olmaları, istedikleri işi yapabilen, ruhlarını besleyebildikleri bir hayatları olsun. Çocuğun neye ilgisi varsa onu desteklemek isterim. Okul konularında hiç hırsım yok. Ben hep oyuncu olmak isterdim ama annemin babamın zoruyla ekonomi okudum ve çok mutsuz oldum.  İnsan sevdiği yerde, sevdiği insanlarla, sevdiği işi yapmalı.