SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Kendimi seviyorum

Kendimi seviyorum. Ben beni pek çok seviyorum. Her halim şahane, iyi ki varım. Yaşamın iyi, güzel, kazançlı tarafıyla bağ kuruyorum.

Kendini sevmek? Bencillik mi? Yoksa şımarıklık mıdır?

Kendinizi en son ne zaman sevdiniz? Kendinizi gerçekten ilk ne zaman sevmeyi denediniz?

Kendini sevmek, ne istediğini bilmektir çoğu zaman. Çoğu zamanda evet kendini şımartmak tır.

Bugün hayır demeyi tercih etmek ve eve dönerken kendine bir bardak kahve alıp yol boyu sevdiğin müzikle yürüyebilmektir. Tüm bedenini sabote eden gürültü ve insan kalabalığından kendini sıyırıp kendinle yakınlaşabilmektir. Kendinden vazgeçmeden bir başkasını sevebilmek ve ona saygı göstermektir. Kendini sevmek gereksiz alçakgönüllülükten uzakta sende var olan ve o var olan ile dizayn ettiğin yaşamın teşekkürünü kabul etmektir.

Neden mi teşekkür ediyoruz? Teşekkür ediyoruz çünkü bu dünyaya içimizde var olan gerçek güç ile geldik. Bize verilen hediyeleri samimiyetle, özgürce kabul etmek, kendimizi var olan halimizle göstermek ve onunla devam etmek en büyük hakkımız. O hediyeler ile parlayan yaşam, gözlerinin içi ve yüzün en büyük hediye değil de nedir?

Kendini sevmek kendini bilmek ve kabul etmektir.

Önce kendini kabul etmek. Önce kötü, umutsuz, çirkin halini görmek. Onu değiştirmek yerine onunla barışan ve onu sevgi ile dönüştürmeye sana hizmet etmeyen tarafını hizmete sunmaya niyet etmektir.

Bugün kendini kategorize etmeyi bırakmayı dene. Yaşamın sana sonsuz bir kaynaktan yönelttiği güzelliği, mutlak sevgin ve kendinle buluştur. Her halinle güzelliğin, her halinle gülüşünü sakladığın ellerin senin ve onlar ile sarıldığın kendini hatırla.

Tüm harika yanlarını keşfe çıkmayı dene bugün. Ağladığın, kızıp öfkelendiğin. Çünkü onlarda senin bir parçan, seni sen yapacak olan deneyimlerin ve tecrübelerin. Sevgini onlardan esirgeme insan olduğunu unutma. Kendini sevmeyi unutmadığın gibi.

Kendini bil. Kendini bil ki karşına gelen seni incitecek duygu ve düşünceler ile karşılaştığında bilmek halini hatırla ve bir adım daha ilerle.

Bugün kendini sevmediğin kadar çok sev. Öyle sev ki ışığın, çevreni aydınlatsın. Gülümsen bir gözyaşına çiçek açtırsın. Çiçeğini koparmadan kokla. Işığını hatırla.

Hayatın yol göstericiliğine inanın.

Yaşamınızın bereketle ve bollukla eşleşip birleşmesine niyeten,

Şifa olsun,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

@ebrudemirhan.ytm

Yazının devamı...

Kendime inanıyorum

Yeteneklerimi özgür bırakıyorum. Kendimi gerçekleştirebileceğime inanıyorum. Yapabilirliğimi kabul ediyorum. Ben bana inanıyorum.

Yüzümü güneşe dönmeyi ve onun var eden gücünü kabul ediyorum. Ben içimde bir yerde gizli kalmış gücümü kabul ediyorum. Yağmurlu gecelerin sabahı her zaman tertemiz kokar, rahatlamış ve temizlenmiş olur toprak ve gökyüzü. Kendime inandığım zaman yapabileceklerimden sonra hissettiğim gücün yansıması gibi.

Yüzümü güneşe dönüyorum ve onun yeniden yaşam veren, çoğaltan ve yükselten enerjisini kabul ediyorum. Hayal ettiğim yaşamın kanatlarını kendi gücüm ile açıp ilerlediğimde göklerden bana gözüken özgürlüğü ve uçsuz bucaksız gökyüzünde devam etmeyi seçiyorum.

Bugün ben kendimi seçiyorum, içimde var olan yaratım, onarım, var eden ve yok eden gücü. İsteklerimi ve hayallerimi mutlak sevgi ile birleştiren varlığımı ve o güçlü varlığı kabul ediyorum.

Yaşadığım tüm zaman dilimleri içinde en güzel yemek yapan olmayabilirim, fakat o yemeği hazırlamak için dışarı çıkıp yaptığım alışveriş, yemeği yaparken geçirdiğim vakit, o vaktin içinde yaşadığım tüm duygular beni kendimi gerçekleştirmeye, özgürleşmeye ve var edebilme gücü ile inancımı güçlendirecektir. Çünkü halen ellerim, parmaklarım ve kalbim ve aklım o tarifi hatırlar ve gerçekleştirmeye hazırdır.

Kendine inandığında, gördüğün güneş ve ay sana daha parlak gelmeye yapabileceklerin kapalı kapılardan gün yüzüne çıkmaya seni ve içinde bulunduğun dünyanı daha iyi aydınlatmaya başlayacaktır. Bir akşam evine dönerken kendine topladığın bir demet papatyanın kokusu ve seni içine alan duygu seninle birlikte yaşamaya başlayacak.

Kendi gerçekliğin ile karşılaştığında yapabileceklere inan ve devam et, sen tüm evreni içinde barından ve aynı evreni bir yaşam kaynağı olarak kullanabilen eşsiz bir varlıksın. Yaşamın sana getirdiği canlılığı ve kaynağı kullanmayı öğren. Hayatın sana sunduğu fırsatları görebilmeyi ve onlarla nasıl ilerlemen gerektiğini öğren. Sen kendine inan.

Hayatın yol göstericiliğine inanın.

Yaşamınızın bereketle ve bollukla eşleşip birleşmesine niyeten,

Şifa olsun,

Ebru Demirhan
www.ebrudemirhan.com
@ebrudemirhan.ytm

Yazının devamı...

Duygular ve düşünceler

Aklımla kalbimi, duygularımla düşüncelerimi birleştiriyorum. Kalbin ve aklın neşeli uyumuyum.

Bazen insanın mola vermesi gerekir. İzlemek ya da yalnızca seyretmek için. Belki amansız bir kalabalığı belki de sığı bir tenhalığı. Dinlenmesi ve dinlemesi gerekir. Kaybettiği dengenin yenilenmesini araştırması gerekir. Sessizlikte düşünür ya insan “bir şey eksik” der ya, eksik olanının peşi sıra kaybolur gider sonrasında. Geri döndüğünde ise başladığı yerden pek de ayrılmadığını fark eder.

İnsan bazen kaybolmalı ki bedenin, zihnin ve aklın dengesini yeniden sağlayabilsin. Aklını okuyabilmeli insan kalbindeki yerini bulabilmesi için. Aklını gözlemlemeli düşüncelerini takip edebilmek ve kaybolmamak için. Kalbini ve aklını görebilmeli insan bedenini dengede kalmasını sağlaması için.

Gün içinde şaşırabiliyor bu üçlünün yeri, zamanı ve uyumu. İşte orada kısa bir devre oluyor hayatlarımızda. Bazen bir öfke bazense hüzünlü bir dalgınlık. Hep mi mutluluk ve neşe elbette neden olmasın. Elinle kalbini, ruhunu ve bedenini hissettiğinde acının içinden geçerken ki gücü, yersiz bir öfkenin içinde bulunduğunda o öfkenin kaynağını yakalayabilirsin.

Bugün göremediğin kendinin gözlerinin içine bakmayı öğrenebilirsin. Kalbini düşüncelerinle birleştirdiğinde sevgiyi, aşkı, şefkati ve o yumuşak hisleri bedeninde taşıyabilirsin. Her şey bir frekans içinde dönüyor. İzlediğin evren içinde. Coşkulu duyguların ve neşen içinde. Avuçlarının içinden yayılan enerjinin gücünü fark et. İçinde yarattığın pozitif duyguların yayılıp büyümesine yardımcı olabilirsin. Ve çoğalan güzellikler çevrende yeni yeni filizlenen bir çiçek gibi büyüyüp çoğalır. Sen kalbinle birleştiğinde, kalbini güzele bakan düşüncelerinle birleştirdiğinde sonsuz neşe ve mutlulukla uyumlanırsın.

Sen neredeysen içinde hissettiğin mutlak sevgi seninledir. Kalbinle ve aklınla uyumlanmaya niyet et, neşe hep senin yanında olacaktır.

Hayatın yol göstericiliğine inanın.

Yaşamınızın bereketle ve bollukla eşleşip birleşmesine niyeten,

Şifa olsun,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

@ebrudemirhan.ytm

Yazının devamı...

Kendimi ifade ediyorum

İfademin zenginliğinden faydalanıyorum. Her rengin her tonuna sahip olan ifade yelpazemi kullanıma açıyorum. Kendimi açık ve net ifade ediyorum. Anlıyorum, anlaşılıyorum.

Kelimeler renkler gibidir. Ahenk içinde birbiri ile uyumla hareket ederler. Bazen sözcükler ile bazense bir bakışın derinliğinde. Gözlerin içinde saklı olan rengin büyüsünde. Kelimeler, rengin büyüsüdür. Bazen sesli bazense sessizce içimizden gelip geçerler. Işığında parlayan gökkuşağının renkleri gibi..

Yağmurdan sonra ortaya çıkarlar. Ya da gün yüzünün en aydınlık tarafında. Anlatımı oldukça keyiflidir. Anlaşılması da.

Kendimizi sözcüklerin o renkli büyüsünün içinde ifade edebilmeyi seçiyorum.

Kelimelerin ağızdan ilk çıktığı halinin hissini. Özellikle sevgi varsa, şefkat varsa. Duyduğunun sesi tanıyabilmeli insan. Kendi sesinin ifadesini yitirmemeli. Söylediklerinin içinde kaybolmadan berrak bir hava içinde sürdürmeli yaşamını.

Dünyayı sevgi kurtarır demiştik. Sevgiyi dağıtmanın en yalın halidir sözcükler içindeki tını. Tıkılıp kalmamalı kısıtlı kaynakların içinde. En derinde en yalın hali ile konuşmasını sürdürmeli. Sürdürmeli ki anlaşılsın, anlatabilsin, duyabilsin ki kendini ifade edebilsin.

İfadelerimiz doğru kullanıldığında neler başarabildiğimize bakalım. Kötücül bir durumdan nasıl rahatlıkla sıyrıldığımızı bir yarayı iyileştirdiğimizi gülümseyen bir yüze ortak olmayı. Ve en önemlisi de kendimizle olan bağımızı güçlendirdiğimizi. Bedenimize yansıyan o mutluluk titreşimini.

Sözcüklerin büyüsünü her gün, her sabah kendinize söylediğiniz kötü bir sözcüğün içinizde oluşturduğu negatif duygusu ile ters çevirmeyi deneyin bugün. Hemen şimdi başlayın. Ve bugün kendinize önce “Nasıl olduğunuzu” sorun? Bugün nasılsın? Ufak bir tebessüm ve ardındaki sözcüklerin kabinle ve dünya ile uyumunu. Çok şey konuşmadan yalnızca doğru ve net kelimeler seçerek kendinle olan bağı güçlendir. Bu bağ ile dünya ile aranda oluşan bağı ve sonrasında anlaşılmayı öğren. Renklerin ve gök kuşağının ağzından çıkan sözcüklerle nasıl bir birliktelik içinde olduğunu.

Kendini ifade etmenin nasıl bir gökyüzü yarattığını. Yaşamın içinde akıp giderken kelimelerin gücüne ve kendi gücüne inan.

Hayatın yol göstericiliğine inanın.

Yaşamınızın bereketle ve bollukla eşleşip birleşmesine niyeten,

Şifa olsun,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

@ebrudemirhan.ytm

Yazının devamı...

Yeni başlangıçlara açılıyorum

Her an seçimler içerir. Kendimizi hazır hissettiğimiz an yeni bir yola adım atabiliriz. Dilediğimizde yeniden yeni bir yol seçebiliriz. “Yeni başlangıçlara açılıyorum” diyerek ilerleyebilirsiniz.

Doğduğumuz andan itibaren farkında olarak bilerek ya da farkında olmadan aslında yeni yeni sayfalar içinde devam ediyoruz. Zaman zaman kendimize hatırlattığımız “artık temiz bir sayfa açıyorum” lafı aslında fark etmeden tüm yaşamımız boyunca bizimle ilerlemektedir. Bizler zannederiz ki en büyük değişimler kocaman adımlar ile gerçekleşir. Her gün yeniden başlar. Aynı gibi gözükse bile her gün yeniden başka, başka hisseder, başka, başka konuşuruz. Çünkü bizler her gün yenileniriz. Her gün yeni bir başlangıç yaparız. Tercihlerimiz ve seçimlerimiz içinde devam edip gider bu döngü.

Hazır mısın? Bugün yeni bir başlangıç yaptığının farkına varmaya? Her gün yeniden nefes aldığını hatırlamak ister misin? Nefesinin gücü ile bir adım at ve bugün başlamadığın o kitaba başla. Gitmediğin o filme git. Hep almak istediğin o kıyafeti al.

Bebek adımları ile başla. Her bir minik adım seni o kocaman sahilden büyük okyanus ile buluştursun. Hazır hissettiğini düşündüğün ve alıp ceketi çıkıp geçtiğin zamanları düşün. O anda hissettiğin duyguyu hatırla ve devam etmenin gücünü bir kez daha yaşamaya başla.

Korkma adım atmaktan, değiştirip dönüştürme gücünden. Her gün yaptığın minik değişiklerin aslında kocaman değişimlerden farkı olmadığına inan. Değişimin konfor alanından çıkmanın ve hep bahsedilen güvenli limanlarda aynı kısır döngü içinde debelenmenin sana bir yararı olmadığını anlayıp açık denize yol aldığında koskoca dalgalar ile mücadelenin sana nasıl hissettirdiğini hatırla. Korkma, vazgeçme ve devam et ve bunun keyfini sorunsuzca yaşa.

Hem “Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir" diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?” dememiş miydi Şems-i Tebriz.

Şimdi oturduğun yerden doğrul ve kalbinin sana hissettirdiği o hayaline, değiştirmeye çalıştığın yaşamına doğru yol al.. Yaşamın sana göz kırptığı anları hatırlamak, yenilenmek için.

Hayatın yol göstericiliğine inanın.

Yaşamınızın bereketle ve bollukla eşleşip birleşmesine niyeten,

Şifa olsun,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

Yazının devamı...

Zamanın hediyeleri

Zamanla uyumlanıyorum. Zamanın akıp giden alanından sıyrılıp onunla birlikte ilerlemeye niyet ediyorum. Zaman ve yaşam kavramlarını birbirine eşleştiriyorum ve ilerliyorum.

Zaman öyle değerli, öyle önemli ki.. Bir dönüp bakmışız ve geçmiş yıllar diyoruz.

Bir anda. Ayağa kalktığımız ve yürümeye başladığımız andan itibaren bir zaman yarışı içindeyiz. Yetişmeye çalışırken yorulduğumuz, yetişemeyince hayal kırıklığı, başarısızlıklar yaşadığımız bir kavram zaman. Pişmanlıkları, keşkeleri içinde barındıran kocaman bir gökyüzü.

Oysaki onunla barışmayı seçersek nasıl olacağını hiç düşündünüz mü?

Tüm yapılacaklar listesini bir kenara bırakalım. Her mevsim geçişinde, her ay döngüsünde kendimize ritüeller yaptığımız o bırakmak eylemini, zaman için yapalım.

Aceleye getirilmeyecek şekilde yaşamayı öğrenelim. Düzenlemeye, fazla olanı, bize ait olmayanı bırakalım. Elimizde bize hizmet edecek en değerli şeyi zamanı alalım ve o zamanın içine yerleştireceğiniz en temel duygu “sevgiyi”.

Bırakalım bugün bizi gülümsetmeyen yüzleri, artık üzerinize giyinmediğimiz eski giysileri, bedenimize iyi gelmeyen yiyecekleri ve kendimizde bilinçaltımız da kalıplaşmış olan negatifleri.

Derin bir nefes alın. Arkanıza yaslanın ve kendinize zamanınızı geri vermek için temiz bir sayfa ayırın.

Şairinde dediği gibi “hayat kısa kuşlar uçuyor”

Hayatımız uzun olduğu kadar kısacıkta. Ona iyi davranın. Zamanın getireceklerine ve mucizelerine inanın ve devam edin.

Yaşam size zamanın tüm güzelliği, bolluğu, bereketi ve uyumu ile yol göstersin.

Zamanla kalın zamansız kalmayın.

Hayatın yol göstericiliğine inanın.

Yaşamınızın bereketle ve bollukla eşleşip birleşmesine niyeten,

Şifa olsun,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

@ebrudemirhan.ytm

Yazının devamı...

Gülümsemek

Tüm hücrelerimle geçmişim, anım, geleceğim ile birlikte gülümsüyorum. Şu an yeni bir yaratım anındayım.

İnsanoğlu zamanın var oluşundan itibaren kelimeler, sesler, el ve beden hareketleri ile birbiri ile iletişim kurmaya başladı. Bir insan ile anlaşabilmenin özgürlüğünü karşımızdaki insanın bize verdiği geri bildirim ile anladı. Ve gülümsemenin en az konuşmak kadar önemli olduğunu anladı.

İnsanlara, hayata, hayatın zorluklarına karşı gülümsemek en büyük ilaç. Ve bu ilacın etkisi, bize verdiği gücü zaman zaman unutsak da, çok derindir. “Güzel söz yılanı bile deliğinden çıkarır”, gülümsemek de karşımızdaki insanı ve kendimizi ifade halimizi daha belirgin, anlaşılır ve etkileyici tutar.

Gülümsemek, bizleri ne kadar uzakta da olsak birbirimize yakınlaştırır. Kendimizle olan uzaklık da buna dahil. Şöyle düşün; geçmişi her ne olduysa gülümseyerek hatırlamak mı bizi şu an da mutlu eder, yoksa üzüntüyle, kızgınlıkla hatırlamak mı? Kalplerin kırgınlığını, düşüncelerin uyuşmazlığını bir kenara bırakalım ve önce geçmişle barışalım. Bizi geleceğe hazırlayacak olan, yetiştiren ve büyüten geçmişimiz. Ve şimdi gelecek adına, geçmişin kaygısını, negatif duygularını ve bizi kötü etkileyen durumları geride bırakıp geleceğe kocaman bir gülümseme ile kucak açalım. Geleceğin pozitif kalarak kurgulanabileceğini bilerek, şimdi şu anda yaşayarak ve gülümseyerek devam edelim.

Kendimiz, çevremiz ve sağlığımız için gülümseyelim. Çünkü gülümsemek bulaşıcıdır. Köprüler kurar, sevgi akışını sağlar. İnsana huzurlu olmayı, neşeli ve mutlu olmayı hatırlatır.

Gülümsemek anlayış göstermektir. Hediyedir. Güçlü kılar.

Şimdi kendinize kocaman bir gülümseme armağan edin, tüm bu yazıyı gülümseyerek okumayı yeniden deneyin ve her şeyin önce kendinizden başladığını ve bugünün artık sizi yeni bir yaratım gücüyle doldurduğunu, kendi gülümsemenizde görün. Gülümseyin...

Hayatın yol göstericiliğine inanın.

Yaşamınızın bereketle ve bollukla eşleşip birleşmesine niyeten,

Sevgi ve şifayla kalın,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

@ebrudemirhan.ytm

Yazının devamı...

Geleceği Tasarlamak

Doğumdan itibaren insanoğlu geleceğe doğru ilerlemek için çalışmalar yaptı. Geniş kitleler olarak bilimsel, kültürel, teknolojik anlamda hep bir adım ileriye doğru gidebilmek için sınırlarını, konfor alanlarını zorladı. Kişisel olarak ise sahip olduğumuz yaşamın daha iyi olabilmesi için her şeyi sorguladık. Daha iyi bir ev hayalini kurduk, daha yeni bir araba. Yaşadığımız gerçeklik bizim hayallerimiz, sözlerimiz ve titreşimimizin bir sonucudur. İnsanoğlu bilir ki içinde var olan bilgelik geleceği tasarlama adına ona yol gösterici olacaktır.

Yaşantımıza geçmişin getirdiğimiz yükleri taşımak ya da taşımamak kendi elimizde. Yaşamı yeniden kurma ve kurgulama halimizi gözden geçirmeliyiz. Kendi frekansımızı yükselttiğimizde her şey kendiliğinden oluşacaktır. Örneğin; “Ben kendi varlığımı ve bu dünyadaki varlığımı sevgi, şefkat, güvenle, bolluk ve bereket ile kabul ediyor ve buna en uygun olanı yaşamaya niyet ediyorum” dediğimizde kendimiz için oluşan gelecek kurgusunu yönlendirebiliriz. Niyetlerimiz ve kendimizi konumlandırdığımız yer önemlidir. İnancımızı kendimizin daha yüksek bir frekansa geçmesi için kullanmalıyız.

Bilinçaltımız anne rahminden başlayarak kayıt tutar ve sonrasında bu kayıtların doğrultusunda makro evrene mesaj gönderir. Bilinçaltımızda kayıtlı olan kalıplar bizim gelecekteki halimizi etkiler. Oysaki bilinçaltımızın öncesi ve sonrası yoktur. Her şeyi bir bütün olarak alır ve ona göre ilerler. Geleceği tasarlamak ve hayal ettiğimiz gelecekte yaşamak için bilinçaltının dilini öğrenmek ve onun anladığı dili kullanarak yaşamımızı kurgulayabiliriz.

Bugün kendinize bir inanç tohumu ekin ve her gününüzü bu tohumun canlı kalabilmesi için pozitif sözle, duruşla ve aksiyonla destekleyin. Şimdi şu anda buradasın, merkezindesin. Evrende her şey senin merkezinden sana doğru hizalanır. Şimdi sadece andasın. Bedenine yumuşak derin bir nefes al. Kalbindeki ışığa odaklan, sana ait yoldasın, şimdide şu andasın.

Hayatın yol göstericiliğine inanın.

Yaşamınızın bereketle ve bollukla eşleşip birleşmesine niyeten,

Sevgi ve şifayla kalın,

Ebru Demirhan

www.ebrudemirhan.com

@ebrudemirhan.ytm

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.