SAĞLIK
YEMEK
ASTROLOJİ
GÜZELLİK

Çocuğa Harçlık Vermek, Onun Sorumluluk Duygusunu Geliştirir!

Ailelerin çocuklarına harçlık vermesi onlarda sorumluluk ve sahiplenme duygusunu geliştirir. Çocuklar bu sayede isteklerini erteleyebilme ve ihtiyaçlarını sıralayabilme becerisini kazanırlar. Aile aslında böylece çocuklarına tasarruf etmeyi öğretmiş olur. Çocuk ya da ergen, harçlık alarak ailede kendisini değerli hissederek varlığını kabul eder.

Çocuğa verilecek harçlığın yaşına, sosyoekonomik düzeyine ve arkadaşlarının ne kadar harçlık aldığına göre ayarlanması gerekir. Sınıfındaki diğer çocukların çoğunlukla aldıkları harçlık miktarı ve çocuğun gündelik zaruri harcamaları göz önünde bulundurularak, en azından ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeterli ve düzenli periyodlarla harçlık verilmeli.

Ülkemizde ilkokul birinci sınıf öğrencisine de harçlık veriliyor. Çocuk ancak 10 yaş itibarıyla para kullanma becerisini edinebilir, parayı güvenle taşıyıp koruyabilir ve paranın üstünü tam olarak getirmek sorumluluğunu alabilir. Onun öncesinde harçlık, günlük sadece ihtiyacı olacak kadar verilmeli ve parasını nasıl harcadığının takibi yapılmalı. 10 yaşından itibaren harçlık haftalık verilebilir. Lise döneminde aylık olarak verilebilir.

Harçlık rüşvet olarak kullanılmamalı

Ailelerin harçlığı, çocuğa yaptırmak istedikleri davranış için bir rüşvet olarak asla kullanmaması gerekir. Parasını biriktirme veya harcama kararı çocuğun kendisinde olmalı. Ancak çocuğun parasını harcadığı yerler yine iyi izlenmeli ve çok hissettirmeden denetimi yapılmalı. Çocuk, aşırı pahalı, gereksiz harcamalara karşı uyarılmalı. İlgi ve merakı doğrultusunda doğru ve yararlı şeylere para harcaması, ihtiyacı doğrultusunda alışveriş yapması için rehberlik edilmeli. Çocuğa ihtiyacından fazla para vermek sanıldığı gibi ona mutluluk değil, mutsuzluk ve doyumsuzluk getirecek, parayı harcamasının kontrolünü güçleştirecektir. Bu durumda çocuk israf etmeyi öğrenir ve doyumsuz olmaya başlar.

Seyitoğlu, F. (2017). İstanbul: HayyKitap.

Fazilet Seyitoğlu

Uzman Klinik Psikolog

www.myfamilyterapi.com

Yazının devamı...

Yaratıcı, Meraklı ve Hayalci Çocuklar İçin Uyku Vakti Önerileri

Uyku vaktinde, çocuklar beyinleri aktif iken ‘pause’ düğmesine basma konusunda zor zamanlar yaşayabilirler. Ev halkının diğer bireylerinin neler yaptıklarını merak ederler, canavarlar ve diğer korkutucu yaratıkların evlerini istila etmesi konusunda endişeye kapılırlar, uyku dışındaki bütün şeyleri düşünmeyi tercih ederler.

Yetişkinlerde de olduğu gibi, çocukların da uykuya ihtiyaçları değişebilir, fakat uzmanlar çocukların fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak en iyi performansı gösterebilmeleri için daha fazla uyumaları gerektiğini savunur. Bebekler en iyisini yaparlar, günde 14-15 saat uyurlar ve bunu gündüz ve geceye yayarlar. Bebekler ilk yaş günlerinden 3 yaşlarına kadar, 12 ile 14 saat aralığında uyumalıdırlar. 3 yaşından 6 yaşına kadar, 10 ile 12 saat arası en iyisidir, sonrasında 12 yaşına kadar çocuklar hâlâ fazla uykuya ihtiyaç duyarlar, gecede 10 ile 11 saat uykuya ihtiyaçları vardır.

1. Uyku odası. Bir odanın iyi bir uyku odası olabilmesi için sessiz, güvenli ve karanlık olması gerekir. Çocuğunuz odasını huzur ile ilişkilendirebilmelidir. Odanın uygun bir ısısının olması, içerisinde televizyon, telefon veya diğer elektronik araçların olmaması gerekir.

2. Duygusal bağlantı. Uyku vakti birçok çocuğun endişeye kapıldığı ayrılık vaktidir. Uyku vakti yaklaşırken, çocuğunuz güvende olduğunu ve duyulduğunu daha çok bilmeli, yani sevginizi güvence altında hissetmelidir.

3. Egzersiz ve açık hava zamanı. Çocuklar bedenleri de zihinleri kadar yorulduğu ve açık havada bolca vakit geçirdikleri zaman daha iyi uyurlar.

4. Dolu fakat uyku vakti yaklaştığında doldurulmamış mide. Açlık uykuya engel olabilir, uyku vaktine yakın çok fazla miktarda öğün yemenin engel olacağı gibi.

5. Her aletin kapanmış olması. Uyku vaktinden bir saat veya daha öncesinde telefonlar, televizyon ve diğer ekranlar, bütün elektronik aletlerinizi kapatın. Uyku vaktine yaklaştığınızda, çocuğunuzun odasındaki ışıkları söndürün, kapının altından veya dışarıdan belki bir gece lambası veya gece lambası türü bir ışık açık bırakılabilir.

6. Uyku vakti alışkanlığı. İyi uyku alışkanlıkları haftanın 7 günü istikrar gerektirir. Tuvalet vakti, devamında dişleri fırçalama, yüz yıkama, iki şarkı, bir masal veya size ve çocuğunuza uyan herhangi bir yatağa hazırlık aktivitesi. Sabırlı olun, sakin, sevgiyle ve sistematik bir şekilde davranın. Eğer acele ettirirseniz, çocuğunuzu uykuya ve yatağa hazırlama girişiminizde hızlıca baltalarsınız.

7. İyi geceler günlüğü. Geçirdiği gün hakkında yazmak veya çizmek, çocuğa düşüncelerini gözden geçirmesi, beynini temizlemesi ve vücudunu sakinleştirmesi konusunda yardımcı olur.

8. Sarılacak bir arkadaş. Favori pelüş hayvanı, oyuncak bebeği veya bir battaniyesi çocuğun uykuya giderken rahatlamasını sağlayabilir, ailenin sıcaklığının ve rahatlığının yerini tutabilir.

9. Vücut taraması yaparak minnettarlık göstermek. Çocuğunuzun yanına uzanabilir veya oturabilirsiniz; gözlerini kapatmasını isteyebilir, sizinle birlikte hayal etmesini sağlayabilir ve buna ayaklarınızdan başlayabilir tüm vücuda doğru geçebilirsiniz: “İyi geceler, ayaklarım. Yatağa geçtiğiniz ve sonunda dinleneceğiniz için mutlusunuz. Bugün çok çalıştınız, koştunuz, yürüdünüz, zıpladınız ve tırmandınız. İyi geceler bacaklarım. Çok ağır hissettin, şu an çalışmıyor olmana memnunum. Teşekkür ederim tüm gün hızlı yürümeme izin verdiğin için. İyi geceler karnım ve göğsüm ve tüm organlarım. Teşekkür ederim sağlıklı yemekleri ve havayı benim için enerjiye çevirdiğiniz için ve büyümeme yardım ettiğiniz için. İyi geceler kollarım. Bugün kaldırmak, sarılmak ve bir şeyler yapabilmeme yardımcı olmak ile meşguldünüz. İyi geceler ellerim. Teşekkür ederim bana çizimlerimde, boyamalarımda, yazı yazmamda, bir şeyleri tutabilmemde ve oynamamda yardımcı olduğunuz için. İyi geceler başım. Teşekkür ederim tüm düşünme, tatma, merak etme, koklama ve duymada yardım ettiğin için. Tebessüm gönderiyorum vücudumun tüm kısımlarına ve beni Yaratan’a da teşekkür ediyorum hafifçe uykuya dalarken.”

10. Nimetlerinizi saymak. Çocuğunuzla birlikte gün içinde gerçekleşen tüm iyi şeyleri yazdığınız bir liste oluşturun, her nazik sözü veya güzel eylemleri, gün içinde size mutluluk sağlayan her kaynağı listenize alın. Ve bunlar için şükran hislerinizi Yaratanınıza iletin. Bunu yapabilmenin birçok yolu var, çocuğunuza bunu bir ninniymiş gibi de söyleyebilirsiniz.

11. Sabahı amaç edinmek. Çocuğunuza amaç oluşturmasını önerin. Örneğin, “Ben sabah yenilenmiş ve güne hazır bir şekilde uyanacağım.”

12. Düzenli nefes almak. Çocuğunuza, dikkatini nefes alışına vermesini öğretin, nefesini içine çekerken 5’e kadar sayın, sonrasında tekrar 5’e kadar nefesi dışarı vermesi için sayın. Bu egzersizi çocuğun kendisinin 5 kere yapmasını sağlayın, eğer hâlâ uyanıksa, aynı egzersizi bir daha yapabilirsiniz.

Dikkat!

Olağan olmayan bir şekilde aktif, meraklı, hayalperest veya kaygılı çocuklar ihtiyaçları olan uykuyu almakta zorlanabilirler. Tüm çocuklar burada açıklanmış olan farkındalık tekniklerinden ve alışkanlıklardan yararlanabilir. Değişim, stres ve karmaşa süreçlerinden geçen çocuklar için bu öneriler özellikle önemlidir.

Kaynak: Seyitoğlu, F. (2016). , HayyKitap.

Yazının devamı...

Anne Babalar, Akıllı Telefonlarınızı Bırakın ve Çocuğunuzla Oyun Oynayın!

Amerikan Pediatri Akademisi’ndeki çocuk doktorları, okul öncesi çocukların konuşma ve dil gelişimiyle ilgi olarak anne babalara bazı tavsiyelerde bulunuyor.

Çocuk doktorları ve ruh sağlığı uzmanları evde akılı telefon ve tabletlerle daha az zaman geçirmek ve anne babaların küçük çocuklarıyla birlikte yüz yüze interaktif oyunlar oynamalarını öneriyor ve teşvik ediyor.

Anne babalar bu yüzyılda her zamankinden çok daha fazla koşuşturuyorlar ve dünyayla bağlı kalmak için de akıllı telefonlarına bağlı olmak zorundalar. Fakat çocukların beyin gelişiminin %80’inin hayatlarının ilk üç yılında gerçekleştiği söz konusu iken bu beyin gelişimi, istikrarlı sözlü ve sözsüz, insan insana olan etkileşim ve iletişimlerle beslenir. Dolayısıyla mümkün olduğunca ebeveynler telefonlarıyla uğraşmak ve teknolojiye bağlı olmak yerine, çocuklarının öğrenme becerilerini geliştirmek adına onlarla kaliteli bir vakit geçirmeye odaklanmalılar.

Peki, bir ebeveyn okul öncesi çocuğunun dil öğrenme becerisi ve iletişim yeteneklerine en üst seviyede katkıda bulunmak için neler yapabilir? İşte bazı pratik öneriler:

1. Çocuğunuzla beraber pratik oyunlar oynayın. Bu pratik oyunlar çocuğunuzla yüz yüze etkileşimi teşvik ederken, onlara konuşma sırasını öğretir, bağlanma ve iletişim becerilerinin önemli parçalarını güçlendirir. Öpücük üfleme, el sallama ve alkışlama gibi aktiviteler de çocuğun sosyal gelişim becerilerini inşa etmesine yardımcı olur. Bu oyunları oynarken unutmayın, ellerinizin özgür olması gerekiyor!

2. Okul öncesi dönemdeki çocuğunuzla birlikte kitap okuyun, bloklarla oynayın, bir parkta aynı köpeğe bakın. “Aynı anda iki insan aynı şeye odaklanmasına, ‘ortak dikkat’ diyoruz.” Ortak dikkat becerisi, sosyal gelişimin ve dil gelişiminin hayati bir parçasıdır. Aynı zamanda bir çocuğun başka bir kimseyle deneyimlerini paylaşmasına ve başkasının bakış açısını görmesine müsaade eden önemli bir sosyal beceridir. Ortak dikkat, çocuğun söyledikleri ya da yaptıklarıyla ilgilendiğinizi kendisine göstermiş olur. Fakat ebeveynler telefonlarıyla ilgilendiklerinde, çocuklarıyla ortak dikkat becerisini geliştirememiş ve çocuğun bu becerisini inşa etmek için anahtar bir fırsatı kaçırmış olurlar.

3. Çocuğunuzla birlikte körebe, saklambaç, el el üstünde gibi geleneksel interaktif çocuk oyunları oynayın. Kovalamaca oynayın ve çocuğunuzla beraber koşturun.

4. Doğa yürüyüşünün çocuğunuzla birlikte keyfini çıkarın. Çevrenizdeki doğa mucizelerine çocuğunuzun dikkatini çekin. “Şu büyük bulutlara bak,” ya da “Bu çimene bir dokun. Yağmurdan ıslanan çimenin kokusunu içimize çekelim.” gibi şeyler söyleyin. Küçük çocuklar özellikle keşfetmeyi çok severler ve uzun bir süre de anne babaları için birçok soruları olacaktır. Doğa, çocukların özünde olan merak duygusunu teşvik ve tatmin eder.

Çocuk doktorları küçük çocukların beyin gelişimi ve öğrenme becerisi için oyunun önemini vurguluyorlar. Bu geleneksel çocuk oyunları çocuk gelişimi ile ilgili yüzyıllar süren bilgeliği yansıtıyor.

Yarım yüz yıl önce, 1977 yılında doğa bilimci Marie Winn, The Plug in Drug kitabında televizyonun küçük çocukların beyin gelişimi üzerindeki etkisi hakkında uyarılarda bulunmuştu. Winn ebeveynleri çocukların erken televizyona maruz kalmanın “insanlığını yitirme, mekanikleştirme, gerçekleri ve hayatta karşılaştıkları ilişkileri daha az gerçekçi kılma”ya sebep olması konusunda uyarmıştı. Günümüzde küçük çocukların anne babalarının verdiği dijital mücadele yalnızca televizyon için de değil; çok çeşitli elektronik medya aletleri bu mücadeleye dahil oldu ve anne babaların işlerini daha da güçleştirdi.

Anne babalar artık dikkatlerini çocuklarının hayatlarının ilk 3 ile 4 yıllık bölümüne vererek, çocuklarının beyin gelişimi, dil gelişimi, sosyal ve duygusal gelişim ve iletişim becerilerini etkileme fırsatı için kıymetli bir pencere açmış olurlar. Akıllı telefonlarla daha az, çocuklarıyla erken dönemde oyun oynamada daha fazla zaman harcamanın semeresi, harika ödüllerle ilerleyen yıllarda alınacaktır.

Fazilet Seyitoğlu

Uzman Klinik Psikolog

www.myfamilyterapi.com

Yazının devamı...

Çocuğunuz Kavgacıysa Yapabileceğiniz 8 Şey

Kavgacı çocukla nasıl bağ kurmalısınız?

Kızım küçüklüğünden beri her bana kızdığında ve sorularıma öfkeli cevap verdiğinde onu üzen bir şeyin olduğunu hissedip bana anlatmasını isterdim. Bu şekilde sakinleşir sıkıntısını söyler, benden özür diler ve birbirimize sarılırdık. Ona komik bir anımızı anlatıp onu güldürmeyi başarırdım. Lora Markham’ın “”Huzurlu Ebeveynler Mutlu Çocuklar” kitabındaki tavsiyelerine katılarak paylaşmak isterim.

Danışanı Tara anlatıyor: “

Çocuklar zor zamanlar yaşarken, genellikle kendilerini güvende hissettikleri kişilere patlar yani Bize! Anne ve babalarına .. Bizim için kızmak, azarlamak, onlara terbiyeli olmalarını söylemek ya da onları sakinleşmeye yollamak normaldir. Ama çocuklar kaba ve kavgacı davrandıklarında bize zor zamanlar geçirtmeye çalışmıyorlar. Bize “SOS” bir yardım sinyali göndermeye çalışıyorlar. Eğer bağırarak, tehdit ederek ya da onları “sakinleşmek” için uzağa göndererek karşılık verirsek, onların açtığı kapıyı kapatır ve onları kendi kendilerine çırpınmaya terk etmiş oluruz. Tabi ki çocuğunuzun kavgacılığı açık bir kapıdan çok bir mayın tarlasıymış gibi görünebilir. Ama o anda yapabileceğinin en iyisi bu ve ebeveynlik yapmanın kolay olduğunu kim söyledi ki? İşte çocuğunuzla bağ kurup dramayı durdurmanız için o mayın tarlasının içinden nasıl yolunuzu bulabileceğiniz ve dramanın bitişi.

1. Kendinize çocuğunuzun “SOS” bir yardım çağrısı gönderdiğini hatırlatın. Doğal olarak çocuğunuz size karşı kaba olduğunda tetiklendiniz. Eğer derin bir nefes alıp sakin kalabilirseniz, çocuğunuz için kritik bir beceriye model olursunuz: özdenetim. Çocuklar ne söylediğimizden daha çok ne yaptığımızdan öğrenirler. Eğer üslubunuz saygılıysa çocuğunuzun olağan üslubu da saygılı olur.

2. Üslubunun kırıcı olduğuna dair nazik bir uyarı verin. Azarlamak yerine incinmiş ya da acı çekiyor olabileceğini kabullenin ve onu bu konuda konuşmaya davet edin:

3. Setlerin yıkılmasına hazırlıklı olun. Konuşmak için nazik davetinize çocuğunuzun tepkisi muhtemelen size karşı bir kızgınlık sağanağı salıvermek olacaktır. Hayatının berbat, adaletsiz, katlanılmaz olmasının nedenleri hakkında ve belki de bunların hepsinin sizin hatanız olduğu hakkında azar işiteceksiniz. Fakat Kişisel algılamayın! Hepimiz sinirli olduğumuzda söylemek istemediğimiz şeyler söyleriz. İyi haber ise, içinde tutmak ya da kardeşinden çıkarmak yerine bütün sinirini size gösteriyor. Sizden ihtiyaç duyduğu ise ne kadar üzgün olduğunu anlamanız.

4. Şefkatli Olun Anlayış gösterin. Biliyorum. Size bağırıyor ve siz mi anlayış göstermekle yükümlüsünüz? Ama o duyguları hissetmesi için kendini güvende hissettirmesine yardım eden ve onları iyileştiren de bu.” Onu hislerinden vazgeçirmeye ya da onları azaltma isteğine direnin. Tabi ki aşırı tepki veriyor. Pek çok üzüntüyü içine atıyordu. Ve belki de gerçek üzüntüsü çok daha derinde ve o bile gerçekte ne olduğunu bilmiyor. O karmaşık duyguları hissetmesi ve onları bırakması için onu güvende hissettiren şey sizin şefkatiniz.

5. Eğer çocuğunuz anlayışınızı daha fazla kızgınlıkla karşılıyorsa, konuşmayı bırakın. Genellikle kızgın/üzgün olan insanlar nasıl oldukları anlaşıldığında ağlamaya başlar. Ama bazen de o hisler dayanılmazdır ve anlayış gösterene sözlü olarak saldırırlar. Bu durumda konuşmayı durdurun ve bütün o acıyı hissedin. Yüzünüze yansıyacaktır. Derin bir nefes alın.

6. Üzüntünün/kızgınlığın katkınız olan herhangi bir parçasını kabullenip sorumluluk alarak model olun. “

7. Daha çok dinleyin ki çocuğunuz çözümleri çıkarabilsin. Çocuğunuza, eğer yeni bir tane daha yaratmak istemiyorsanız, sorunu nasıl çözeceğini söyleme isteğine direnin. Onun yerine dinleyin ve sorular sorun. Çocuğunuz dışa vurdukça sakinleşmeye başlayacaktır. İste o zaman bazı çözümler düşünebilir. Çözümleri müthiş olabilir: " Sizin cevabınız? Yapabileceğimiz başka bir şey? " Ya da belki fikirleri o kadar müthiş değildir. Sizin cevabınız? "" Fikrinin o kadar müthiş olmadığının farkına varabilir ve kendini düzeltebilir. Ya da siz sınır koymak zorunda kalabilirsiniz. "" Fikirler önermede sorun yok ama kendi endişenizi kontrol altına alın ki çocuğunuzu ezip geçmeyin. Bu problem çözme süreci, onun nasıl güven ve yeterlilik inşa ettiğidir.

8. Daha sonra, onun neler olduğu konusunda düşünmesine yardım edin. Bu, çocuğunuzun duygularını daha iyi yönetmesine imkan veren nöral devreleri üreterek duygusal zekayı geliştirir. Ama utandırmaktan ve suçlamaktan uzak durun yoksa çocuğunuz asla sizinle konuşmak istemez. Çocuklar öğütlerden de öğrenmezler. Onun yerine şefkatinizi ve mizah anlayışınızı toplayın ve nazik bir sohbet başlatıcı sunun: " Azarlamadığınızı ve bir özür talebinde bulunmadığınızı fark edin. Bu sadece savunuculuk yaratır. Eğer bunun yerine kendi deneyiminizi ifade eder ve ona kendisininkini keşfetmesinde yardim ederseniz, başkalarını nasıl etkilediğini görmesine izin veren bir fırsatı olur. Ve içten bir özür, bir teşekkür ya da bir "" sunduğunu gördüğünüzde şaşırabilirsiniz. Aynı benim kızımla yaşadığım gibi. Peki ya bunları yapmazsa? Kızgın hissettiğinde, onu dinlemek için her zaman orada oldugunuzu hatırlatın. Bir daha sinirlendiğinde ona yardımcı olmak için ne yapabileceğinizi sorun. Ona yardım etmek için daha farklı yapabileceğiniz bir şey var mı? Kızgınlığını daha farklı ifade etmek için yapabileceği bir şey var mı? Sonra ona sarılın ve havadaki gerilimi dağıtmak için ikinizi de güldüren bir şeyle konuyu değiştirin.

Evet, bu çocuğunuzu odasına göndermekten daha çok iş gerektiriyor. Çocukluğu boyunca

bu süreci tekrar ettiğinizde, çocuğunuz duygusal zeka, empati ve problem çözme yeteneklerini öğrenir. Onunla olan ilişkinizi derinleştirirsiniz. Zamanla duyulması için bağırmasına gerek olmadığını fark eder. Ve siz de!

Fazilet Seyitoğlu

Uzman Klinik Psikolog

Yazının devamı...

© Copyright 2025

Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi milliyet.com.tr; Milliyet.com.tr haber içerikleri izin alınmadan, kaynak gösterilerek dahi iktibas edilemez, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.